Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu krize karşı, dünyada ve Türkiye'de işçilerin tek tek direnerek ve bireysel önlemler almaya kalkarak aslında sistemin kendilerine daha fazla fatura çıkarmasına neden olacaklarını düşünüyor.
"Demek istediğim, işçi, emekçi kesimi 'borsada 500 lira yatırımım var, aman borsa düşmesin, hükümet ne yaparsa yapsın' ya da 'bankadan 2000 liralık hazine bonosu almıştım aman hazine önce bono faizlerine etki edip beni zor duruma düşürmesin' derlerse kendilerini korumaktan öte zararlı çıkarlar."
"Krizden en az zararla çıkmanın yolu kolektif tepkidir"
İşçinin, çalışanın krize göstereceği reaksiyonun kolektif olması gerektiğini söyleyen Kozanoğlu "Bulundukları üretim sürecinde bu krizin faturasının geçmişte olduğu gibi kendilerine çıkarılmaması için sonuna kadar birlikte karşı durmalılar" diyor.
"Neoliberalizmin Gerçek 100'ü" kitabının da hazırlayıcılarından Kozanoğlu'nun bunun nasıl mümkün olabileceğine dair dikkat çektiği tespit ise şöyle:
"Bir avantajları var. Daha önce neoliberalizm; çok güçlü, değişemez, sorgulanamaz kuralları olan, bütün dünyada neredeyse evrenselleştiğini iddia ettiği bu kuralları uygulayan bir düzen olarak görülüyordu. Hükümet de bu düzenin Türkiye'deki acentesi gibi görülürdü. Neoliberalizmin ön kabulleri sarsıldığına göre -yani gerekirse kamu mülkiyeti söz konusu olabilir, zor durumdakilere kamu bütçesinden katkıda bulunulabilir, sistemin çalışmadığı yerde hükümet müdahale edebilir gibi neoliberalizmin ezberleri bozulduğuna göre- işçiler 'bu kez krizin faturasını biz ödememeliyiz' diyebilir."
İşçinin mücadelesini meşru kılacak gelişmeler
Kozanoğlu'na göre emekçiler kamu bütçesinden harcamaların yapılabilmesi olasılığını görüp "Bu harcamalar eğitime, istihdama, sağlığa, sosyal güvenliğe sarf edilmeli. Madem birileri krizin faturasını dünyada da ödüyor, Türkiye'de mali üst kesim, sermaye grubu gerektiğinde ödeyebilmeli" demeli ve aksine rıza göstermemeliler.
"Kendi iradeleriyle direnmedikleri takdirde daha önce 1994 ve 1999-2001 krizlerinde olduğu gibi fatura onlara çıkar" diyen Kozanoğlu, ancak bu iki dönemde Türkiye'nin kendi özgül krizini yaşadığını söylüyor.
"Türkiye'nin krizleri kendine özgüydü, şimdi değil"
"Dünyadaysa neoliberalizm yolunda gidiyordu. Türkiye'de 'yol kazası' olduğu görüşüyle Türkiye'nin bu sisteme ne kadar entegre olursa, dünyadaki sitemin taleplerine ne kadar çabuk cevap verirse o kadar kısa sürede ayağa kalkacağı söyleniyordu. Bunların doğru olmadığı şimdi ortaya çıktı."
Bu durum da Kozanoğlu'nun görüşüne göre bütün emekçi kesimin meşru mücadelesinde fırsat anlamına geliyor.
Kozanoğlu, dünyanın büyük bir krizi yaşıyor olmasının kaçınılmaz olarak ekonomiye yansıyacağını, büyüme oranların eksileceği, istihdamın düşüp, işsizliğin artacağı, yatırımların yavaşlayacağı bir ortamda emekçiler adına olumsuz bir tablonun ortaya çıkacağını ancak bu tablodan en az zararla çıkmak yine emekçilerin kendi özgüçleriyle mücadele etmeleriyle olanaklı olduğunu söyledi.(EZÖ/EÜ)