Dr. Arpat Özgül'ün, ünlü bilim dergisi, Science'ta yayınlanan araştırma sonuçları büyük ilgi topladı.
Dr. Özgül ve çalışma arkadaşları bu çalışmayla ilk kez ekolojik ve evrimsel süreçlerin karmaşık etkilerinin bileşenlerine ayrıştırılarak incelendiğini bildiriyorlar.
İskoçya açıklarındaki St. Kilda takımadalarından biri olan Hirta Adası'nda yaşayan yabanileşmiş bir evcil koyun soyu olan Soay koyununun boyutlarının son 24 yılda yüzde beş oranın da küçüldüğü önceden yapılan araştırmalarla fark edilmiş ancak nedenleri anlaşılamamıştı.
Büyük boya sahip olmak evrimsel açıdan avantajlıdır. Daha büyük bireylerin hayatta kalma ve çoğalma ihtimali daha fazladır, beden büyüklüğü de kalıtsal bir özellik olduğundan koyunların boyutların nesilden nesile artması beklenir. Peki Hirta Adası'nın Soay koyunları neden büyümek yerine küçülüyorlardı? Özgül'ün çalışması Soay koyunlarının boyutlarındaki küçülmenin nedeninin küresel iklim değişimi olduğunu gösteriyor.
Küresel ısınma sonucu eskiye göre daha ılıman geçmeye başlayan kış ayları hayat şartlarını kolaylaştırmış. Besin değeri yüksek otlar daha uzun süre toprakta kalırken, bir çok koyunun ölümüne sebep olan aşırı kış soğukları da azalmış. Kış aylarının daha sert geçtiği geçmiş yıllarda yeni doğan bir kuzunun hayatının ilk kışını atlatabilmesi için özellikle doğumdan sonraki 4-5 ay içinde hızlı bir şekilde büyümesi gerekiyormuş.
Kuzuların büyümesini yavaşlatan bir başka unsur da adadaki koyun sayısının artarak taşıma kapasitesine ulaşmış olması. Hayatta kalma koşullarının iyileşmesiyle artan birey sayısı adada koyun başına düşen ot miktarının azalmasına, kuzuların daha yavaş büyümesine yol açmış.
Bu iki unsur, yani küçük koyunların yaşam şansının artması ve ot kıtlığı nedeniyle kuzuların yavaş gelişmesi, koyun boyutundaki küçülmenin çevresel nedenlerini oluşturuyor. Hayatta kalma olasılıkları artan yavaş büyüyen kuzular ileriki yıllarda küçük erişikinlere dönüşüyorlar. Araştırma ekibi bir yavru kuzunun ağırlığını belirleyen önemli etkenlerden birinin de anne koyunun yaşı olduğunu bulmuş. Genç anneler henüz erişkin boya ulaşamadıklarından ortalamadan daha ufak kuzular doğuruyor.
Bu sonuçlara ulaşmanın kolay olmadığını söyleyen Dr.Özgül, Soay koyunlarının üzerlerinde uzun-süreli ekolojik araştırma yapılan ender memelilerden olduğunu belirtiyor. Bu son çalışma da Hirta adasında yaşayan yüzlerce bireyden 24 yıl boyunca toplanan veriler kullanılmış. Adada ki her koyun yılda en az bir kez yakalanıp, boyu ve kilosu ölçülmüş, gen örnekleri alınmış.
Bu demografik veriler sayesine her bireyin hayatındaki önemli kilometre taşları (doğum tarihi, ilk kez kaç yaşında yavruladığı, her yıl kaç kuzu yavruladığı, hangi yıl öldüğü) belgelenmiş. Gözlemlenen değişimi, evrimsel ve ekolojik bileşenlerine ayırmak için detaylı bir matematiksel analiz yöntemi geliştirilmiş.
Özgül ve çalışma arkadaşları Shripad Tuljapurkar, Tim G. Benton, Josephine M. Pemberton, Tim H. Clutton-Brock ve Tim Coulson'ın bu araştırması bir kaç yıllık zaman dilimi içinde evrimsel ve ekolojik süreçlerin nasıl iç içe geçtiğini açık bir şekilde sergiliyor. İnsan veya doğal kaynaklı çevresel değişimin yaban hayatı popülasyonlarını kısa bir süre içinde ve ne derecede etkileyebileceğine dair ilginç bir örnek sunuyor.
Arpat Özgül kimdir?
Dr. Özgül, akademik kariyerine Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü'nde başlar; ancak, kısa sürede jeolog anne-babasının izine geri döner. Yüksek Lisans çalışmasını Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü'nde Kuzeybatı Türkiye yarasalarının ekolojisi üzerine yaptıktan sonra, doktora çalışmasını Florida Üniversitesi'nde popülasyon ekolojisi üzerine yapar. Şu anda araştırma görevlisi olarak çalıştığı Imperial College London'da ise evrimsel demografi üzerine çalışıyor. Özgül'ün çalıştığı türler arasında Soay koyunu, kızıl geyik, yersincabı, marmot, mirket ve uyuzböceği var. (MG/EZÖ)
Dr. Arpat Özgül'ün de üyesi olduğu Evrim Çalışkanları bloğundan, çalışmanın Science dergisi tarafından yayımlanan Türkçe basın duyurusunun tam metnine ulaşmak için tıklayınız.