Konuşmacılar
Toplantının ilk oturumunda Bremen Türk-Alman İşbirliği Enstitüsü Başkanı Ali Eliş, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Nejat Arseven, Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreteri, Büyükelçi Volkan Vural, Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Sedef Koray konuştular.
İhlalleri durduramıyor
İstanbul Ticaret Odası'nda düzenlenen toplantının bu sabah(4 Ekim) gerçekleştirilen ilk oturumunda konuşan Bremen Türk-Alman İşbirliği Enstitüsü Başkanı Ali Eliş, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini insan hakları açısından değerlendirirken, AB'nin Türkiye'nin adaylığı konusunda daha etken olması gerektiğini söyledi. Eliş şöyle konuştu:
"Nasıl ki Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı varsa, AB'nin de Türkiye'ye ihtiyacı vardır. Türkiye Cumhuriyeti kurulalı 80 yıl olmasına rağmen toplumsal koşulları nedeniyle insan hakları ihlallerinin tam olarak önüne geçilememektedir. Bu da ulusal ve uluslararası alanlarda sorunlara yol açmaktadır."
İnsan hakları eğitimi lazım
İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Nejat Arseven ise, Amerika'ya yapılan saldırının ardından dünyada değişen terör anlayışına değindi ve terörün her çeşidiyle mücadelenin uluslararası nitelik kazandığını belirtti. Arseven şunları söyledi:
* İnsan hakları bilinçlenme ve eğitimin en fazla gerekli olduğu alandır. Zira, ne kadar yasal düzenleme yapılırsa yapılsın, uygulayıcılar ve bu haklardan yararlanması gerekenler yeterli bilgi ve eğitime sahip olmadıklarında, olumlu sonuç alınamaz. Başta kamu görevlileri olmak üzere herkesin insan haklarına saygı konusunda eğitilmesi gerekir.
*Ulusal ve uluslararası çabalara karşın, bugün dünyanın bir çok bölgesinde insan hakları sorunları sürüyor. Yoksulluk, eğitimsizlik, cehalet, şiddet kullanma eğilimi insan hakları ihlallerinin başlıca nedenleridir.
* Şiddetin önemli bir türü terördür. Amerika'ya yapılan saldırıdan sonra, terörün her çeşidiyle mücadelenin uluslararası nitelik kazandığını göstermektedir.
* Türkiye, son on beş yıldır ayrılıkçı terör hareketiyle mücadele etmektedir. Ayrılıkçı terörün bu kadar uzun süreli ve etkili olması, çeşitli devletler tarafından, çeşitli hesaplarla desteklenmesi sayesinde gerçekleşti.
* Uluslararası toplum, terörü korumaktan hiçbir yarar beklememelidir. Terörü önleyebilmek için uluslararası işbirliğine ihtiyaç vardır. Öteden beri bir çok Avrupa ülkesinde var olan ve Amerika'ya yapılan terörist saldırı ile tüm dünyada artma eğilimi gösteren yabancı düşmanlığının engellenmesi gerekir.
* AB'ye tam üyeliği hedefleyen Türkiye, insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması, var olan koşulların iyileştirilmesi için somut önlemler almaktadır. Bu konularda anayasamızda köklü değişiklikler yapılmaktadır. Gerçekleştirilen değişikliklerin yürürlüğe girmesinden sonra uygulama yasaları da en kısa zamanda çıkartılacaktır.
* Amerika'ya yapılan terörist saldırıdan sonra küresel boyutta ulaşılan anlayış birliğinin giderek güçlendiği görülmektedir. Birleşmiş Milletler'in, terörle uluslararası mücadeleyi öngören bir anlaşma yapma yönündeki girişimleri, Türkiye'nin yıllardır ileri sürdüğü görüşlerle örtüşmektedir.
Adalet Akademisi kurulmalı
Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreteri, Büyükelçi Volkan Vural da, Anayasa değişikliğine değindiği konuşmasında, uyum yasalarının en kısa zamanda çıkarılmasının önemini anlattı.
Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Sedef Koray ise konuşmasında, insan hakları ihlallerinin önlenmesinin önemine değindi. Koray konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
* İnsan haklarına saygı, Avrupa Birliği'nin üçüncü ülkelerle ilişkilerinde temel yaklaşım olmuştur. Türkiye'de insan hakları alanında belirlenen normlara uyum sağlanması önemli. Bu amaçla, anayasadaki bazı maddeler rekor hızla değiştirildi. Ancak, değişikliklerin yasal reformlarla desteklenmesi gerekiyor. Ayrıca, uygulama ve zihniyetin değiştirilmesi de çok önemli. Çünkü, insanların hukuku nasıl yorumladıkları insan hakları açısından çok belirleyici. Anayasal reformlar ancak bu şekilde anlam kazanır.
* İnsan hakları ihlallerinin engellenmesi için eğitim çok önemli. Yargı, polis ve jandarmanın bu konuda eğitilmesi gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti, polis ve jandarma için yeni bir eğitim stratejisi belirlemelidir. Avrupa Komisyonu, bu konuda gösterilen, gösterilecek tüm çabalara destek vermeyi taahhüt etmektedir.
Bu projelerden bazıları, Adalet Bakanlığı'nın işbirliğiyle gerçekleştirilebilecek olan Adalet Akademisi'nin kurulması, polis eğitimi, barolar tarafından gerçekleştirilecek insan hakları eğitimi, sivil toplumu geliştirme programının jandarma ve polis için yürürlüğe konmasıdır. (NA)