Bu ve benzeri, sayısız soruna çözüm bulan ve insan hakları mücadelesinde yaratıcı yöntemler geliştiren 500'ü aşkın katılımcı 29 Eylül-2 Ekim 2004 tarihleri arasında Ankara'da "İnsan Haklarında Yeni Taktikler Uluslararası Sempozyumunda" bir araya gelecekler.
İnsan hakları mücadelesinde bölgesel veya uluslararası çerçevede aktif olarak çalışan ve bu mücadeleyi yalnızca raporlama, açığa çıkartma gibi geleneksel yöntemlerle değil, yeni taktikler geliştirerek sürdüren katılımcılar, 4 gün boyunca, kazandıkları deneyimleri paylaşıp, kullandıkları taktikler konusunda bilgi verecek.
Asya, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika ve Avrupa'dan 90'a yakın ülkenin insan hakları savunucularını toplayacak "İnsan Haklarında Yeni Taktikler Uluslararası Sempozyumu", Helsinki Yurttaşlar Derneği, (hYd) Center for Victims of Torture, CVT (İşkence Mağdurları Merkezi) ile Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) tarafından ortaklaşa düzenleniyor.
hYd ile Minneapolis'teki CVT adlı toplum kuruluşunun oluşturduğu "Yeni Taktikler Projesi"nin temeli 1995 yılına kadar uzanıyor. 2000 yılından bu yana uluslararası toplantılar düzenleyerek sürdürülen projenin Türkiye ayağına, HYD ve CVT'nin kararıyla TODAİE katıldı.
Yaklaşık 35 taktik sergilenecek
Sempozyumun basın danışmanı Özlem Dalkıran, insan hakları mücadelesinde yeni ve yaratıcı taktiklere başvurma ihtiyacının nereden doğduğunu şöyle anlatıyor:
"İnsan hakları mücadelesinde 'yeni taktikler', raporlama, ifşa etme gibi konvansiyonel taktiklerin önemini yitirdiği anlamına gelmiyor. Ancak görülüyor ki, uluslararası sözleşmelere ve ihlalleri izleme örgütlerine rağmen, insan hakları alanında her zaman etkili olunamıyor ve hükümetlere ulaşılamıyor. Dünyanın birçok ülkesinde ise uluslararası örgütlerin yanında, irili ufaklı bölgesel veya küçük örgütler ihlalleri engellemek için çok yenilikçi yöntemler kullanıyorlar. Bakıyoruz kendi bölgelerinde ve ülkelerinde çok başarılı oluyorlar. Bu sempozyumun amacı bu grupları bir araya getirerek bu bilgileri paylaşmak."
Sempozyum süresince 35 "taktik atölyesi" düzenlenecek. Her atölyede belirli bir ülkede uygulanan temel bir taktik ele alınırken, buna benzer deneyimler de ek sunumlarla aktarılacak.
Örneğin "Cep telefonu: Eylem için haberleşme aracı" atölyesinde Uluslararası Af Örgütü'ne bağlı ağların insan hakları ihlallerine karşı cep telefonları aracılığı ile nasıl daha hızlı harekete geçebildiğini izlemek mümkün. Veya cep telefonlarının Kuzey İrlanda'da şiddet olaylarının önlenmesinde, yardım kuruluşlarının Filistin'deki işkence mağdurlarına ulaşmasında kullanılması ve buna ilişkin deneyimler..
Özlem Dalkıran, "Elbette buraya bir reçeteler ve tarifler kitabı ile gelmiyoruz. Ama burada aynı minval üzerine çalışan iki üç kişi taktiklerini anlatacak. Atölyeye katılanlar bu sunumlardan ilham alabilirler; kendi bölgelerinde uygulayacakları yeni yöntemler yakalayabilirler.." diyor ve ekliyor:
"Atölyelerde sivil toplum örgütlerinden, devletin içindeki bürokratlara kadar değişik kesimden katılımcı var ve bunlar konuyu tartışacaklar.."
Araçları çeşitlendirmek
Sempozyumun ortaklarından Minneapolis İşkence Mağdurları Merkezi (CTV) Başkanı Douglas A. Johnson'un "elinizdeki tek araç bir çekiçse, bütün sorunlar gözünüze çivi gibi gözükür. Araçları çeşitlendirmek istiyoruz ki başarımız artsın" sözlerini aktaran Dalkıran, Sempozyumun en önemli amaçlarından birinin insan hakları mücadelesinde yaratıcı ve yeni araçlar kullanmak olduğunu ifade ediyor.
"İkinci amacımız aynı bölgeden veya aynı konu üzerinde çalışan insanlar arasında iletişim ve işbirliği zemini kurabilmek. Örneğin namus cinayetlerine ilişkin etkin bir taktik geliştirilmişse, bu bir başka ülkede veya bölgede nasıl kullanılabilir.. Birçok alanda bizim bilmediğimiz birçok yeni yöntem daha var.."
"Bir diğer amacımız da bunun devam etmesi. Ortaya çıkacak olan ağlaşma ve işbirliği olanaklarıyla katılımcılar ülkelerine gittiklerinde başka insanlar ve ağlarla ilişki kurup, 'yeni taktikler' projesini kendi ülkelerinde sürdürebilirler.."
