İstanbul Teknik Üniversitesi'nde (İTÜ) rektöre oksijen tüpü hediye etmek istemek, kampüs dışındaki bir kadın eylemine katılmak, afiş asmak gibi gerekçelerle başlatılan soruşturmaların sonuncusu "e-posta" atmaktan açıldı.
Mimarlık Fakültesi Dekanlığı bir araştırma görevlisine araştırma görevlileri iletişim grubuna e-posta yazdığı için açtığı soruşturmanın gerekçesi "Araştırma görevlilerini mail yoluyla provoke etmek suretiyle bir grup öğretim elemanının Mimarlık Bölüm Başkanlığı'na toplu olarak gidişini sağlama". Aynı dekanlık daha önce bir başka asistana afiş asma gerekçesiyle soruşturma açmıştı.
Söz konusu e-posta, bir araştırma görevlisinin 33/a kadrosuna başvurusunda Mimarlık Bölüm Kurulu toplanması talebinin bölüm başkanlığınca reddedilmesiyle ilgili.
Hakkında soruşturma açılan araştırma görevlisi Ceyda Sungur'un mailinde konuyu bölüm başkanıyla görüşmek ve kurulun bu gündemle toplanması için çağrı yer aldı.
Sungur asistanlara yönelik hukuksuz işten atılma ve baskılara karşı Asistan Dayanışması adı altında mücadele verdiklerini hatırlatarak bu soruşturma ile asistanlar üzerinde korku ve yılgınlık yaratılmaya çalışıldığını, bunun kabul edilemez olduğunu anlattı.
"Bu soruşturma fikri hak ve özgürlüklerin ihlaliyle, 12 Eylül baskıcılığının da ötesinde, her hareketimizin gözetlenerek kontrol altına alınmaya çalışıldığının, güvencesiz çalışan araştırma görevlileri olarak en temel haklarımızı savunmak bir yana kendi aramızda iletişim kurabilmemizin dahi engellenmek istendiğininin bir göstergesidir."
“İşe iade davalarını kazandıkça baskı arttı”
İTÜ’de 2012 yılından beri 130'u aşkın asistan 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 50-d maddesiyle istihdam edilirken yüksek lisansta üç, doktorada altı yılı tamamlamaları ve mezun olmamaları halinde işten atıldı.
Asistanlar buna karşı daha güvenceli araştırma görevliliği kadrosu olan 33-a kadrosuna geçmek istiyorlar. 33-a kadrosuna geçiş başvurularında bölüm akademisyenlerinden oluşan bölüm kurullarından görüş alıyor, bu görüş bölüm başkanlığınca dekanlık ve rektörlüğe ulaştırılıyor.
Sungur, bölüm kurulu olumlu görüşlerinin işe iade davalarını kazanmada önemli bir unsur olduğunu, davaları kazandıkça rektörün olumlu görüş verilmemesi konusunda bölüm başkanı ve dekanlara baskı yaptığını anlattı.
“İşe iade davalarını kazanmaya başladık. Kurulların olumlu görüşü bu davaları kazanmada önemli bir unsur. Kazanılan davalar arttıkça rektörlük olumlu görüşler yazılmasına yönelik bölüm başkanlarına ve dekanlara baskıya başlıyor.
“Arkadaşımızın karşılaştığı da böyle bir durum. Bölüm başkanı 33-a başvurusunda bölüm kurulunun toplanması talebini reddetti. Mimarlık Fakültesi’ndeki hocalar Akademik Teşkilat Yönetmeliği’ne göre ayda bir toplanması gereken bölüm kurulunun altı aya yakındır toplanmadığını söylüyor.”
“Mailde şiddet, hakaret, provokasyon yoktu”
Sungur, söz konusu maili bunun üzerine attığını anlattı:
"Konuyu bölüm başkanı ile görüşmek ve tartışmanın bölüm kurulunda, tüm bölüm öğretim üyelerince yapılması ve başvurunun değerlendirilmesi üzerine bir çağrı içeren mail attım. Şiddet, hakaret ve provokasyon çağrısı içermeyen bu metinde, bölüm kurullarından gelecek olumlu görüşün işe iade davalarını kazanmamızda önemli bir unsur olduğunu ve bunun engellenmeye çalışılmasının hepimizin sorunu olduğunu dile getirdim.
"Ancak konu ne olursa olsun e-mailin içeriğinden çok burada önemli olan asistan arkadaşlarıma yönelik yaptığım yazışmanın denetlenerek bir şekilde soruşturma konusu edilmesi."
“Kendileri hukuku uygulamazken..."
Ceyda Sungur, asistanların iletişim listesine attığı maille ilgili soruşturma açılmasının eleştirel, özgür ve üretken olması gereken bir akademik ortamda kişisel hak ve özgürlüklerin baskılanması durumu oluşturduğunu söyledi.
"Bilimin ancak özgür ve eleştirel bir ortamda üretilebileceğini kabul ediyorsak bu ilkeleri savunanlar olarak karşılaştığımız baskıcı ve yıldırıcı uygulamalara rağmen özgür bir akademi için mücadele etmekten başka yapabileceğimiz hiçbir şey yok."
“Asistanları e-mail üzerinden bile konuşamaz hale gelsin istiyorlar. Öte yandan bir asistanın 33-a başvurusunda kurul değerlendirmesi talep etmesi son derece meşru, bunu kimse engelleyemez."
İşe iade davasını kazanmalarına rağmen üç asistanın işe alınmadığını hatırlatan Sungur “kendileri hukuk kararını uygulamazken beni hangi hukuki dayanakla soruşturuyorlar” diye sordu.
Ceyda Sungur 27 Ekim’de gelen soruşturma yazısında istenen yazılı savunmayı 3 Kasım’da iletti. Sözlü savunma talebini de içeren savunmasında ifade ve iletişim özgürlüğüne vurgu yaptı.
Asistan Dayanışması'ndan açıklama
İTÜ Asistan Dayanışması da yayınladıkları açıklamada soruşturmayı “Görme, duyma, konuşma soruşturması” olarak tanımladı baskılara karşı dayanışma içinde olduklarını yineledi.
İnsanların düşüncelerini birbirleriyle paylaşmasından rahatsız olan bu zihniyetin üniversitemizde kök salmasını istiyorlar. Tıpkı e-postalarımızın rektörlükçe engellenmesinde olduğu gibi çeşitli baskı mekanizmalarını kullanarak zavallı ve komik bir duruma düşmeye devam ediyorlar. Yazdıklarımızın size ulaşmasından rahatsızlar. Duymuşsak duymamış gibi, görmüşsek görmemiş gibi, biliyorsak bilmiyormuş gibi davranmamızı istiyorlar. (BK)