Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu'nun (Küresel BAK) beşincisini düzenlediği 1 Mart'taki "Savaşsız Bir Dünya İçin Uluslararası Buluşma"nın konuşmacılarından biri Chris Capps. Savaşa Karşı Irak Gazileri (Iraq Veterans Against the War) örgütünün Almanya şubesini kuran Capps, kendi öyküsünü anlatıyor.
Adım Chris Capps. Üniversiteye gitmek için para biriktirmek ve ailemden bağımsızlığımı kazanmak amacıyla 2004 yılında 21 yaşımda orduya yazıldım. O güne dek New Jersey’de ailemin yanında yaşıyordum.
Temel eğitim sürecinde başarı gösterdim. En yüksek beden eğitimi notunu aldım ve İleri Piyade Eğitimi’ni üstün başarı ile bitirdim. Eğitimlerde başarı göstermiş olmamın sonucunda, faal göreve atanmak için başvuruda bulundum.
Eylül 2005’te, Irak’a gönderilmek üzere olan 440. Muhabere Taburu’na atandım. Bir buçuk aylık özel eğitimden sonra, 25 Kasım 2005 günü Bağdat’ta "Camp Victory" (Zafer Kampı) üssüne vardık. Burada 11 ay görev yaptım.
Üzerinde Ebu Garib etiketi olan bir fiber optik kablo
Üsteki her şeyi Kellogg Brown and Root (KBR) adlı şirket işletiyordu. Filipinli ve Pakistanlı taşeron şirketlerin çalışanları ter dökerken, KBR’nin Amerikalı çalışanları üssün bir yanından öbür yanına bile yepyeni otomobillere binerek gidiyordu.
Bir süre sonra savaşta suç ortağı olduğumun bilincine varmaya başladım. Yarattığım ve bakımını yaptığım muhabere altyapısının ne için kullanıldığını anlamaya başladım. Bir gün savaş alanında mühendislik hizmeti veren askerlerle sohbet ediyordum, yaptığım işin ne kadar önemli olduğunu anlattılar bana. Ama ben artık bunun iyi bir şey olduğuna inanmamaya başlamıştım. Bir zaman sonra, üzerinde Ebu Garib etiketi olan bir fiber optik kabloyu bağlama emri aldım. Görevimin çarpıcı gerçekliği artık her gün tokat gibi yüzümde şaklamaya başlamıştı.
Bu işten nasıl kurtulabileceğimi düşünüyordum
Eylül 2006’da Darmstadt’a döndük. Bir süre sonra, Mannheim’da bir başka bölüğe atandım. Bu bölük 2007 yazının başlarında Afganistan’a gönderilecekti. Ben ise, “Artık yeter,” diye düşünüyor ve bu işten nasıl kurtulabileceğimi düşünüyordum.
Irak’a gitmeden önce, Kyle Huwer adlı bir askerle tanışmıştım. Askerlikten, vicdani retçi olarak çıkmaya çalışıyordu. Neler çektiğini ve ordu tarafından nasıl bir muameleye maruz kaldığını izlemiştim. O artık Almanya’da değildi, ama hâlâ yazışıyorduk. Onunla tartışırken, basitçe AWOL (Görevini İzinsiz Olarak Terk Eden ordu mensubu) olmaya karar verdim.
Bu savaşa inanmıyorum
Yeni bölüğüme katılmadan önce Amerika’ya dönmek üzere bir ay izin aldım ve iznim bittiğinde Almanya’ya dönmedim. Böylece Askeri Adalet Kuralları’nın 86. maddesini ihlal etmiş oldum. Bu durum 60 günü bulduğu zaman, sadece AWOL değil, “asker kaçağı” statüsüne düştüm. 8 Mayıs günü teslim oldum ve üç gün sonra “onursuz terhis” ile askerden atıldım. Şimdi Almanya’da yaşıyor, savaşı sona erdirmek ve askerlerin ordudan çıkmasına yardım etmek için çalışıyorum.
Bu savaşa inanmıyorum. Daha fazla kişinin gönderildikleri görev yerine gitmeyi reddetmelerini sağlamaya çalışıyorum. Bu savaşın sonsuza kadar devam etmesine karşı tek doğrudan ve etkili direnişin bu olduğuna inanıyorum. Politikacılar halkın sesini dinlemeyi reddettiklerinde, halkın eyleme geçmesi gerekir. Silahlı kuvvetlerin her tarafında direniş olsaydı, bu savaşı hemen bugün sona erdirebilirdik. (CC/TK)
* 5. Savaşsız Bir Dünya İçin Uluslararası Buluşma, 1 Mart Cumartesi, saat 14:00-17:00 arasında İstanbul'da, Taksim Hill Otel'de.
* Chris Capps'in metnini Roni Marguiles Türkçeleştirdi.