Özlem Dalkıran, "temsil edilmesini istediğiniz, ancak değişik nedenlerle temsil edilemeyen katılımcılar var mı sorusunu "Yok, çünkü aynı konuda çalışan çok sayıda örgüt var," diye yanıtlıyor ve ekliyor:
"Kişisel olarak çok başarılı bulduğum bir iki taktisyenin, tamamen teknik nedenlerle gelemediğini söyleyebilirim. Bunlardan biri Arjantin'deki kayıp edilenler için mücadele eden ve işkencecilerin kapıları önünde eylemler gerçekleştiren bir grup.."
Hükümetler destekledi
"İnsan Haklarında Yeni Taktikler" Projesi, insan hakları mücadelesini yalnızca sivil toplum kuruluşları temelinde bir mücadele olmaktan çıkarıp, hükümet ve devletlerin de katkıda bulunacağı bir mücadele haline sokma çabasında.
Bir buçuk milyon dolarlık bütçesi olan Projeyi, özel kuruluşlar yanında, Amerika Birleşik devletleri, Hollanda ve İngiltere Dışişleri ile Türkiye Tanıtma Fonu destekliyor.
İnsan hakları ihlallerinden sorumlu tutulan bazı devlet ve hükümetlerin de projeyi mali yönden desteklemesi konusunda Özlem Dalkıran'ın değerlendirmesi şöyle:
"Hükümetlere ve devletlere bir blok olarak bakmamak lazım. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri'ne bakarsak ciddi insan hakları sorunlarımız var. Ama projeyi desteklemelerini, insan hakları mücadelesini ve bu alandaki çabaları desteklemeleri anlamında anlıyoruz. Zaten destek alırken hiçbir şekilde programa ve katılımcılara müdahale söz konusu değil."
Özlem Dalkıran, Türkiye'de yapılan yasal değişikliklerin insan hakları açısından ciddi bir irade belirtisi olduğunu ifade ediyor ve Sempozyuma çok sayıda kamu kurum ve kuruluşlarından katılımcılar olduğunu vurguluyor.
Türkiye 6 atölyede yer alacak
Türkiye'den katılımcılar 3 taktik atölyesinde eğitici sunum yaparken, 3 atölyeye de destekçi olarak katılıyor:
* Mağdurlara ücretsiz avukatlık hizmeti sağlamak:
Bu atölye çalışmasında, değişik profesyonel kaynaklar aracılığıyla ücretsiz avukatlık hizmetleri sağlanması için kullanılan başarılı taktikler paylaşılacak.Eğitici sunum İzmir Barosu'ndan Murat Dinçer tarafından yapılacak.
* Sivil itaatsizlik: Halkın katılımını sağlamak açısından riskler ve sonuçlar:
Sivil itaatsizlik konusunda deneyimlerin paylaşılacağı bu atölyede Düşünceye Özgürlük Girişimi'nden Şanar Yurdatapan destek sunum yapacak.
* Hükümetin kaynak ayırmasını sağlamak:
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Vakfı'ndan Güvem Türe ve İpek İlkkaracan, sivil toplum kuruluşları ile hükümet kurumları arasında işbirliğine gidilerek, hükümet kaynaklarının kullanılmasına dair eğitici sunum yapacak.
* Hükümetlerle işbirliğine dayanan ilişkiler kurmak:
İnsan hakları alanında ilerlemelere destek sağlamak, bu alanda yeni fikirler geliştirmek ve reformların uygulanmasını (uygulamadaki standartlar, hükümetin katılımı ve yasal reformlar dahil olmak üzere) sağlamak için hükümetlerle nasıl işbirliğine gidilebileceği ve ortak çalışmalar yürütülebileceği konusundaki bu atölyede, Adalet Bakanlığı'ndan Necati Nursal ek sunum yapacak.
* Eğitim amacıyla polis teşkilatıyla ilişkiler kurmak:
Polislerin, insan haklarını neden korumamız gerektiği ve bunun ne demek olduğunu somut bir şekilde anlamalarını sağlayan doğrudan deneyimler yaşamalarını temel alan atölyede Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu Başkanı ve Polis Akademisi öğretim görevlisi Doç. Dr. Vahit Bıçak ek sunum yapacak.
* Halkın katılımını sağlamak için kitlesel eylemler:
Işıkları yakıp söndürmek, tencereleri ve tavaları dövmek, korna çalmak gibi basit eylemlerin, milyonlarca kişinin değişime yönelik arzularını, görece güvenli bir şekilde, açıkça paylaşmasını sağlayabileceği konusunu temel alan bu atölyede Ersin Salman Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık Kampanyası'na ilişkin eğitici sunum yapacak.
Türkiye'nin kazanımları
Özlem Dalkıran, Türkiye açısından Sempozyumun getireceği kazanımları şöyle ifade ediyor:
"Sempozyum, Türkiye'deki sivil toplumun yeni açılımlara vakıf olması açısından önemli. Birkaç yıl içinde Türkiye de insan hakları camiasında konuşulur hale gelecek. Öte taraftan Türkiye hak ihlalleri ile bilinen bir ülke; ama Türkiye'de çok doğru ve güçlü bir insan hakları mücadelesi de sürüyor. Bunun uluslararası planda gösterilmesini de istiyoruz." (YS)