Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla hazırlanan ve bugün (25 Mayıs) yürürlüğe giren "Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması" genelgesini, Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi'nden (KEİG) Serap Güre "Umut verici. Bundan sonra önemli olan uygulama" sözleriyle değerlendirdi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğretim üyesi veKadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İpek İlkkaracan, "İyi bir başlangıç ancak kreş ve ebeveyn izni konusunda geliştirilmesi gerekiyor" dedi.
İlkkaracan, genelgenin kadın sivil toplum örgütleriyle hükümet arasındaki olumlu diyalog sonucunda oluştuğunu belirtirken, uzman sivil toplum kuruluşlarına akıl danışılarak hazırlanmasını memnuniyet verici bulduğunu söyledi.
Güre ise kadın istihdamının artırılması için mikro kredilerle çözüm aranması yerine kadın istihdamının artırılması anlayışının makro sosyo-ekonomik politikalara yerleşmesi yolunda önemli bir adım atıldığını söyledi.
Güre: Yerel yönetimler bütçeden pay almak için çalışacak
- Genelgede müsteşarlık düzeyinde bir görevlendirmeden söz ediliyor; izleme ve koordinasyon kurulması oluşturulmasını ve bu kurulda sivil toplum kuruluşu temsilcileri bulunmasını öneriyor. Uygulamaların hem kamu hem de özel sektörü kapsaması çok önemli.
- İstatistiksel veri istemesi, kadınların sosyal yaşama katılmasından söz etmesi de yeni bir teklif.
- Kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimlerin hazırlayacakları stratejik plan, performans programı ve faaliyet raporlarına kadın - erkek eşitliği yaklaşımını dâhil etmesi; bu metinlerde istatistiksel veriler ve bilimsel araştırmalar ile bunlar için kullanılacak ödeneklere yer verilmesi çok önemli.
- Bu kurum ve kuruluşlar bütçeden bir önceki stratejik planlarının uygulaması ile ilgili gösterdikleri performansına bağlı olarak pay alabiliyor. Yani bütçelerini kabul ettirebilmeleri için bir önceki yıl planlarında yer verdikleri faaliyetleri gerçekleştirdiklerini ispatlamak zorundalar.
İlkkaracan: Kreş ve ebeveyn izni konusunda eksikler var
- Türkiye'de, çocukların ve gelecek nesil çalışanların yetiştirilmesi işini kadının ücretsiz emeği üzerinden çözümleyen bir toplumsal model yerleşiyor.
- Resmi veriler, evlilik öncesinde iki kadından birinin iş gücü piyasasına katıldığını ancak ezici çoğunluğunun doğum yaptıktan sonra iş gücünden ayrılmak zorunda kaldığını gösteriyor.
- Uygulanmasını öngördüğümüz iki temel politikadan biri, kreşlerin yaygınlaşması.Türkiye'de yasa 150 çalışandan fazla kadın çalışanı olan işyerlerine kreş açma yükümlülüğü getiriyor. Düzenleme hem yalnızca kadınları kapsadığı hem de küçük ölçekli işyerlerinde çalışan kadınları kapsam dışı bıraktığı için sorunlu.
- Düzenlemenin "100 ya da 150 kadın ve erkek çalışan" olarak değiştirilmesini önerdik. Böylece çocuğa bakmanın yalnızca kadının görevi olduğuna dair ayrımcı bakışın yasadaki yansımasından da kurtulmuş olabilecektik.
- İkinci önerimiz, kanunda yer alan annelik izninin babalara da en az üç ay ücretli izin öngörecek şekilde "ebeveyn izni" olarak değiştirilmesiydi. Ebeveyn izinlerinin anne ve baba arasında ücret transferini engelleyecek şekilde düzenlenmesi de çok önemli. (BB)