Günde en az bir iki saat seçmen televizyonda AKP propaganda konuşmasına maruz kalıyor. Haber dilimlerinde de bu konuşmalardan kesitler yayınlanıp, üzerine yorum yapılıyor. Olağanüstü problemli bir manipülasyon çarkı bu (…) Bu ancak en baskıcı rejimlerde görülen ilkel bir beyin yıkama stratejisi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Aslı Tunç, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tüm konuşmalarının haber kanallarında canlı olarak ekrana getirilmesini bu sözlerle değerlendiriyor.
Türkiye’de bağımsız habercilik diye bir refleksin ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Tunç, kamu yayıncılığı yapması beklenen TRT’ye de değiniyor:
TRT ise yurttaşların vergisi ile AKP propagandası yapmayı sürdürüyor (…) Kamu yayıncılığı yapması gereken TRT tamamen partizan bir yayıncılığın ötesine geçemiyor.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) de 7 Haziran seçimleri öncesi yayınladığı Türkiye raporunda muhalefet partileri ve sivil toplum örgütlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim kampanyasında aktif rol aldığını ve iktidar yanlısı tavır sergilediğini belirttiklerine dikkat çekti.
AGİT delegasyonu devlet kaynaklarının iktidar partisi için kullanılması yoluyla seçim kampanyalarında eşitsizlik oluşabileceği yönünde endişelerini de dile getirdi.
Prof. Tunç’la 7 Haziran Genel Seçimleri öncesi haber kanallarının her gün yayın akışlarını keserek Erdoğan ve Davutoğlu’nun açıklamalarını canlı olarak izleyiciye ulaştırmalarını yayıncılık ve habercilik etiği açısından konuştuk.
“Aynı konuşmalar saniye sektirmeden canlı yayınlanıyor”
“Türkiye’nin hala bir televizyon toplumu olduğunu düşünürsek politik iktidarın propaganda olarak yoğun şekilde televizyonu kullanması normal karşılanabilir.
“Ancak işin trajik yanı, medya kuruluşlarının saniye sektirmeden hiçbir haber değeri taşımayan ve benzerini binlerce kere dinlediğimiz Cumhurbaşkanı ve Başbakanın mitinglerini verme durumu.
“Medya kuruluşlarının bu konuşmaları naklen vermedikleri zaman iktidardan direkt baskı gördükleri kuvvetle muhtemel.
“En ilkel beyin yıkama stratejisi”
“Günde en az bir iki saat seçmen televizyonda AKP propaganda konuşmasına maruz kalıyor. Haber dilimlerinde de bu konuşmalardan kesitler yayınlanıp, üzerine yorum yapılıyor. Olağanüstü problemli bir manipülasyon çarkı bu.
“Eğer bu mitinglerde haber değeri taşıyan bir şey söylenmişse onu bülteninize taşıyıp analiz edersiniz. Tüm mitinge program akışınızı altüst edip bağlanmak da ne oluyor? Bu ancak en baskıcı rejimlerde görülen ilkel bir beyin yıkama stratejisi.
“Ancak bu korku atmosferinde hiçbir medya kuruluşu iktidar baskısına kafa tutamıyor. Bağımsız yayıncılık yapmaya çalışmanın bedeli çok ağır çünkü.
“Bağımsız habercilik refleksi ortadan kaldırıldı”
“Chomsky ve Herman o meşhur propaganda modelinde ABD medyasını, haberlerini Beyaz Saray ve Pentagon gibi resmi kaynaklara dayandırdığı için yerden yere vurur.
“Kitle medyasının nasıl haberleri bir halkla ilişkiler mantığı ile resmi kaynaklardan aldığı verilerle donattığını ve kendini resmi kaynaklara yaslayıp garantiye aldığını eleştirir.
“Türkiye’de ise bağımsız habercilik diye bir refleks ortadan kaldırıldı artık. Biz resmi kaynaklardan başka bir haber göremiyoruz. Medya yapısının tamamen değiştiği bu gazetecilik ortamının acınası bir görüntüsü bu.
“TRT partizan yayıncılığın ötesine geçemiyor”
“TRT deseniz yurttaşların vergisi ile AKP propagandası yapmayı sürdürüyor. YSK’nin belirlediği ilkelere nedense sadece CHP'nin ‘Milletçe Alkışlıyoruz’ temalı reklamını yayınlamayı reddederek uyduğunu görüyoruz.
“Kurum, Erdoğan ve Davutoğlu’nun sesini dünyaya yaymak gibi bir misyonu da üstlenmiş vaziyette. Bu bağlamda kamu yayıncılığı yapması gereken TRT tamamen partizan bir yayıncılığın ötesine geçemiyor.” (EKN)