*Yazının başlığı, tiyatro oyunundaki şarkının sözlerinden alındı.
Politik baskılardan dolayı bundan yıllar önce İran’dan Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış üç kadın: Baharak Salehniya, Afsaneh Sarfejoo, Rose Nouri.
Türkiye’den tiyatro oyuncusu İlkay Bilgiç.
Bu dört kadını birleştiren ise, bir tiyatro oyunu. “Kadınlar Bölümü.ir”
İran'ın farklı bölgelerinde şiddete maruz kalan ve farklı şekillerde ölen dört kadının ruhlarının, kendilerine ayrılan bilinmez bir yerde bitmeyen bir döngüde hesap verdikleri bir oyun.
Leyla, Azin, Arzu ve Ayda’nın hikayelerini dinlerken iktidarın sistematik ve hedefli ayrımcılığını, kadınların sesini nasıl susturduğunu ve ataerkil yasalarla hayatları nasıl kontrol altında tuttuğuna karşı empati hissetmemek mümkün değil.
İzleyeni İran’ın sokaklarında dolaştıran oyundaki şiddet biçimleri Türkiyeli kadınlar için de pek yabancı değil.
Okumak için mücadele edenler mi? dersiniz, erken yaşta zorla evlendirilenler mi? Yoksa sadece şarkı söylemek isteyenler mi?
İranlı Leyla, Azin, Arzu ve Ayda’nın hikayesini izleyenler, şimdilerde sokaklara çıkan İranlı kadınlarla duygudaşlık kurmakta hiç zorlanmıyor.
Oyuna dair söyleşmek için Emek Tiyatrosu’nda bir araya geldiğimiz dört oyuncu, “Oyunu Tarhan’da sergilemek ister misiniz?” soruma, “Evet bu newroz olmazsa bir sonrakinde oradayız” yanıtı alıyorum.
Söyleşiye başlamadan söz veriyoruz birbirimize: “O zaman sonraki söyleşimiz bir newrozda İran’da olacak…”
"Şimdi zamanı geldi"
Tüm ekip nasıl bir araya geldiniz?
Baharak Salehniya: Ben ve Efsane ilk olarak İran’daki hak ihlallerini konuşuyorduk. Beş ay önce felandı. İstanbul’da dizi yazıyorduk.
12 yıl önce de İran’da benzer şeyler olmuştu, dün insanlar hangi sloganları atıyoesa bugün de aynı sokakları atıyor. O yüzden biz de “şimdi zamanı geldi” dedik.
Bu metni çok isteyerek ve zorlanarak yazdım. Ben bir şeyleri düşünüyordum. Hkayeleri anlatım. Bir kaç kadın var. Araf gibi bir yerdeler. Efsane'ye de anlattın, o da beğendi ve yola çıktık. Bir çok kadın yazmıştım, onların içinden bazılarını seçtim ve onları sahneye taşıdık.
Benim çocuğum gibi oldu o kadınlar. Kalbimiz acıyor o kadınlar için. Bugün de İran’da öldürülen çocuklar için kalbimiz acıyor.
Buradan orayı takip etmek ne hissettiriyor?
Baharak Salehniya: Çok zor. Gidersek bizi tutuklayacaklar gidemiyoruz da. İstanbul’da sokakta eyleme izin vermiyorlar. Kadınların düzenlediği eylemlere gittik. Biz de “sanatçı olarak eylemimizi sahnede yapacağız” dedik. Türkiye’den sanatçılar ve arkadaşlar bize çok destek verdiler.
Bize çok kıymetli destek veriyorlar. Dünyada da çok önemli sanatçılar halk bize destek veriyor. Biz kendi sokaklarımızda olmak istiyoruz. Ama olmuyor.
Afsaneh Sarfejoo: Suçlu hissettiriyor. Şu an İran’ın sesi olmak istiyoruz.
