Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, AK Parti'nin kamu kaynaklarını nasıl sömürdüğüne dair ilginç bir anısını paylaşıyor.
Yolsuzluk ve çoklu maaş skandallarını açıkladığı dönemde bir AK Partili milletvekilinin kendisine gelip, “Vekilim, beni de bir araştırır mısın? Belki benim de bir yerden aldığım artı bir maaş vardır” dediğini anlatıyor.
Bu durumun sadece bir gaf değil, aynı zamanda AK Parti’nin yönetim anlayışının bir özeti olduğunu söyleyen Yavuzyılmaz, partinin sistematik bir şekilde ülkenin kaynaklarını yağmaladığını vurguluyor. AK Parti içindeki yolsuzluğun öyle büyük olduğunu, hatta vekillerin bile pastanın gerçek büyüklüğünü bilmediğini ifade eden Yavuzyılmaz, iktidara geldiklerinde "Temiz Eller" sürecini başlatacaklarını belirtiyor.
"Türkiye'yi iki kat daha zengin yapacak kaynaklar, bir soygun düzenine gömüldü"
AKP'nin ekonomi politikalarının Türkiye'yi en az iki-üç kat daha iyi bir seviyeye ulaşmaktan alıkoyduğunu söyleyen Yavuzyılmaz, ülkenin kaynaklarının bir soygun düzenine kurban gittiğini dile getiriyor.
"Bu yapılanlar artık bir hastalık gibi tüm ülkeye yayıldı. Türkiye, şu an bulunduğu ekonomik seviyenin iki üç katına çıkabilirken, AK Parti yönetiminde sadece bir avuç insanın zenginleştiği bir soygun düzeniyle yönetiliyor."
CHP olarak, toplumsal olayları çözümlemek için sosyologlarla çalıştıklarını belirten Yavuzyılmaz, AKP'nin ise halkı manipüle etmek ve yönlendirmek için dolandırıcılık becerileri yüksek insanları kullandığını iddia ediyor.
"AK Parti, halkı kandırma, hile yapma ve kumpas kurma konusunda uzmanlaşmış insanlarla çalışıyor. Bu ekip, Türkiye’yi dünya çapında bir ekonomik felakete sürükleyen bir organizasyon gibi hareket ediyor."
Bu düzenin, Türkiye'yi Dünya Guinness Rekorlar Kitabı'na "halkını en hızlı fakirleştiren yönetim" olarak sokacak bir performansa ulaştığını belirten CHP’li Yavuzyılmaz, ülkenin en temel sosyal hizmetlerinin bile bu soygun yüzünden hayata geçirilemediğini söylüyor.
"Bu para kreşlere, sığınma evlerine gidebilirdi"
Yavuzyılmaz, AKP'nin yaptığı usulsüzlüklerden kaynaklanan kamu zararlarını gözler önüne sererek, bu paraların doğru kullanılması halinde Türkiye'de ne kadar çok sosyal hizmet yapılabileceğini vurguluyor.
"Bu kayıplar yaşanmasaydı, Türkiye’de yüzlerce kreş, sığınma evi, okul açılabilirdi. Ama maalesef kamu kaynakları, halkın ihtiyaçlarına değil, belli bir zümrenin servetine aktarılıyor."
CHP olarak, iktidara geldiklerinde hazinedeki delikleri kapatacaklarını, hortumları keseceklerini ve kamu zararlarını önleyerek halkın refahını artıracaklarını belirten Yavuzyılmaz, bu amaçla şu ana kadar 52 suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.
"Şu ana kadar yüzlerce ihaleyi inceledik. Bazılarından sonuç aldık, bazılarına takipsizlik verildi. Ancak iktidara geldiğimizde bu dosyalar yeniden açılacak ve hesap sorulacak."
