Civil Rights Defenders’in Saraybosna’da düzenlediği 1. Bölgesel Gazetecilik Günleri’nin bugünkü ikinci gününde “Medya sahipliği ve gazetecilik: Yükselen tekelci sahiplik ortamında objektif gazetecilik pratikleri için nasıl strateji geliştirilir” başlıklı tartışma gerçekleşti.
Panelde, Avrupa Gazeteciler Federasyonu’ndan Yannis Kotsifos, Mediacentar Sarajevo’dan Anida Sokol, Sırbistan Bağımsız Gazeteciler Birliği’nden Vojislav Stevanović, gazeteci Mehveş Evin, Balkan Araştırmacı Gazetecilik Ağı – Arnavutluk’tan Besar Likmeta söz aldı. Moderasyonu, Civil Rights Defenders’dan Sinan Gökçen yaptı.
Gazeteciler, medya sahipliğinin tekelleşmesine karşı çözüm önerilerini konuştu.
IPS İletişim Vakfı/ bianet'in Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Almanya kanadı Reporter ohne Grenzen ile birlikte yürüttüğü Medya Sahipliği İzleme Projesi’nden de bahsedilen panelde, medya kuruluşlarının sahiplerinin başka hangi alanlarda faaliyet gösterdiği de tartışıldı.
“Tüm dünyada medyanın sorunu”
Sinan Gökçen, “Medya sahipliğinin tekelleşmesi sadece Türkiye’de değil dünyada bir sorun olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
“Türkiye ve Balkanlardaki medya sahipliğinin petrol şirketi gibi diğer şirketlerin sahibi de olması sürpriz değil. Bu da bir bağımlılık ilişkisi yaratıyor.”
Basılı bağımsız/alternatif yayınların da yine dağıtım ağındaki tekelleşme nedeniyle yaşadığı sorunlara değinen Gökçen, ifade özgürlüğünün gazeteciler için değil halkın haber alma hakkı için gerekli ve önemli olduğunun altını çizdi.
“Siyasiler ve reklam verenler içerikte söz sahibi”
Mediacentar Sarajevo’dan Anida Sokol Bosna Hersek’deki duruma ilişkin bilgi verdi, medya kuruluşlarının çoğunun kamuya ait olduğunu, bu sebeple siyasilerin, siyasi partilerin veya yerel yönetimlerin medya içeriklerinde söz sahibi olduğunu ifade etti.
“Reklam verenler de kamu şirketleri ve onlar da siyasi partilerin etkisi altında, bu da editöryel kararlarda etkili olmalarını sağlıyor. Bosna Hersek’te medya sahipliğinde bir tekelleşme durumu yok ancak şeffaflık önemli bir sorun. Tabii direkt sahibi olmamaları, sermayenin medya üzerinde etkisi olmadığı anlamına da gelmiyor.”
Şeffaflık için yasal önlemler alınması gerektiğini ifade eden Sokol, gazeteciler ve halkın bu konuda eğitilmesinin, medya okuryazarlığının değerine değindi. Gazeteciler arasındaki rekabetin dayanışmaya engel teşkil ettiğini de ekledi.
“Gazeteler başbakanı mutlu etmek için haber yapıyor”
Balkan Araştırmacı Gazetecilik Ağı – Arnavutluk’tan Besar Likmeta konuşmasına, bugün gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinin yıldönümü olduğunu hatırlatarak başladı ve Balkanlarda ve Ortadoğuda gazetecilere işlenen suçlardaki cezasızlığa dikkat çekti.
“Arnavutluk’ta onlarca farklı medya kuruluşu var, dolayısıyla çokseslilik olduğunu düşünebilirsiniz ama öyle değil çünkü medya sahipliği, inşaat gibi başka birçok alanda faaliyet gösteren şirketlerin elinde. Hükümet üzerinde etkili olmak için de sahip oldukları medyayı kullanıyorlar.”
Kamuoyuna yansıtılan gerçekliğin büyük oranda hükümetçe kontrol edildiğini ifade eden Likmeta, hükümetin “sahte haberler” mücadele etme propagandasıyla çıkardığı son yasanın amacının da internet medyası üzerinde kontrol sağlama amaçlı olduğunu belirtti.
