Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), Cuma günü Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Karadeniz’de Fatih Sondaj gemisinin 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettiğini duyurmasının ardından bir basın açıklaması yayınladı.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TP) yaptığı keşfi olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak nitelendiren JMO, ancak tek kuyuda ve sadece kısa süreli test sonucunda verilen bu rezerv miktarının tahmini bir yaklaşımdan ibaret olduğunu ifade etti.
Dileklerinin, rezervin çok daha yüksek miktarlarda olduğunun tespit edilmesi olduğunu aktaran JMO, üretilebilir gaz rezervinin açıklanan miktardan daha fazla veya daha az değerlerde de olabileceğini aktardı.
Batı Karadeniz’de doğalgaz keşfinin yapıldığı, Doğu Akdeniz’de de hidrokarbon arama çalışmalarının sürdüğü bugünlerde konunun önemli bir diğer boyutunun da olduğunu ifade eden JMO, Türkiye Petrolleri'nin getirildiği noktayı eleştirdi.
"Kamu yararına yönelik ayrıcalıkları kaldırıldı"
1954’te kurulan Türkiye Petrolleri'nin sahip olduğu arama, üretim, taşıma, rafinaj ve dağıtım bütünlüğü parçalandığını hatırlatan JMO, bünyesindeki İPRAGAZ, PETKİM, DİTAŞ, TÜPRAŞ, POAŞ, TP’nin birer birer özelleştirildiği vurgusunu yaptı ve “Petrol Kanunlarında yapılan değişiklikler ile TPAO’nun devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunan bir kuruluş olduğu kanundan çıkarılmış, bundan kaynaklanan kamu yararına yönelik önemli ayrıcalıkları da kaldırılmıştır” dedi.
JMO açıklamasına şöyle devam etti:
“Türkiye Petrolleri, küçültme özelleştirme adımlarının atılmasına devam edilmiş, Bakanlar Kurulu kararı ile hisselerinin tamamı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı`na ait olan her türlü denetimden de muaf keyfi yönetimli “Türkiye Varlık Fonu A.Ş.’ne” devredilmiş; TPAO’nun halkın gözünden kaçırılarak gizlice özelleştirilmesinin bir zemini daha hazırlanmıştır.
"İnsan kaynağı yok edildi"
“Türkiye Petrolleri üzerinde oynanan oyunlar bununla da bitmemiş; İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı’na eklenen bir madde ile TPAO’da toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında çalışan personelin iş ilişkisi nedeniyle her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlerin iş mahkemelerinde görüleceği hükmü getirilerek; Anayasa’ya ve yargı kararlarına aykırı şekilde binlerce kapsam dışı kamu görevlisinin hukuki statüsünü değiştirilip iş güvenceleri yok edilerek kolayca işten çıkarılmalarının önü açılmıştır. Bu süreçle beraber, birikim ve donanımlı yüzlerce çalışan ya emekliliğe teşvik edilmiş veya zorlanmış ya da iş akitleri feshedilerek kurumun önemli bir insan kaynağı yok edilmiştir.
“Daha sonra yapılan sondaj, workover, kuyu tamamlama ve jeofizik operasyonları servis hizmetleri ve bunlarla ilgili her türlü personel, malzeme ve ekipmanın TPIC ‘e devreden düzenleme ile de en karlı kuruluşlarımızdan biri olan ancak, yetersiz yönetim anlayışı ile bilinçli olarak zarar ettirilen Türkiye Petrolleri, en temel faaliyet alanlarında dahi piyasa koşullarında dışarıdan hizmet alan, ancak iş maliyeti arttırılırken aldığı hizmet kalitesi düşen bir duruma getirilmiştir.
"Hükümetin yanlışlığını ve öngörüsüzlüğü"
“Bütün uyarılarımıza rağmen bu olumsuz uygulamaları sürdüren siyasi irade, bir yandan Türkiye Petrolleri'nin bütün sondaj makinalarını devrettirirken, öte yandan Batı Karadeniz’de sondaj keşfini yapan, Doğu Akdeniz’de arama faaliyetlerinde bulunun üç derin sondaj gemisini Türkiye Petrolleri’na aldırarak sondaj ve diğer ekipmanlarını kurumun elinden çıkarttıran kendi politikalarının yanlışlığını ve öngörüsüzlüğünü kendi eliyle ortaya koymuştur.
“Türkiye Petrolleri, ülkemizin zorlu jeolojik koşullarında kamu adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunarak; bugüne kadar ülkemizdeki jeolojik saha faaliyetlerinin yüzde 90’ını, jeofizik saha faaliyetlerinin yüzde 85’ini, sondaj faaliyetlerinin yüzde 60’ını, ham petrolün yüzde 71’ini, doğal gazın yüzde 51’ini üreten, Azerbaycan projeleri kapsamında, bugün yerli üretimden daha fazla üretimi ülkemize kazandırmış yerli bir kuruluşumuzdur.
"TPIC'e devredilmesinden derhal geri dönülmelidir"
“Bugün, sorunlu olan Doğu Akdeniz başta olmak üzere, Karadeniz ve ülkemizin jeolojik riskli bölgelerinde hidrokarbon arama ve üretim faaliyeti yürütmek için ulusal bir petrol şirketimize olan ihtiyacın ne kadar önemli ve gerekli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
“Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, bugüne kadar defalarca yaptığımız uyarılarımızı bir kez daha tekrarlamayı gerekli görüyoruz.
“İnsan kaynağı, ekipman ve teknik yetkinlik anlamında önemli bir birikime sahip olan Türkiye Petrolleri'nin tasfiye edilmesinden, küçültülerek yok edilmesine yol açan; Kurumun Türkiye Varlık Fonu A.Ş.’ne devredilmesinden, İş Mahkemeleri Kanunu ile yapılan düzenlemeyle personelin keyfi kararlarla tasfiyesinden, sondaj, kuyu tamamlama ve jeofizik hizmetlerinin TPIC’e devredilmesinden derhal geri dönülmelidir.
“Ham petrol ve doğal gaz arama ve üretim faaliyetlerinin ayrılmaz parçası olan sondaj, kuyu tamamlama ve jeofizik hizmetleri yeniden Türkiye Petrolleri bünyesine alınmalı; bir kamu kuruluşumuz olan Türkiye Petrolleri, petrol arama, üretim, taşıma, rafinaj ve dağıtım bütünlüğü içinde ilk kuruluş yapısına tüm dünya örneklerinde olduğu gibi yeniden kavuşturulmalıdır.
"TP'nin tüm çalışanlarına teşekkür ediyoruz"
“Türkiye Petrolleri; ülkemizi yöneten siyasi iktidarların politik maceralarının öznesi olmaktan çıkarılmalı, ülkemizin karasal ve denizel alanları başta olmak üzere, ülkenin ihtiyaç duyduğu hidrokarbon aramaları ile üretimin tedarikini sağlayan kamu iktisadi teşekküllü olarak yoluna devam etmelidir.
“Bugün, enerjide yılda ortalama 50 milyar dolar civarında açık veren ve dışa bağımlı hale getirilen ülkemizde; Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın özelleştirilmesine veya küçültülmesine değil, Türkiye Petrolleri’nin daha güçlü bir hale getirilmesine ihtiyaç olduğunu bir kez daha ifade ediyor, Batı Karadeniz basenin Sakarya bloğunda gaz sahasının keşfinde emeği geçen başta kurumda çalışan jeoloji mühendisi meslektaşlarımız olmak üzere, Türkiye Petrolleri'nin tüm çalışanlarına teşekkür ediyoruz.” (HA)