* Çoğunluğu üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’i en az bir kez şiddetin bir türüne maruz kalmış. Çalışan kadınların yüzde 40’ı Psikolojik-duygusal şiddete, yüzde 35’i sosyal şiddete, yüzde 17’si ekonomik şiddete ve yüzde 8’i fiziksel şiddete maruz kalıyor.
* Erkek çalışanların yüzde 40’ı eşine veya birlikte olduğu kişiye kötü davrandığını kabul ediyor. Üniversite mezunu erkeklerin yüzde 37,5’i eşine veya birlikte olduğu kişiye şiddetin bir türünü içeren kötü davranışta bulunduğunu kabul ederken bu oran lise mezunu erkeklerde yüzde 24,5.
* Kadınların yaklaşık üçte biri şiddet gören kadının bu durumu yöneticisi ile paylaşmasının onun için olumsuz etkisi olabileceğini ve kadın katılımcıların yarıya yakını ise bu durumu paylaşmaktan utanacaklarını belirtiyor.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından hayata geçirilen İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (Business Against Domestic Violance -BADV) Projesi kapsamında, “Yakın İlişkide Şiddetin Beyaz Yakalı Kadın Çalışanlara ve İşletmeye Etkisi Araştırma Raporu” bugün Sabancı Center’da tanıtıldı.
19 gönüllü şirkette 1715 kişiyle konuşarak yapılan araştırma, kadın çalışanların ve şirketlerin aileiçi şiddet konusunda farkındalıklarını, kadın çalışanların yakın ilişkilerinde şiddete maruz kalma durumlarını ve şirketlerin bu konudaki tutumlarını ortaya koyuyor.
Toplantıda Hollanda Başkonsolosu Robert Schuddeboom, Brleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye temsilcisi Zeynep Başaran Kurtkan, Hürriyet gazetesinden Emel Armutçu ve KAMER kuruçusu Nebahat Akkoç konuştu.
“Yakın İlişkide Şiddetin Beyaz Yakalı Kadın Çalışanlara ve İşletmeye Etkisi Araştırma Raporu”nun sunumunu Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat gerçekleştirdi.
Araştırmanın Türkçe özeti için tıklayın.
Çalışan Beyaz Yakalı Kadınların Yaşadığı Farklı Şiddet Türleri * Kadınların %20’si tartaklama türü fiziksel şiddet, yüzde 10’u cinsel şiddet, yüzde 2,5’i ağır fiziksel şiddet gördüğünü belirtti. * Kadınların %60’ı son beş yıl içerisinde en az bir kere birlikte oldukları erkekten psikolojik şiddet gördüklerini belirtti. Kadınların %6’sı sürekli bu tür şiddet altında olduklarını söylerken %35 ‘i ise arada sırada psikolojik şiddet maruz kaldıklarını belirtti. * En az bir kere sosyal şiddet gördüğünü ifade eden kadınların oranı %53. * Kadınların %24’ü ekonomik şiddetle son beş sene içerisinde en az bir kere karşılaştığını belirtti. |
“Eşitlik şiddetle mücadelenin parçası”
Hollanda Başkonsolosu Robert Schuddeboom, açılış konuşmasında görünmeyen şiddete dikkat çekerken “Şiddet kurbanlarının küçük düşme korkusuyla yaşananları anlatamayacağı bir dünyayı hoş göremeyiz. Kadınların başlarını kaldıramayıp, haklarını arayamadıkları, şiddet faillerinin cezalanmadığı bir dünyayı hoş göremeyiz. Politik, sosyal, ekonomik ve cinsiyet anlamında kadın erkek eşitliği şiddetle mücadelenin önemli bir unsurudur” diye konutu.
UNFPA Türkiye temsilcisi Zeynep Başaran Kurtkan “Şiddet yalnızca kadınları değil, toplumun bütününü etkilemektedir. Şiddet mağduru kişi, istismarın sonucu olarak işgücü piyasasına katılamamaktadır. Bu durum şirketlerin kendisini, kalkınmayı, toplumun bütünü etkilemektedir” dedi. Çalışmanın önemine dikkat çekti.
Hürriyet’ten Emel Armutçu, Hürriyet’in bir asansörde kadına yönelik şiddetle ilgili gerçekleştirdiği sosyal deneyin videosunu izletti ve bu videonun Türkiye’deki durumu özetlediğini anlattı. İstanbul Sözleşmesi’ne de değinen Armutçu, sözleşmenin uygulanmadığını, eşitliğin fıtrata aykırı olduğu beyanının bile başlı başına bu sözleşmeye aykırı olduğunu vurgularken, gazetenin şiddete karşı yaptığı çalışmaları anlattı.