“Gazeteler kamuyu bilgilendirmek için haber yapmıyor başbakanı mutlu etmek için haber yapıyor. Propaganda makinesi çok güçlü, arada çıkan birkaç cılız muhalif sesi kolayca susturup kendilerini kolayca haklı gösterebiliyorlar. Bu makinenin işini iyi yapan gazetecilere de ihtiyacı yok, sokaktan seçtikleri herhangi birine istediklerini yazdırabilirler. Bu sebeple de klasik sendika modeli mücadele için işe yarar olmaktan çıktı. Medyanın çok fazla kontrol altında olduğu bir ülkede hükümet bu kontrolü daha da arttırmaya çalışıyor. Ancak bir arada olursak bu politikalara karşı durabiliriz.”
“Hepimiz aynı problemle karşı karşıyayız”
Sırbistan Bağımsız Gazeteciler Birliği’nden Vojislav Stevanović de “Kamu açısından medyanın sahibinin kim olduğu, kimin tarafından finanse edildiği çok önemli” dedi.
“Sırbistan’da bazı önemli gazetelerin sahibinin kim olduğunu bile bilmiyoruz. Hükümet de halen bazı önemli gazetelerin sahibi. Hepimiz aynı problemle karşı karşıyayız. Hükümetin editöryel politikalar üzerinde etkili olduğundan eminiz.”
“Daha fazla bağımsız medyaya ihtiyacımız var”
Avrupa Gazeteciler Federasyonu’ndan Yannis Kotsifos da Makedonya ve Hırvatistan’da da editoryel politikaların medya sahipliğinden yüksek oranda etkilendiğini ifade etti.
“Daha fazla bağımsız medyaya, bağımsız içerik üreticilerine ihtiyacımız var. Bağımsız medyada çalışanların bunun kendilerine daha fazla bir özgürlük alanı yarattığını söylüyorlar.”
“Bağımsız bir platform oluşturmalıyız”
Artı Gerçek’ten gazeteci Mehveş Evin Türkiye’deki durumu, IPS İletişim Vakfı/ bianet'in Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Almanya kanadı Reporter ohne Grenzen ile birlikte yürüttüğü Medya Sahipliği İzleme Projesi’nden örnek vererek anlattı.
Evin, medya sahibi şirketlerin hükümetle olan yakın ilişkisinden bahsetti.
“Bu tabloda nasıl bağımsız gazetecilik yapabiliriz? Gazetecilik değerlerine sadık kalmak çok zor. Bu durum AKP iktidarıyla da başlamadı, 90’larda ana akımdaki sendikasızlaştırma politikasından bugünlere geldik.
“Gazeteciliğin etik kodlarını kurmak adına gazetecilere ait bir örgütümüz/derneğimiz olmalı. Kurumların bizim adımıza harekete geçmesini beklememeliyiz, bağımsız bir platform oluşturmalıyız. Herkesin yapabileceği bir şeyler var. Daha fazla dayanışmaya ve bunu mümkün kılacak örgütlere ihtiyacımız var.”
Panelin ardından gazeteci Ragıp Duran ile “otosansür ile baş etmek”, avukat Flutura Kusari ile “nefret söylemiyle mücadele”, Araştırmacı Gazetecilik Merkezi’nden Leila Bičakčić ile “araştırmacı gazeteciliğin yararları ve zorlukları”, gazeteci Yannis Kotsifos ile de “medya kuruluşlarının işleyişi içerisinde gazetecilerle ilişki kurmak” başlıklı buluşmalar gerçekleşti.
1. Bölgesel Gazetecilik Günlerinde iki gün boyunca Balkan ülkeleri başta olmak üzere Avrupa’da ve dünyada gazeteciliğin durumu ve gazetecilik pratikleri, ifade özgürlüğünün karşı karşıya olduğu tehditler, medya sahipliğinin gazeteciliğe ve halkın haber alma hakkına etkileri ile sorunlara çözüm önerileri tartışıldı.
Türkiye ve Balkanlardan gazetecilerin bir araya geldiği etkinliğin kapanış konuşmasını, Western Balkans Task Force at External Action Service Başkanı Jasna Jelišić yaptı. (AS)