Kongreya Jinen Azad'ın (KJA) organize ettiği Kadın Forumu, akademi, siyaset ve sivil toplumdan katılımıyla Makine Mühendisleri Odası'nda gerçekleşti.
Hatice Kapusuz, Gültan Kışanak, Gülseren Onanç’ın konuşmacı olduğu forumun moderatörlüğünü Züleyha Gülüm gerçekleştirdi. HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu konuşmalar sonunda dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı dayanışma çağrısında bulundu.
Gülüm: Hep beraber sesimizi yükseltelim
Gülüm kadınlar ne yapacağız sorusunu sık olarak sorarak ortak zeminlerde cevap vermek için bir araya gelindiğini belirtti, neler yapılacağını, eş güdümlü nasıl mücadele yürütülebileceğini sordu.
Kapusuz: Neredeyse kadınlığın yasaklandığı bir yönetim
Ka.der (Kadın Adayları Destekleme Derneği) ve 10 Ekim Dayanışması’ndan Hatice Kapusuz, zaman geçtikçe AKP’nin iktisadi politikalarını aile ve kadın üzerinden farklılaştırdığını, işçi ücretleri yüksek olsa da kürtaj, 3 çocuk çağrılarının, kadın gülmesinin, kadın ölmesin çocuk ölsün gibi söylemlerin neredeyse kadınlığı tamamen yasaklayan bir anlayışın adli süreçlerde de karşımıza çıktığını söyledi.
Kapusuz, Ankara’daki patlamalardan sonra kadınların kamusal alandan çekildiğinin altını çizdi.
“Her gün dövüyordum bugün neden öldü bilmiyorum, özgüveni AKP’nin yarattığı ortamdan geliyor. Ailenin kutsallığı vurgulanıyorken, aile güvenli bir alan olmuyor. İstismar vakalarında ailelerine söylemekle tehdit edilen kişiler sessiz kalmayı tercih ediliyor. Son dönemde yaşadığımız taciz vakalarında ailelerin çocukları güçlendirmiyor.”
Onanç: Kuzey İrlanda kadın koalisyonu örneği
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis Üyesi ve eski Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç, Kuzey İrlanda’da kurulan kadın koalisyonunun Türkiye’de barışın tesisinde önemli bir örnek olacağını belirtti.
Diyaloğun önemi
Onanç konuşmasına kendi deneyiminden yola çıkarak, kadın hareketindeki deneyimin onun dönüşümünde önemli rol oynadığının belirterek başladı. 10 yıl önce kadın ve Kürt meselelerinin beraber tartışılmasının bugün Kürt sorununa empati kurmasına katkıda bulunduğunu belirtti ve diyaloğun sadece kendileri gibi düşünenlerle değil karşı taraflarla da yürütülmesi gerektiğini söyledi.
AKP’li kadın vekiller sürece katılmalı
AKP’den de vekilleri sürece katarak kadın kimliği üzerinden bilinci arttırmanın değişimini tetiklenebileceğini söyleyen Onanç, uzun dönemli barış için karşı taraftakileri kendi saflarına çekmeleri gerektiğini belirtti.
Kadın koalisyonu önerisi
Bu Mart ayında hem siyasi partilerinde hem de sivil toplum örgütlerinin katıldığı, DPI’ın (Democratic Progress Institute) ev sahipliğinde Kuzey İrlanda’ya giden ve kadınların barış sürecindeki rolünü inceleyen Onanç, İrlanda’dakine benzer bir koalisyonun Türkiye’de oluşabilmesinin imkanlarını sorgulayarak, girişimlerini belirtti.
“İRA ile İngiltere arasındaki süreçte kadın koalisyonu bir oyuncu olarak geliyor ama kurulurken kendine prensipler belirliyor. Bunlar:
* Çatışmaların silahla değil müzakere ve diyalog ile çözülmesi
* İdeolojiler üstü bir siyaset zeminine duyulan ihtiyaca cevap verme
* Ayrıştıran siyaset yerine uzlaştıran, ilkeler yerine iş yapan siyaset anlayışın tesis edilmesi
* Kadınlar çatışmaların mağdurudur ve dayanışma içinde olmalıdır ilkesi
* Dünyada çözülemeyecek hiç bir çatışma yoktur yeter ki diyalog ve müzakereler olsun anlayışı.”
“Diyalogu bizim başlatmamız gerekiyor”
“Çatışma çözümlerinde etkili olmanın yolu ayrım yapmayan kapsayıcı bir iletişim ve ilişki sürdürme, kadına önyargıları kırmaktan korkmamalıdır. Öncelikle önyargılarımızı kırmak üzere diyalogu bizim başlatmamız gerekiyor. Diyaloğun çok önemli olduğuna inanıyorum ve insanı kadını ve sistemi değiştirebileceğine inanıyorum. Uzun dönemde yapılacak barış görüşmeleri içerisinde kurulacak bir kadın koalisyonunun, fakat bütün siyasi yelpazeyi içeren bir koalisyonun yarın kurulacak her hangi bir masada yer alması gerekiyor”.
Çatışma sürecinde Beyaz Show’a bağlanıp ölümleri durdurma çağrısında bulunan Ayşe öğretmenin gerçekleştirdiği gibi barışçıl sivil itaatsizlik eylemlerine dikkat çeken Onanç, Avrupa'da ve uluslararası alandaki parlamenterler ve bireylerle beraber çalışma vurgusunda bulundu.
Kışanak: Kadın hareketi büyük darbe aldı
Kışanak ise şöyle konuştu:
“Son iki yılımız Şengal’deki göç ve Kobani ile başlayan bu savaş ile devam eden bir travma süreci var. Kadın toplantıları bizim için terapi oluyor.
“Hepimiz bu sürecin öznesiyiz. Bizde anlık mücadeleye kendimizi kaptırıp büyük fotoğrafı kaybediyoruz. Bazen de büyük fotoğrafı görmek insanları fazla kaygılandırıyor. Çözümün birinci basmağı hakikattir. Onu görüp neler yapabileceğimizi konuşmak daha iyi bir yöntem. Yaratılan gündemlerle kadın sorunları geri plana atılıyor. Dünyanın bütün savaş bölgelerinde yapılan çalışmalara bakıldığında savaşın en büyük travmasını kadınlar yaşıyor.
“Aslında bu zamana kadar kadın hareketi ilerliyordu. Kadın hareketinin kazanımları hızla büyüyordu. Kadınlar için anayasa platformları kuruyorduk, Kürt kadın hareketi zirvesini yaşıyordu, eş başkanlığı yasal bir kazanıma dönüştürdük, yüzde 50 temsiliyet iddiasını kurdu mecliste, belediyelerde fiili eşitlik politikası uygulandı.
“Bu iyi gidişatın sert bir çatışma ile kesildiğini görüyoruz. Bu savaş, retorik olarak değil bu kadınlara açılmış bir savaş. Kadınların tüm kazanımlarını hedef alan bir noktaya geldi.
“Bu barışın yeniden tahsis edilmesinin önündeki engellerden biri olarak karşımıza çıkacaktır. Bunun önünü biz kadınlar alabiliriz. Çünkü milliyetçilik kadınları da etkisi altına alıyor, kadınları da bölüyor. Kadınlar kendi gündemlerini bırakıyor. Ve iktidarın gündemiyle hareket ediyor. Yaratılan gündemlerle kadın sorunları geri plana atılıyor.” (BZ/ÇT)