"AK Parti milletvekilleri yolsuzluğun boyutunu öğrenince şok oluyor"
CHP'li Yavuzyılmaz, AKP içerisindeki milletvekillerinin bile yolsuzluğun boyutlarını bilmediğini ve kendi aralarında bile bu yüzden menfaat çatışmaları yaşandığını söyledi.
"Biz yolsuzluk dosyalarını açıkladıkça, AK Partili vekiller bu pastanın ne kadar büyük olduğunu fark edip, kendi içlerinde şaşkınlığa düşüyorlar. Hatta bazıları birbirlerinden daha az aldıklarını öğrenince isyan ediyorlar. 'Ben şu kadarını aldım sanıyordum ama meğer pasta bu kadar büyükmüş' diyorlar."
İliç Felaketi ve AK Parti’nin Bilirkişi Oyunu
Deniz Yavuzyılmaz, Erzincan İliç’teki maden faciasına da değinerek, AK Parti'nin eski Çevre Bakanı Murat Kurum’u korumak için bilirkişi raporlarını değiştirdiğini söyledi.
"127 gün boyunca İliç Araştırma Komisyonu raporu tamamlanmadı. Bu süre içinde bilirkişi değiştirildi ve Murat Kurum’un asli kusuru rapordan silindi."
Aynı yöntemin Kartalkaya faciasında da uygulandığını belirten Yavuzyılmaz, AK Parti’nin sorumlularını korumak için raporlarla nasıl oynadığını vurguladı.
"CHP iktidarında 'temiz eller' süreci başlayacak"
Yavuzyılmaz, iktidara geldiklerinde kamu kaynaklarını çalanlardan hesap soracaklarını belirterek şu sözlerle nokta koydu:
"Bizim mücadelemiz sadece muhalefet etmek değil, iktidara gelip halkın hakkını geri almak için. CHP iktidarında bir 'Temiz Eller' süreci başlayacak. Kamu kaynaklarını çalanlardan hukuk önünde hesap soracağız."
"Devletin içine ne bilgi varsa, ne belge varsa her birine hakim olacağız ve bu düzeni tamamen değiştireceğiz."
Ne olmuştu?
1 Haziran Salı günü saat 02.45'te Erzincan İliç İlçesi Çöpler Mevkii'nde uluslararası bir şirket tarafından işletilen altın madenine siyanür taşıyan boru hattında meydana gelen patlama sonrasında, yaklaşık 20 metreküp siyanür solüsyon Fırat Nehri ve Keban Baraj havzasına, siyanürlü su da Fırat Nehri üzerine kurulu İliç Barajına ulaştı.
Erzincan'ın İliç ilçesine bağlı Çöpler bölgesinde, atık havuzundan siyanür sızdığı şikâyetinin ardından 21 Haziran 2022 tarihinde faaliyetine son verilen altın madeni üç ay aranın ardından 23 Eylül'de yeniden açıldı.
Havuzdan sızan siyanürün Fırat Nehri'ne karıştığı iddia edilirken, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 16,4 milyon lira ceza kestiği madeni işleten Anagold Madencilik gerekli iyileştirmeleri yaptıklarını belirterek, yeniden faaliyete başlamak için onay aldıklarını duyurdu.
Anagold Madencilik kimin?
Anagold Madencilik SSR Mining ve Lidya Madencilik şirketlerinin iş birliğiyle faaliyetlerini yürütüyor. Lidya Madencilik'in Yönetim Kurulu Başkanı, Çalık Holding'in de Yönetim Kurulu Başkanı olan Ahmet Çalık.
Şirketin "Çöpler Sülfit Genişleme Projesi" olarak duyurduğu projenin yatırım tutarı 660 milyon dolar.
Şirketi, ilk altın dökümünü 2018'in üçüncü çeyreğinde gerçekleştirdi. Projenin tahmini maden ömrü 20 yıl. Maden ömrü üretimi ~3,5 milyon ons. Toplam üretim maliyeti ise Ons başına 645 dolar.
(EMK)