* Fotoğraf: Anadolu Ajansı (AA) - İsveç Parlamentosu
İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, "bu etiketlemenin ülkenin uluslararası gündemi açısından zarar verici olabileceği" gerekçesiyle ülkenin öncülük ettiği "feminist dış politika" anlayışından vazgeçtiklerini duyurdu.
Söz konusu açıklama, ülkenin yeni başbakanı ve Muhafazakar Parti lideri Ulf Kristersson'un yeni kabineyi açıklamasının ardından geldi.
The Guardian gazetesinin haberine göre, İsveç'te Muhafazakar Parti (M), Liberal Parti (L) ve Hristiyan Demokrat Partisi'nin kurduğu ve 17 Ekim'de Parlamento'dan güvenoyu alan sağ koalisyon hükümeti bundan sonraki süreçte "feminist dış politika" yürütmeyecek.
İsveç'in TT haber ajansına konuşan Billström, "Toplumsal cinsiyet eşitliği, İsveç'in temel bir değeri ve bu hükümet için de temel bir değer" dedi:
"Fakat biz 'feminist dış politika' ifadesini kullanmayacağız çünkü bir şeylere getirilen etiketlerin içeriğin üzerini örtme eğilimi vardır."
Ballström, İsveç'in başta NATO'ya üyelik başvurusu olmak üzere diğer dış politika gündemlerinde büyük bir değişiklik olmayacağını söylerken The Guardian, feminist dış politika konulu pek çok yayının İsveç Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinden kaldırılmaya başladığını yazdı.
Kabinenin en genç üyesi İklim ve Çevre Bakanı
Öte yandan, dün açıklanan yeni İsveç kabinesinin en genç üyesi 26 yaşındaki İklim ve Çevre Bakanı Romina Pourmokhtari oldu.
İklim aktivisti Greta Thunberg'in ülkesi İsveç'in yeni İklim ve Çevre Bakanı, görevinde fark yaratmak istediğini söyledi.
Seçimlerde değişim istediğini ve bunun gerçekleştiğini belirten Liberal Partili Pourmokhtari, "Ilımlılar ve Hristiyan Demokratlarla hükümeti kurduk ve bunun bir parçası olmaktan çok mutluyum" dedi.
Üçlü sağ partinin kurduğu koaliston hükümetine aşırı sağcı İsveç Demokratlar Partisi (SD) de dışarıdan destek veriyor.
Ilımlı Muhafazakar Parti lideri Ulf Kristersson'un liderliğinde 24 bakanlıktan oluşan kabinede 13 erkek, 11 kadın bakan bulunuyor.
Feminist dış politika ve İsveç
2014 yılında İsveç'teki Sosyal Demokrat hükümetin Dışişleri Bakanı Margot Wallström'ün başlattığı "feminist dış politika" resmi olarak "dünya genelinde sayısız kız çocuğu ve kadının günlük hayatlarını tanımlayan ayrımcılık ve sistematik itaate karşı yanıt" olarak ifade ediliyor.
İsveçli feminist gazeteci Anna-Klara Bratt, İsveç'in NATO'ya üyelik başvurusunun ardından bianet'e yaptığı değerlendirmede ülkenin "feminist dış politika" yaklaşımı hakkında özetle şöyle konuşmuştu:
"Öncelikle, feminist politikanın insanlarca pek de fazla bilinmediğini söylemeliyim. Lund Üniversitesi'nden siyaset bilimciler şunu soruyor: "Feminist bir iç politikamız yoksa nasıl feminist bir dış politikamız olabilir?" Ben, bunun yerinde bir soru olduğunu düşünüyorum.
"Çok yüzeysel olduğunu söyleyebilirim. Bu, daha çok feminist ideolojiye sahip bir dışişleri bakanımızın olması ile, Margot Wallström ile ilgili. Bu, şimdi biraz değişti çünkü artık yeni bir dışişleri bakanımız var.
"Feminist bir dış politikaya sahip olmak kolay değildi. Bu, tam olarak neydi ki? Wallström, silahlar ve Suudi Arabistan ile ilgili sert açıklamalar yaptığında bu keskin çıkışları sonrasında başbakan yumuşatıyordu.
"Dahası, bir kişi için feminizm olan şey, bir başkası için başka bir şey olabilir. Bazıları bu kelimeyi kullanmanın iyi olduğunu söylüyor. Bu, ilk adım ve diğer ülkeleri de teşvik etti.
"Dışişleri Bakanı [Ann] Linde... Selefinden feminist dış politikayı miras almış olabilir ama kendisi o kadar da önde gelen bir feminist veya önde gelen bir insan hakları [savunucusu] falan değil. Öncesinde Ticaret Bakanlığı yapıyordu." (SD)