Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
İnsan hakları savunucuları insan hakları haftası etkinliklerini Tünel Meydanı’ndan Galatasaray’ya yaptıkları insan haklarına saygı yürüyüşü ile sonlandırdı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilciliği üyeleri “Savaşa ve zulme karşı barış ve direniş” pankartıyla gerçekleştirdikleri yürüyüşü Diyarbakrı’da öldürülen İHD kurucularından Tahir Elçi’yi anarak başladı.
Yürüyüş boyunca savaşa, erkek şiddetine, çocuk cezaevlerine, ölümlere, iş cinayetlerine, tecrite, işkenceye karşı sloganlar attılar.
Kitle yürüyüşe başlamadan önce yolu kapatan çevik kuvvet ekipleri, daha sonra yolu açarak kitlenin önünde ilerledi. Çevrede çok sayıda polis ve TOMA bulundu.
Fincancı: Çığlığımızı duyun
Galatasaray Lisesi önünde konuşan TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı insan hakları haftasını hak ihlallerinin yoğunlaştığı dönemde kapattıklarını ama insan hakları mücadelesinin hiç bitmediğini söyledi.
“Bir daha asla” diyeli 68 yıl oldu. İkinci paylaşım savaşının ardından bugün bölgede çok daha yoğun olarak üçüncü post modern paylaşım savaşıyla karşı karşıyayız. Sınırları yeniden belirlemek üzere, insanı hiçe sayan, insan hakları ihlallerinin en temel insan hakkı olan yaşam hakkını ihlal edecek boyuta ulaştığı, yüzlerce insanın katledildiği bir coğrafyada bizler insan hakları mücadelesi yürütenler olarak sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.
“Yaşananlardan haberdar mısınız?”
Fincancı, sokağa çıkma yasaklarının ve operasyonların yaşandığı Kürt illerinde hekimlerin elektrik olmadığı için hastaları gerektiği gibi tedavi edemediğini, yaralıların hastaneye ulaşamadığını anlattı.
“Hastaneler cephaneye dönüştürüldüğü için yaralanan insanlar ölüme mahkum edilmiştir. Acaba bunlardan haberdar mısınız?
“Yeni 1915'ler istemiyoruz”
Fincancı, hak ihlallerinin gittikçe derinleşmesine tanıklık ettiklerini ve bu tanıklığı sürdürmek istemediklerini söyledi:
“Siz de bu tanıklığı yapmayın lütfen. Doğrudan müdahil olun. Biz de doğrudan müdahil olmaya çalışıyoruz.
“Biz yeniden bu topraklarda birlikte yaşadıklarımızın katledilmesini, yok edilmesini istemiyoruz. Bu toprakların zenginliğini hep birlikte mücadele ile sürdürmek istiyoruz. Ne yeni 1915’ler ne yeni 1938’ler istemiyoruz.
“Dersim katliamının ermeni soykırımının yükü hepimizin omzunda. Ben dedelerimden miras aldığım bu yükü çocuklarıma, torunlarıma miras olarak bırakmak istemiyorum. Gelin bu mirası reddedin. Biz reddi miras yapalım. Barış içinde bir arada yaşamayı, haklarımıza sahip çıkmayı birlikte uğraş vererek kazanalım. Hep birlikte mücadele edersek bunu kazanabiliriz.”
Boztoprak: İnsan haklarının çiğneniyor
İki örgüt adına ortak açıklamayı okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak, “Ne yazık ki çoğunluk değiliz, ne yazık ki insan haklarını ayaklar altına alanların, devlet mekanizmasının bütün gücüyle insan haklarını çiğnedi günlerden geçiyoruz” dedi.
“Cizre’de, Silopi’de, Dargeçit’te, Sur’da elektriğin, suyun, ekmeğin insanlara yasaklandığı, insanların temel hak ve hürriyetlerinin ayaklar altına alındığı günlerdeyiz.
“Kötü şeylere tanıklık ediyoruz. Kötü şeylere tanıklık ederken yanımızda olması gerekenlerin çok büyük kısmının uzakta kaldığına tanıklık ediyoruz.”
Boztoprak, buna karşın insan hakları savunucularının umutsuz ve yılgın olmadığını söyledi. Herkesi insan hakları mücadelesine omuz vermeye çağırdı.
“Biliyoruz ki direnenler, mücadele edenler oldukça, sayımız ne olursa olsun bir umut vardır. Kürdistan’da ve Türkiye’de yürütülen operasyonlar, tutuklamalar, yargısız infazlar 1990’larda, 1980’lerde, 1930’larda güçlerinin her şeye yettiğini zannedenlerin yine işbaşında olduğunu gösteriyor. Güçleri insan hak ve özgürlüklerini yok etmeye yetmeyecek. İnsanlık onuru işkenceyi de, işgalciliği de, hak gaspçılığını da yenecek.” (BK)