Rose Nouri: Çok acı çekiyoruz. En yakın arkadaşlarımız orada. Kadna şiddet her yerde de var. Arkadaşımız İlkay bize çok destek veriyor çünkü bizi anlıyor.
Birgün bu oyunu İran’da oynamak istiyor musunuz?
Baharak Salehniya: Çok iyi yorumlar da alıyoruz tehditler de alıyoruz. Biz çok tehdit alıyoruz.
Afsaneh Sarfejoo: Bu newroz olmasa da bir sonraki newrozda orada olacağız.
Rose Nouri: Umarım İran halkı kazanacak ve newrozda orada olacağız. Siz de bizimle orada söyleşi yaparsınız.
Peki şimdiki durumu nasıl görüyorsunuz?
Baharak Salehniya: Başım açık olunca bana mesaj geliyordu. “Başınız açık bu kadar ceza alacaksınız” diye. İran’da herşey kötüye gidiyor. Evet Türkiye’de de herşey kötüye gidiyor ama İran’da durum çok feci. Umarım siz hiçbir zaman İran gibi olmazsanız.
İlkay Bilgiç: Ben 2017’de İran’da yaşarken biraz daha görece rahattım. İran’da benim gördüğüm döneme göre esneme katılaşma oluyor. Şu an aslında olan da göz boyama. İnsanların, protestocuların ve uluslararası kamuoyunun gazını alıyorlar.
Afsaneh Sarfejoo: Bu rejim sert davranıyor. İdam yapıyor. Bu idamlar hiçbir yerde yasal değil. Kısa zaman içinde insanları idam ettiler. Rejim geri adım atmıyor.
Rose Nouri: İran’daki asıl sorun, başörtüsü değil. İran çok sengin bir ülke ama insanlar fakirlikten ölüyor yöneticiler iyi şekile yaşıyor. İnsanların tek bir özgürlük hakkı var onları da elimizden almak istiyorlar. “Ahlak Polisi kaldırıldı” deniyor ama öyle bir şey yok. Polis kıyafeti girmiş insan göremezsin onlar sivil oldu çünkü. Mesele sadece başörtüsü değil. Herşey baskı orada. Ailemin korkusundan intihar ederdim.
"Oyun çocuğumuz gibi"
Tepkiler nasıl?
Baharak Salehniya: Güzel geri dönüşler aldık.
İlkay: Bence kadın meselesi olduğu için Türkiye’den izleyenler açısından da duygudaşlık yaratıyor.
Bahar: Gerçek hikayelerden ilham aldım ve bu nedenle etkiledi belki de.
Videoları eklemek kimin fikriydi?
Baharak Salehniya: İran olaylarından önce de çok etkileniyordum. Ben mutlu bir son olsun istiyordum. Bir animasyon yapmak istiyorduk. Fakat bu son olaylar sonrasında mutlu son yapamadık. Olanı göstermek istedik. O yüzden o videoları ekledim.
Not: Farsça olan oyunu, Türkçe üst yazıyla İstanbul’daki çeşitli sahnelerde seyredebilirsiniz. Oyunun nerelerde sahneleneceğini öğrenmek için @kadinlarbolumu instagram hesabını ve www.womenward.com internet sitesini takip edebilirsiniz. |
Sahnede olmak nasıl hissettirdi?
Rose Nouri: Bana çok iyi geldi. Ben İran’da bir eyleme katılmıştım gözaltına alınmıştım. O yüzden korkuyordum. Burada yeniden sahneye çıkmak bana çok iyi geldi. Benim görevim Leyla’yı anlatmak gibi hissediyorum. Bu dünyadaki görevim kadınların hayatını anlatmak gibi hissediyorum.
İlkay Bilgiç: İranlı kadınlarla beraber iş yapmak benim için çok önemliydi. En son beş yıl önce Farsça oynamıştım yine şimdi de Farsça oynuyorum. Böyle bir meselenin içinde olmak böyle anlamlı bir meselenin içinde olmak daha da anlamlı geliyor.
