Jandarma Genel Komutanlığından tehditkar ifadeler
İnsan Hakları Derneğinde (İHD) gözaltında tecavüz vakaları ve Ş.E. ile ilgili basın açıklaması yapan avukatlar Keskin ve Karakaş, Jandarma Komutanlığının açıklamasında tehdit içerikli ifadelerin olduğunu söyleyerek birilerini tehdit edeceklerine bu problemlerin önüne geçsinler dedi.
Jandarma Komutanlığı, Ş.E.nin yaşadıklarını üzerinden 5 yıl geçtikten sonra açıklamasını iddiaların doğru olmamasına yormuştu. Avukat Eren Keskinin bu iddiaya yanıtı şöyle oldu: Jandarma Komutanlığı iyi bilmelidir ki, Ş.E.nin yaşadıklarını geç açıklamasının en önemli nedeni kendi teşkilatının mensuplarından duyduğu korkudur.
Avukat Keskin, Jandarma Komutanlığının işkence iddiasını duyuran gazetecileri KADEK işbirlikçisi olarak göstermeye çalışmasını eleştirerek, bunun gazetecilerin ve yargının tehdit edilmesi anlamına geldiğini ifade etti.
İddialar bilimsel raporlara dayanıyor
Eren Keskin, Jandarma Komutanlığının açıklamasını yargıyı baskı altına alma amaçlı olduğunu da savunarak, Ş.E. hakkındaki dava iddianamesinin yalnızca kendisinin beyanlarına dayandırıldığı iddiasına da şöyle yanıt verdi:
Oysa dava dosyasında iki bilimsel rapor bulunmaktadır. Bu raporlardan birini Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), diğerini de ŞEnin Almanyada tedavi gördüğü kurum düzenledi.
TİHVnın raporu, Ş.E.nin, yaşadıklarının üzerinden yıllar geçmesine rağmen psikolojik sorunlar yaşadığını gösteriyor.
TİHVin raporundaki iddialara göre; 93-94 yıllarında üç kez gözaltına alınan Ş.E.ye, gözaltında tutulduğu toplam 14 günlük süre içinde çırılçıplak soyma, göz bağı, copla ve fiili tecavüz, kaba dayak, ayaklarından askıya alınma, askıda elektrik verme, falaka, boğazının sıkılması, ölüm tehdidi, hücrede tutma gibi çok çeşitli işkenceler uygulandı.
Rapora göre, Ş.E. gördüğü bu işkencelerden sonra psikolojik rahatsızlıkların yanı sıra hala fiziki birçok rahatsızlık yaşıyor. Sırt, baş, karın ağrıları, bulantı, iştahsızlık, eklem hareketlerinde ağrılar Ş.E.nin yaşadığı fiziki rahatsızlıklardan birkaçı.
En yüksek fail oranı polislerden
Sekiz yıldır faaliyet gösteren Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosuna şimdiye kadar 177 kadın başvuruda bulundu.
Avukat Eren Keskin, gerçekte kadınlara yönelik cinsel tecavüz oranının bu sayının çok üzerinde olduğunu, ancak kadınların sosyal çevrelerinden duyduğu çekince nedeniyle başvuru yapmaktan çekindiklerine dikkat çekti.
Büronun verilerine göre tecavüze uğrayan kadınlardan ikisi intihar etti, bir kadın işkence sonucu öldürüldü, 14 yaşındaki bir kız da tecavüze uğradıktan sonra akrabaları tarafından namus temizleme gerekçesi ile öldürüldü.
Rapora göre, en fazla cinsel tacizde bulunanlar polisler. Suçu işleyen fail dağılımına göre 134 polis, 36 jandarma, 4 özel tim, 6 korucu, 9 infaz koruma memuru, 2 itirafçı ve 1 gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunulmuş.
Rapora göre; mağdur kadınlardan 140ı Kürt, 30u Türk, 1i Alman, 4ü Roman, 1i Bulgar, 1i de Romen.
Hala davası sürmekte olan 83 dosya var. Bunlardan 36sı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM), 22si Ceza Mahkemelerinde, 4ü Yargıtayda, 18i savcılıkta, 4ü de takipsizlik kararı verildikten sonra itiraz edilen ve henüz sonuçlanmayan davalar.
Avukat Karakaş ise, çalışmalarında çok sayıda zorlukla karşılaştıklarını, bunların başında da kendilerine açılan davalar olduğunu söyledi. Şimdiye kadar Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosuna sekiz dava açıldı. (HA/BB)