Bu sene ilki düzenlenen 100 Lives kuruluşunun düzenlediği Aurora Prize (Aurora Ödülleri) kapsamında Erivan'da the Matenadaran'da (Mesrop Mashtots Antik El Yazmaları Enstitüsü) gerçekleştirilen Aurora Diyalogları "Uluslararası İnsani Yardım Toplumunda Kadının Rolü" başlıklı panelle devam etti.
Eski Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Güvenlik Bakanı Danışmanı Nancy Soderberg'in yönettiği panelde Bonded Labour Liberation Front Genel Sekreteri ve Aurora Ödülü Adayı Syeda Ghukam Fatima, Maison Shalom Kurucusu ve Aurora Ödülü Adayı Marguerite Barankitse, Nobel ödülü sahibi Liberal barış aktivisiti Dr. Leymah Gbowee ve Samburu Girls Vakfı Kurucusu Dr. Josephine Kulea konuşmacı olarak yer aldı.
Panelistler değişimde kadınların yarattığı etkiyi deneyimler üzerinden aktardı.
Growee: Barışı kadınlar başlattı
“Liberya’ da barış resmi barış süreci başlamadan önce kadınlar kendi barış süreçlerini başlamıştı. Şöyle bir olaya şahit olmuştum. Bir kadın yaralanmış bir savaşçıya yemek veriyormuş. Kızının savaşta öldüğünü söylemiş. Savaşçı da ‘Biliyorum’ demiş. Kadın nereden bildiğini sorunca asker de ‘Çünkü onu ben öldürdüm’ diye cevap vermiş.
“Bu kadın bize bu hikayeyi ağlayarak anlattı. Daha sonra ne yaptığını sorduk. Kadın, yataklı askere yemek vermeye devam etmiş. Nedenini sorduğumuzda bize şunu dedi:
'Çünkü barış bu demek. Öç almak demek değil. '
“Erkeklerin en büyük yanlışı barış süreçlerinde her şeyi biliyormuş gibi davranmak. Bilmiyorlar. Toplumu kadınlar tanıyor, ve barış toplumla yapılır.”
Dr. Kulea: Zararlı geleneklere karşı mücadele ediyoruz
“Kenya’nın kuzeyinde bir köyde büyüdüm. Köyümde gelenek diye zorla evlendirilen kız çocuklarının kurtarılmış eğitimlerine devam etmeleri için çalışıyorum.
“Bu işe başladığımızda çocukların korunması için gerekli yasalar yoktu. Bu yasaların geçmesini sağladık. Ancak bu yeterli olmuyor. Bu yasaların uygulamaya geçirilmesi çok önemli. Zaman zaman gelenek diye güvenlik güçlerinin çocuk evliliklerine müdahale etmediğini görüyoruz. Bir kız çocuğunun zengin bir erkekle evlendirilmesini engellediğini için köylülerden tepki görüyoruz.
“Biz geleneklere karşı yasaların mücadelesini veriyoruz.
“Benim köyündeki anlayışa göre benim okula gitmemem, çoktan evlenme lazımdı. Ancak 10 yaşında zorla okuldan alınıp evlendirilen ve çok güçlü bir kadın olan annem sayesinde eğitimine devam ettim.
“Ben de bu mücadeleyi sürdürüyorum çünkü annem benim okumamı sağlamasaydı ben burada size hikayemi anlatamayacaktım.”
Fatima: 80 bin kölenin 50 bini kadın
“Benim bağımlı emeğin özgürleşmesi için verdiğim mücadele 35 yıldır sürüyor. Borç karşılığı zorunlu olan bu işçiliğe yani köleliğe kadınlar ve kız çocukları çok daha fazla maruz kalıyor. 80 bin kölenin 50 binini kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor.
“Ben bu mücadeleye başladığımda bu köleliğin engellenmesi için gerekli yasalar yoktu. Bu yasaların geçmesi için defalarca gözaltına alındım, ailemle beraber polis şiddetine maruz kaldım, erkek kardeşim sakat kaldı. Ancak yasaları geçirdik.
“Birçok ülkede insanlar asgari ücretin yükseltilmesi için mücadele ediyor, bizse asgari ücret için mücadele ediyoruz.” (EA)