Haydar Demir, Suriyeli Umar İsmail, Alparslan Kaya... 6 Şubat Pazartesi günü yaşanan depremde yüzde 80'i yıkılan tamamı ise kullanılamaz hale gelen Antep'in İslahiye ilçesinde yaşıyorlar.
Islahiye'nin merkezinden uzak yoksul mahallesindenler. İslahiye'deki bütün evlerde olduğu gibi onların da evleri ya yıkılmış ya da hasar görmüş, artık bir evleri yok.
Haydar Demir ve Suriyeli Umar İsmail komşularıyla birlikte bir parka kurdukları açık çadırda kalıyorlar. Çadır diyorlar ama sadece üstü kapalı etrafı açık.
Ortada yaktıkları ateşin etrafında hep birlikte oturuyorlar yarın ne olacaklarını bilmeden... Yaşadıkları felaket onlara bir parça da olsa "şükür" dedirtiyor. Sağ çıkmanın zor olduğu depremden canlarını kurtarmış olmanın buruk sevincini yaşıyorlar.
Aç değiller ama açıkta olmanın ve yarın nereye gideceklerini bilmemenin tedirginliğine ve bilinmezliğine sitem ediyorlar.
Haydar Demir, "Ev yıkılmadı ama hasar aldı eve girdiğim gün öldüğüm gündür" diyor tekrar tekrar... Etrafı açık çadırda kalmak dışında hiçbir şansları olmadığını söylüyor: "Mecbur kalacağız, başka çaremiz yok, kimsenin ne geldiği ne soruduğu var."
Umar İsmail ise; "Allah razı olsun yiyecek var eksik bir şey yok ama açık çadırda kalıyoruz, beş gündür sandalyede oturuyoruz uyku uyumadım" diyor.
Yakınlarıyla birlikte terk edilmiş, tek katlı bir dükkana sığınmış Alparslan Kaya. Akşam olunca çocukları dükkanda uyuttuklarını kendilerinin de sabaha kadar ateş başında oturduklarını söylüyor: "Perişan haldeyiz gidecek bir yerimiz yok. Sabaha kadar ateş başında oturuyoruz." (RT)