Bu sözler Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Süheyl Batum'a ait.
Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü'nün İstanbul Ticaret Odası'nda düzenlediği toplantıda konuşan Prof. Dr. Batum, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerini değerlendirdi. Prof. Dr. Batum, Avrupa İnsan Hakları Hukuku'nun yarattığı değerler sisteminin Avrupa Birliği'ni de doğrudan etkilediğini belirterek, Türkiye'deki yasal mevzuatın çerçevesinin bu değerler sistemine uyumlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Batum şöyle konuştu:
* Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa'da bir insan hakları sistemi yaratma açısından önemlidir. Çünkü sözleşme, kendi içinde bir müeyyide getirir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, insan hakları alanında sınırları aşan bir ortak değerler sistemi yaratır.
* Her ne kadar bazı ülkelerde uluslar arası hukuk belgelerinin iç hukuku etkilemeyeceği söylense de, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bunların dışında olduğunu ortaya koymuştur.
* İngiltere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni iç hukuk sistemine almadığı gerekçesiyle sözleşmeye aykırı karar verdiğinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bundan etkilenmemiş ve İngiltere'yi mahkum etmekten çekinmemişti.
* Anayasa'da uluslar arası sözleşmenin yasa niteliğinde ele alınması fazla bir anlam ifade etmez, çünkü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kendisini iç hukukun üstünde tutar.
* Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yarattığı insan hakları hukuku Avrupa Birliği'ni doğrudan etkiledi. Avrupa Birliği önceleri sadece ekonomik mekan olarak algılanırken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yarattığı ortak değerler sayesinde siyasi bir mekana dönüştü.
* 1974 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uyacağını taahhüt eden Avrupa Birliği'nin sözleşme ile uyumlu hale gelmesi zaman aldı. 1974'de yargısal süreçle başlayan bu sürede, Avrupa İnsan Hakları ile ortak anayasal değerler yaratıldı. Bunlar siyasal bir Avrupa mekanı yarattı,
* Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin oluşturduğu değerler Avrupa Birliği'ni etkiledi. Avrupa Birliği'ne üye olmak istiyoruz, karşımıza bu değerler sisteminden doğan bazı kriterler çıkıyor. Kopenhag Kriterleri önemli bir örnek. Avrupa Birliği'ne üye olabilmek için, iç hukuk ve uygulama alanlarını Kopenhag kriterlerine uyumlu hale getirmemiz isteniyor.
* Avrupa İnsan Hakları Hukuku, pek çok alanda Türkiye'yi doğrudan etkiliyor.Avrupa Birliği adı verilen insan hakları mekanına uyum sağlamak için tüm bu değişiklikleri yapmamız gerekiyor.
* Anayasa değişiklikleri bu yolda atılmış önemli bir adım. Peki bu değişiklikler yasal düzenlemelere geçer mi? Buna pek umutlu bakmıyorum, gerçekten geçer mi şüpheliyim ama, geçer inşallah diyorum.
* Türkiye mevzuatı, Avrupa İnsan Hakları Hukuku çerçevesine uygun değildir. Önemli eksiklikler var. Ve gerekli düzenlemelerin en kısa zamanda yapılması gerekli. Ancak, Avrupalı dostlarımızın da Türkiye hakkında daha adil kararlar vermesi önemli. (BB/NU)