Bianet'in sorularını yanıtlayan Erbaş ve Birdal operasyon bağlamında Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) gerekçelerini de yorumluyorlar.
Erbaş: Kürt devleti fobisi
HADEP, operasyon "Irak'ın demokratikleştirilmesi ve kitlesel imha silahlarına yönelik ve adeta meşru" gibi görünse de, farklı düşünüyor; çözümü, "Irak'ta yaşayan bütün halkların, Arapların, Kürtlerin ve Türklerin birlikte yaşadığı Federal Demokratik bir Irak"ta görüyor.
Erbaş,"Saddam Halepçe katliamını gerçekleştiren diktatör" diyor. Ancak, Saddam'ın "bir operasyonla devrilmesi"ni doğru bulmuyor ve ABD'nin "Ortadoğu'ya yönelik planlarının tarihsel, geçmişi var, yeni değil" diye ekliyor.
Türkiye'nin açmazı
"ABD'nin toprak ve su yatakları, stratejik maddelere yönelik hakimiyet planlaması var, İsrail'in güvenliğini sağlamaya yönelik çıkarları var.Bunlar reel olgular ama operasyonu haklı kılmıyor. "
İl Başkanı, olası "Irak operasyonu"nu değerlendirirken, "Türkiye'nin açmazı"na dikkat çekiyor: "Türkiye uzun süredir operasyona karşı olduğunu söylüyor.Birinci gerekçesi, operasyon sonrası bir Kürt devleti oluşacağı görüşü."
"Kürt devleti kurulması adeta bir fobiye dönüştü. Kürtlerin, kendi topraklarında bir statüye kavuşması temel insan haklarından birisi."
Erbaş, operasyonu, "Türkiye'nin çıkarları"na uygun bulmuyor ve "doğru değil" dediği operasyon sonrası tahminlerini şöyle sıralıyor: "Operasyon, ABD'nin iradesi dışında bazı gelişmelere yol açabilir.Saddam Hanedanlığı'nın devrilmesiyle Irak'ta fiili bir açılım da yaşanabilir. Tarafların niyetlerinden bağımsız gelişmeler olabilir."
Birdal: Barışçı güçler refleks gösterecek
Birdal, kaygılı. "savaş karşıtı barış güçlerini harekete geçirmeye" çalıştıklarını söylüyor.
"Bu operasyon ne Ortadoğu halklarına ne de Türkiye halklarına hiçbir şey getirmeyecek. İzlenen politik yanlıştan vazgeçilmeli. Türkiye'nin barışçı güçleri ortak bir refleks bir gösterecektir."
Birdal, SDHPG'nin yakında programını açıklayacakları bir barış inisiyatifi oluşturmaya çalıştığını açıklıyor, çünkü, diyor, "Ecevit'in açıklaması inandırıcı değil. Bu nedenle emekçi güçlerin, barış güçlerinin, demokrasi güçlerinin ortaklaşa hareketi".
Birdal, operasyonun, "1991 Körfez savaşından bilindiğine" işaretle, ekonomik ve politik bir yıkım olacağını söylüyor, üstelik Körfez savaşından da kötü.
"Uluslar arası hukuk açısından da herhangi bir ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit edecek her saldırıya karşıyız. Ortadoğu'daki kaynaklar emperyalist güçlerin iştahını kabartıyor ve bundan Ortadoğu halkları ve bölge halkları, Türkiye halkı zarar görecektir. Zarar görecek her şeye karşıyız." (BB/NM)