Kolay bir şey değil. Biz çok zorlandık psikolojik olarak çok zorlandık. Bir söz söyleme motivasyonumuz olmasa yapılabilecek bir şey değil. Bir ses olmak gibi bir amacımız var.
Başkalarının yaşadığı şeyleri veya kendi bir dönem yaşadığı şeyleri hatırlamak hatırlatmak ve yeniden harekete geçmek. Ben “Arzu” karakterine hayat veriyorum ve Arzu sözlerini söylüyor. Arzu bunları anlatınca bana da rahatlama geliyor. İnsanlar dinlediği zaman Arzu’yu ben de rahatlıyorum. Arzu sesini duyabiliyor gibi geliyor.
Afsaneh Sarfejoo: Ben çok iyi hissediyorum. Bu oyun bizim çocuğumuz gibi.
Bu haberi okuyanlar bu oyunla ilgili ne düşünsün ne bilsin istersiniz?
Rose Nouri: İran’daki devrim kadınlardan başladı. Biz hep boyumuzu eğdik. Hükümete, devlete, aileye boyun eğdik. Artık bitti boyun eğmeler. Artık korkmayalım. Korkmasın kadınlar.
Afsaneh Sarfejoo: Hakkımızın ne olduğunu bilelim. Hakkımızın gasp edilmesine izin vermeyelim. Hakkını bilirsen alırsın.
Aşkın (Fotoğraf sanatçısı) : Bu ülke İran’a çok yakın. Hükümet de İran’da destek veriyor. Biz tehlikeli bir iş yapıyoruz. Bunu yapmak istedik ve yapacağız. İran’da çocuklar kurşun yiyorlar biz burada ölüyoruz.
Baharak Salehniya: İranlı kadın olmak çok zor. İranlı kadın olmazsan bunu anlamazsın. İlk kez dünya İranlı kadınları görüyor. İranlı kadınların gücünü görüyor. Bu çok önemli geliyor. İranlı olduğum için gurur duyuyorum.
İlkay Bilgiç: Bizim İran dışında olarak şunu fark etmemiz gerekiyor gibi hissediyorum. İran, Afganistan sanki uzakta bizim temas etmediğimiz gibi bir yer orası değil orası.
O kadar biriz, aynı dertlerimiz var ki. Beraber olmalıyız bunu fark etmemiz gerekiyor. İran’da bir şey olunca o uzakta bir yerde değil bunlar bize uzak gibi hissetmekten vazgeçmek gerekiyor. Orada bir suiistimal yaşandığı zaman bu bizim hayatımıza dokunmuyor gibi algılanmalı. Aslında bir farkımız yok birbirimizden.
Künye Yazar: BAHARAK SALEHNIYA Yönetmen: AFSANEH SARFEJOO, BAHARAK SALEHNIYA Oyuncular: BAHARAK SALEHNİYA, AFSANEH SARFEJOO, ILKAY BİLGİÇ, ROSE NOURI Dekor ve kostüm tasarımı: AFSANEH SARFEJOO Işık tasarımı: ALEV TOPAL, RA YAVUZ Ses tasarımı: AMİR MOHABBATİ Müzik: FATİH CANDAŞ Afiş tasarımı: MÜJDE BAŞKALE Foto & video art: ASHKAN MASTİ Yapım amiri: ALİREZA HOSSEİNİ Yapım Danışmanı: İLKAY BİLGİÇ @mezopArt Yönetmen Yardımcısı: NAZANİN MASTİ Yapım asistanı: YAĞMUR RUKEN KAHRAMAN İletişim koordinatörü: BERFİN AĞKURT Çevirmen: ALİREZA HOSSEİNİ, ÖZGÜR BEKTAŞ KILIÇ Yapımcı: XAROVAN ESKANDARİ (PERSİS FİLM YAPIM) |
(EMK)