* Fotoğraf: Esra Bilgin - İstanbul / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri, İTO Sağlık Politikaları Komisyonu Üyesi Dr. Osman Öztürk, yetkililerin “normalleşme” açıklamalarını bianet’e değerlendirdi.
Dr. Öztürk, bu konuda sağlık değerlendirme yapabilmeleri için öncelikle Sağlık Bakanlığının tüm verileri paylaşması gerektiğinin altını çizdi:
“Veriler sınırlı şekilde paylaşılıyor, hastanede yatan sayısı açıklanmıyor, bölgesel dağılımı da bilmiyoruz. Vakalarına bölgesel dağılımı, yaş dağılımı gibi verileri bilmemiz ve buna göre projeksiyon yapmamız gerekiyor. Bunları bilmeden ancak yanlış çıkabilme ihtimalini gözeterek temkinli bir değerlendirme yapabiliriz.”
“Artış hızı azaldı ama salgın ciddiyetini koruyor”
Dr. Osman Öztürk, hastanelerden ve hekimlerden aldıkları bilgilere ve gözlemlerine göre daha az hasta girişi olduğunu, artış hızının azaldığını ancak salgının ciddiyetini koruduğunu söyledi:
“Durum, ‘kesildi, kesiliyor’ gibi bir izlenim hala yaratmıyor ve İstanbul için salgın ciddiyetini koruyor. Bazı illerde risk daha az olabilir ama olay büyük ölçüde İstanbul’da geçiyor, bakanlık verilerine göre de öyle…
“Başta İstanbul ve diğer 29 büyük şehir ile Zonguldak’ta tedbirleri gevşetecek bir tablo gözükmüyor. Ama bakanlığın elinde buna dair daha detaylı bilgi varsa paylaşmalı.”
“Vatandaşların tedbirleri gevşetmemesi gerekiyor”
Öztürk, “Vatandaşların tedbirleri gevşetmemesi gerekiyor” diye konuştu:
“Çünkü siyasetçilerin açıklamaları vatandaşlarda gevşemelere yol açıyor. 2-3 gündür İstanbul nerdeyse eski ritmine döndü, trafik yoğunlaştı, sokakta temas fazlalaştı. Bunu çok tehlikeli buluyorum.”
Salgının “peak” (tepe) noktasıyla ilgili de Dr. Öztürk, bunun tartışmalı bir kavram olduğunu belirtti:
“Diğer hastalık süreçlerinden bildiğimiz kadarıyla nüfusun yüzde 60’ı enfekte olunca bağışıklık oluyor ama bu kendi haline bırakıldığında gerçekleşiyor. Bunun dışında olabilecekler, bakanlığın aldığı tedbirlere bağlı.
“Salgın bir tsunami dalgası gibi vurdu şimdi azalıyor. İkinci bir dalgadan da bahsediliyor ama birinci dalga bitmiş değil, bunun üzerine bir dalga binebilir ya da birinci dalga denilen süreç artabilir. Bu konuda değerlendirme yapan meslektaşlarımız da çok temkinli çünkü tepe noktası denilen konu alınan tedbirlerle bağlantılı. Tedbirlerin uygulanmasına göre tepe noktası daha düşük bir seviyede yakalanabilir ya da önlemler bırakılırsa tekrar yukarı zıplayabilir. Şu an kimsenin söyleyebileceği kesin bir bilgi yok, sadece tahminler var…”
Normalleşme planında sona gelindi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Hürriyet'ten Hande Fırat’a yaptığı açıklamada, “normale dönüş” planını şöyle anlattı:
“Yol haritasını dinamik bir süreç olarak tanımlamalıyız. Kazanımları kaybetmeden normale dönmeliyiz. Tüm sektörleri, kamu ve özeli yavaş yavaş, kademeli olarak açma sürecine gireceğiz. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun görüşlerini dikkate alarak, bütüncül bir yaklaşımla çalışıyoruz. Sona gelindi.
“Her sektör, her işletme, her iş yeri genel kurallara uyacak. ‘Virüsten önceki normale ya da her şey bitti normale dönüyoruz’ değil. Hijyen, maske ve sosyal mesafe kuralları sürecek. Hizmet alan da hizmet veren de dikkat edecek. Kurallara uyulup uyulmadığı konusunda sıkı bir denetim yapılacak.
“Çalışmamızda her türlü senaryoya göre hazırlık yapıyoruz. Süreç bitmedi, kimse virüs bitti demiyor. Her olasılığa hazırız. Mesela normale dönüş planı hayata geçtikten sonra, olası bir yerde virüs tespit edilmesi durumunda nasıl hareket edileceğine ilişkin protokoller hazırlanıyor.”
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü ise sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Aşı veya enfeksiyon ile toplumun ortalama yüzde 60 kadarı bağışık hale gelmediği sürece sosyal izolasyon ve el hijyeninden vazgeçemeyiz. Yangını tümüyle söndürünceye kadar, şimdiye kadar uygulayagelmekte olduğumuz tedbirlere aynen devam etmeli; asla gevşetmemeliyiz. Yoksa kazanımlarımız ve çektiğimiz zahmetler boşa gidebilir.” (AS)