Şişli'de bir apartman katı
1989'da yapılan yerel seçimlerden önemli bir kazanımla çıkan SHP, İstanbul Büyükşehir, Bakırköy ve Şişli'de de belediye seçimlerini kazanmıştı. Seçim kampanyası sırasında, kadınlar, belediye başkan adaylarına sığınak taleplerini iletmişlerdi. Bu talep üzerine, İstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen, daha adayken sığınak açacağına dair söz vermişti. Seçildikten sonra, "Kadın başkanın olduğu ilçede açalım," dedi ve büyük bir sürpriz yaparak Şişli Belediyesi Başkanı olan Fatma Girik'e bu görevi devretti. Şişli'de belediyeye ait bir apartmanın giriş katı sığınak haline getirildi ve büyük medya gürültüsüyle 30 Eylül 1990'da açıldı. Belediye çalışanlarından küçük bir ekip, sığınağın görevlisi olarak atandı.
Bakırköy'de Yıldırım Aktuna
SHP'nin en medyatik başkanlarından Yıldırım Aktuna'da Bakırköy'de bir sığınak açtı. 11 Eylül 1990'da kadınlarını ne kadar düşündüğünü, sevdiğini vs. anlatarak Bakırköy Belediyesi Kadın Sığınmaevi'nin açılışını yapan Yıldırım Aktuna, o yıllarda feminist hareketle ilişki içinde olan bir kadını, Uğur İlhan'ı sığınağın başına geçirdi.
O yıllar feministler ısrarlı bir şekilde sığınakların hayır kurumları olmadığını anlattılar: Sığınaklar; şiddetten kaçan kadınların yeni bir yaşama başlayabilmeleri için geçici olarak kaldıkları, yeni bir yaşama hazırlandıkları, hukuki, tıbbi, psikolojik destek görebildikleri ve evliliğe mahkum olmadıklarını anlayabilecekleri bir yer olarak tasarlanmalıydı.
Yatılı okul gibi
Öyle olmadı. O dönemde bir kadın dergisinde çalıştığım için, iki sığınağı da yakından izleyip oralarda kalan kadınlarla tanışma fırsatı bulmuştum. Şişli'deki kadınların bir kısmı, Fatma Girik'e gelip ağlayan kocalarla barıştırılmaya çalışıldı. Sığınak adeta yatılı okul kurallarıyla işletilip, gezmek isteyen kadınlara izin verilmedi. Şiddete maruz kalmış kadınlarla nasıl ilgilenilmesi gerektiği bilinmediği için, onlara zaman zaman öfke bile duyuldu.
Ücretsiz kreş, ücretsiz kurs
Bakırköy'deki sığınakta kısmen daha iyi bir yapı kuruldu. Sığınağa gelen kadınlar için bedava meslek kursları, çocukları için kreşler sağlandı. Ancak feminist hareketle ilişkili tek bir kadının yapacakları elbette sınırlıydı.
Yeni başkanlar, yeni uygulamalar
1994 seçimlerinden sonra belediyeler el değiştirdi. Artık, Bakırköy Belediye Başkanı Ali Talip Özdemir, Şişli Belediye Başkanı ise Gülay Atığ'dı. Gülay Atığ, Çatalca Belediye Başkanı'yken yaptığım söyleşide, sığınaklarla ilgili sorduğum soruya "Kadınlara sığınak değil, aerobik salonu gerekir," demişti. Spor yapan, şık giyinen Atığ, kadınların şiddet sorunu olduğunu sanmıyordu! Şişli Belediye Başkanı olduğunda da, kadınların daha iyi şeylere layık olduğunu, daha modern ve daha komplike bir yapı oluşturacağını iddia ederek, Şişli Belediyesi'ne ait sığınağı kapattı.
Ali Talip Özdemir ise, başkan olduğunda belki de hayatında ilk kez sığınak kavramını duydu. Duruma uyum sağlamakta epeyce zorlandı. O da eşiyle barışmak için kapısını çalan kocalara hak verdi. Sonuçta, Bakırköy Belediyesi'ne ait sığınak da, bakım, tadilat vs. gerekçelerle kapandı.
Bakırköy'de 350, Şişli'de 190 kadın
Bakırköy Belediyesi Kadın Sığınmaevi 350 kadın ve 255 çocuğa sığınma olanağı sağladı. Şişli Belediyesi'ne bağlı kadın sığınağına ise iki yılda 600 başvuru oldu ve 190 kadına barınma olanağı sağlandı.
Sonuç olarak, sığınma evleri önemli bir kazanımdı. Ancak yönetimlerindeki zaafların yanı sıra, süreklilikleri de sağlanamadı. Feministlerin, "Siz bir daha seçilmeseniz de, sığınaklar devam etmeli, yasal durumunu çözmelisiniz," uyarıları dikkate alınmadı. Öyle ya, bir kez daha seçilmedikten sonra, "hayır işi" yaparak medyada yer almadıktan sonra, sığınağın ne önemi var!