Şiddetin Algılanan Nedenlerinde Kadın-Erkek Farkları Var mı? * Birlikte olunan kişinin şiddeti normal görmesi durumu, kadınlar (%72) için erkeklere kıyasla (%58) şiddeti gerekçelendirmede daha çok başvurulan bir kavram olarak ortaya çıkıyor. * Kadının yetersiz veya kusurlu bir eş/sevgili olarak görülmesinin erkeklerin (%17) şiddeti gerekçelendirmede kadınlara (%9) kıyasla daha çok başvurduğu bir ifade olarak görülüyor. * Ev içi sorumluluklarda yetersiz veya kusurlu olmak bir kadının şiddete uğraması için erkeklerin (%20) kadınlara (%11) kıyasla daha sıklıkla başvurduğu bir gerekçe. |
Ararat: Eviçi şiddet aynı zamanda bir işyeri sorunu
Melsa Ararat, şiddete uğramanın kadınlar için bir istisna olmadığını söylerken, kadınların bu şiddeti normalleştirdiğini, çoğunun şiddeti “kadın olma durumunun normal bir sonucu” gibi gördüklerini anketten örneklerle anlattı.
“Tek tek şiddet biçimlerini betimleyerek sorulan sorulara verilen cevapları toplandığımızda, kadın çalışanların yüzde 75’inin şiddet gördüğünü görüyoruz. Ancak ‘şiddete maruz kaldınız mı’ sorusu doğrudan sorulduğunda 'evet' diyenlerin oranı yüzde 12.”
Ararat, konuşmasında şiddetin nasıl kanıksandığını anlatırken, bununla ilgili farkındalığın da anket sonuçlarına yansıdığını belirtti. Avrupa ülkelerinde yapılan şiddet araştırmalarında oranların yüksek olduğunu hatırlatan Ararat, kendi araştırmalarında da kadınların gördüğü şiddeti içselleştirmesinin, çoğu zaman şiddete uğradığının farkında olmamasının toplumsal algının bir yansıması olduğunu söyledi.
Ararat, eviçi şiddetin neden bir işyeri sorunu olduğunu çalışanlar açısından “sağlık, toplumsal hayata katılım, iş performansını etkilemesi, odaklanma sorunu, dikkatsizlik, sorumluluk almaktan kaçınma, işi terk etme”; işyeri açısından ise “ücretli-ücretsiz izin kaybı, verimliliğin düşmesi, diğer çalışanların güvenliğinin tehlikeye alınması, rahatsızlığa bağlı izin alımında artış, çalışanların moralinde düşüş” başlıklarıyla özetledi. İşyerlerinde şiddete sıfır tolerans veren eşitlikçi bir kültür oluşturulması ve şirketlerde formel destek mekanizmaları oluşturulması gerektiğini belirtti.
Kadının Şiddet Gördüğü Kişiden Ayrılamamasının Nedenleri Neler? * Katılımcıların sadece %28’i kadınların gerçekten isterlerse şiddet içeren ilişkiyi bitirebileceklerini düşünüyor. * 45 yaş altındaki bireyler (%28) bu görüşe 46-55 yaş arasına (%19) kıyasla daha yüksek oranda katılıyor. * Katılımcıların %85’i ekonomik nedenleri kadının şiddet gördüğü kişiden ayrılamamasının bir nedeni olarak görüyor. * Tek başına çocuk büyütmekle ilgili endişeler (%82) ve kadınların kendilerine olan güvensizlikleri (%72) onların şiddet gördükleri ortamdan ayrılamamalarının önemli nedenleri olarak görülüyor. * Kadının şiddet gördüğünü kabul etmekten (%39) ve boşanmaktan/ ayrılmaktan utanmasını (%60) ayrılamaması için olası nedenlerden bazıları olarak görülüyor. |
Akkoç: Her kadın şiddete uğruyor
Kapanış konuşmasını yapan Nebahat Akkoç, KAMER’in çalışmalarından bahsederken, en çok şiddet gören kadın grubunun yüzde 18 ile eşinden daha fazla kazanan ya da kariyeri daha yüksek olan kadınlardan oluştuğunu ifade etti.
“Şiddet kurumlara, kanunlara, davranışlara, resmi ve resmi olmayan her türlü sisteme o kadar nüksetmiştir ki, biz bunu fark etmeden hayatımızın sonuna kadar yaşayabiliriz. Farkındalık bu nedenle çok önemli” diyen Akkoç, KAMER’in farkındalık grup çalışmalarından bahsetti.
Akkoç, konuşmasını, yapılan her çalışmanın olumlu etkileri olduğunu söylerken, şiddetin oranının artıyor olmasının her ne kadar ürkütücü görünse de, kadınların mücadele ettiğinin ve şiddetin görünürleştiğinin bir göstergesi olduğunu belirtti. “Kadınların şiddetten kurtarmak için geliştirdiği yöntemler bizim için yeni bir dünya hayal etmeyi mümkün kılıyor” dedi. (ÇT)