Önal'ın açıklamaları, Türkiye'de işkencenin, Türkiye'de işkencenin varlığını savunan ve buna karşı mücadele eden insan hakları savunucularının yıllardır söylediklerini de doğruluyor. Ancak onlar, Türkiye'de işkencenin gerçek boyutlarının resmi rakamlara yansıyanlardan çok daha "vahim" olduğuna dikkat çekiyor.
İşkence sistematik ve yaygın
İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre, Türkiye'de 1999 yılında 594, 2000 yılında 594, 2001 yılında 892, 2002 yılının ilk altı ayında ise 381 kişi işkence gördü. Yani, son 3.5 yılda işkence görenlerin sayısı 2461.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) rakamları da Türkiye'de işkencenin boyutlarının "münferit" olmaktan çok ötede olduğunu doğruluyor:
TİHV Genel Başkanı Yavuz Önen'in açıklamasına göre, 2001 yılı başından 2002 Ağustos sonuna kadar 18 kişi gözaltında yaşamını yitirdi. 18 kişinin biri siyasi, kalanı adli idi. Vakfa, 2002 yılının ilk dokuz ayında 723 kişi maruz kaldıkları işkence ve kötü muamelenin yol açtığı sağlık sorunları nedeniyle başvurdu. 2001 yılıyla karşılaştırıldığında, düşme görülmüyor, durum aynı.
İHD'nin ve TİHV'nın bütün işkence olaylarını vermeyen bu tablosu ve gözaltı ölümleri, Türkiye'de işkencenin sürdüğünü, sistematik ve yaygın uygulandığını gösteriyor.
Davalar sonuçlanmıyor, cezalar yok denecek kadar az
İşkence, Manisa Davası'nda 16 gence işkence yapmakla suçlanan 10 polis memurunun suçlu bulunması ve toplam 1020 ay hapis cezası almasıyla yeniden gündeme geldi. Manisa Davası, Türkiye'de ölüm olayıyla sonuçlanmayan bir işkence davasında, faillerin cezalandırıldığı ilk davaydı.
Dava, Türkiye'de işkencenin önlenmesi yolunda umut verici bir gelişme olarak değerlendirildiyse de, kararın Mayıs 2003'e kadar Yargıtay'da kesinleşmemesi durumunda zamanaşımına uğrayabileceği kaygısı da yaşanıyor.
Türkiye'de süren işkence ve gözaltında ölüm davaları incelendiğinde, "Manisa Davası"nın önemi daha iyi anlaşılıyor:
TİHV verilerine göre, 2001 yılında ve 2002'nin ilk altı ayında gözaltında ölüm ve işkence davalarının bilançosu şöyle:
* 2001 yılında 11 "gözaltında ölüm davası" görüldü. 59 polis ve 7 askerin yargılandığı bu davalardan ancak 6'sı sonuçlandı. Sanıklardan 19'u beraat etti, 18'i temyize gitti, kararlardan 1'i ise Yargıtay'da onandı. Davalar sonunda, 7 polis mahkumiyet aldı, en fazla hapis cezası 5 yıl 4 aydı ve dava henüz Yargıtay'da.
* 2002 yılının ilk altı ayında görülen "gözaltında ölüm" davalarının sayısı 5'di, bir davaya soruşturma izni verilmedi. Davalarda 20 polis ve 7 asker yargılandı, 2 dava sonuçlandı. Sonuç, 7 asker beraat etti, 6 polisin 5 yıl 4 aylık hapis cezaları ise temyiz edildi.
* 2001 yılında görülen "işkence" davalarının sayısı 32'ydi. Bu davalarda 122 polis, 29 asker, 5 polis ve 2 hekim yargılandı. Davalardan 9'u sonuçlandı. 2 asker ve 2 polis, Şartla Salıverme Yasası uyarınca serbest bırakılırken, 6 polisin hapis cezası ertelendi, 2 hekim görevi ihmalden ceza aldı. Beraat eden 2 astsubay ve 5 polisin dosyası ise Yargıtay'da. Bu davalar sonucunda, 1 polis 3 ay hapisle cezalandırıldı.
* 2002 yılının ilk altı ayında toplam 18 işkence davası görüldü, iki dava hakkında takipsizlik kararı verildi. Cinsel taciz iddiasıyla 5 polisin yargılandığı bir dava zaman aşımına uğradı, 2 polisin yargılandığı bir başka dava ise OHAL Yasası uyarınca izin alınmadığı gerekçesiyle durduruldu. 89 polis ve 6 askerin yargılandığı davalardan sadece 6'sı sonuçlandı. Sonuç, 31 polis beraat etti, 9 polisin cezaları Şartla Salıverme Yasası uyarınca ertelendi, tecavüz suçuyla yargılanan bir astsubay ise 8 yıl 9 ay hapisle cezalandırıldı. (BB)