“Kaçınız İran’ın trans bireyler için bir cennet olduğunu duydunuz?”
“Peki kaçınız İran’ı dünyanın cinsiyet değiştirme başkenti olarak tanıyorsunuz?”
22. Onur Haftası kapsamında düzenlenen “Zorunlu Cinsiyet Değişimine Hayır!” paneli bu sorularla başladı.
Onur Haftası için Türkiye’ye gelen İranlı LGBTİ’ler şeriat kanununa tabi yaşamanın sıkıntılarını anlattı. Türkçede “altı renk” anlamına gelen “6rang İran Lezbiyen ve Trans Ağı”ndan Onur Haftası için Türkiye’ye gelen çok sayıda İranlı LGBTİ de katılımcılar arasındaydı.
Örgütün 88 trans bireyle görüşerek hazırladığı “İran’da Homofobi, Transfobi ve Sağlık Hizmetleri Tacizleri” raporu da İstanbul Onur Haftası’nda ilk kez kamuoyuyla paylaşıldı.
Amin: Her yerdeyiz!
6rang Koordinatörü Shadi Amin, Farsça yaptığı konuşmasında, şeriat kanuna tabi yaşayan İranlı LGBTİ’lerin mücadelelerini aktardı.
2003’te kurulduğunda 30 üyesi olan 6rang’in, bugün 10 bini aşkın kişiye ulaştığını anlatan Amin, “İran’a ve tüm dünyaya sesleniyoruz: Biz her yerde varız ve yapabiliriz” diye konuştu. Amin, Türkiye medyasının İranlı LGBTİ’lerin sesinin duyulmasında çok önemli bir araç olduğunu da belirtti.
Onarım tedavisi ya da trans geçişe zorlanıyorlar
İranlı araştırmacı Raha Bahreyni, herkesin merak ettiği “Eşcinsellerin cezalandırıldığı bir ülkede cinsiyet geçiş hakkı nasıl veriliyor” sorusuyla sözlerine başladı.
“İran’da Homofobi, Transfobi ve Sağlık Hizmetleri Tacizleri” raporunun bu soruyu ve çalışmaların sürdüğü üç sene boyunca cinsiyet geçiş ameliyatlarının etkilerini incelediğini anlattı.
Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konusunda bilgisiz olan İranlı doktorların, eşcinselliği tedavi edilmesi gereken patolojik bir durum ya da bir ruhsal hastalık olarak değerlendirdiğini anlatan Bahreyni, LGBTİ’lere uygulanan tıbbi müdahaleleri ve sonuçlarını aktardı:
“İran’da eşcinsellik suç olarak tanımlanırken, eşcinseller temel haklara erişim için trans geçiş ameliyatlarına yönlendiriliyor.
“Sansür yasaları nedeniyle bilgiye erişimin de kısıtlı olduğu ülkede, doktorlar da LGBTİ bireyleri ‘tedavi etmeye’ yöneleniyor. Bu tedaviler iki kategoriye ayrılıyor:
“İlki ‘onarım tedavileri’. Elektroşok, psiko aktif ilaçlar aracılığıyla hemcinse duyulan hisler yok edilmeye çalışılıyor.
“İkincisi ise yanlış teşhis. Tüm LGBTİ bireylere, aslında trans bireylere yapılan ‘beden hoşnutsuzluğu’ tanısı koyuluyor ve cinsiyet geçiş ameliyatına yönlendiriliyorlar. Bu ameliyatlarla ilgili hiçbir bilgilendirilme yapılmıyor. Doktor, başvurucuya sadece ‘Hiçbir zaman baba olamayacaksın ama ben seni erkek yapacağım’ diyor.
“Ameliyatlarda hür rıza söz konusu olmadığı gibi, ameliyatlar standartlara göre de yapılmıyor. Ameliyatın ardından çok fazla komplikasyon yaşanıyor. Bize gelen başvurularda üç ölüm vakası ve bir hafıza kaybıyla karşılaştık.”
Bahreyni, İran’da LGBTİ’lerin sorunlarından doğrudan hükümetin sorumlu olduğunu belirtti.
Türkiye’deki İranlı LGBTİ’ler
“Lambdaistanbul’daki toplantılara ilk gittiğimde, LGBTİ’ler sorunlarını konuşuyordu: ‘Sevgilimle ayrıldım, ne yapacağım?’, ‘Okulda sorun yaşıyorum’…
“Keşke bizim de en büyük sorunumuz bir erkek olarak erkek olan sevgilimizden ayrılmamız olsaydı, diye düşündüm. Ben ailem beni öldürmesin diye evden ayrıldım. Doğumgünü partisi için toplandığımızda, polis basar, bizi satanist ilan ederdi.”
Roma, 2012’den İstanbul’da yaşayan İranlı bir mülteci. Farsça konuşan ve Türkiye’ye sığınan LGBTİ’lere yardımcı olmak için bir telefon ağı yürütüyor. Bu hattın çok ilgi gördüğünü, hatta polislerin bile İranlı ya da Azeri LGBTİ’leri Lambdaistanbul’a yönlendirmeye başladığından bahsediyor.
Roma’nın cevapladığı telefonu son bir senede Irak, İran, Afganistan ve Suriye’den Türkiye’ye 960 kişi aramış. Bunların yüzde 53’ü gey, yüzde 27’si trans (kadın ya da erkek), yüzde 14’ü gey, yüzde 3’ü biseksüelmiş. Geriye kalan yüzde 3 ise mülteciymiş ama LGBTİ değilmiş ama internette bu telefonu bulunca yardım istemek için aramışlar.
Başvuranların yüzde 58’i BM ile irtibatlarının kolaylaşmasını, yüzde 23’ü psikolojik ve/veya medikal yardım, yüzde 16’sı tercümanlık talep etmiş. Yüzde 3’ü ise bulunduğu ülkeyi terketmek istediğini söyleyip, ne yapması gerektiğini sormuş.
Roma “Yol uzun, zaman kısa” diyor. (ÇT)