“Daha üç gün önce bir arkadaşımız intihar etti, abisi bir başka arkadaşımızı öldürdü. Yöneticilerin ayrımcı ve nefret söylemi içeren söylemleri tam da böyle etkiliyor toplumu.
“Bir insanı öldürmeye götürecek kadar bir nefret büyüten bu sistemi durdurmak için komisyonlar kuruyor ve kurumlar açıyoruz…”
Lubunyalara karşı özellikle iktidarın ürettiği nefret ve ayrımcı söylemler, LGBTİ+ topluma şiddet olarak yansısa da bu ve benzer şiddetin karşısında ilmik ilmik emekle örülen yeni örgütlenmeler kuruluyor.
İnsan Hakları Derneği LGBTİ+ Komisyonu da bu örgütlenmelerden. Her ne kadar örgütlenme yeni olsa da derneğin savunuculuk ve hak mücadelesi anlamındaki deneyimi düşünüldüğünde, komisyon, özellikle İstanbul’daki LGBTİ+’ların başvuru noktası olacak gibi görünüyor.
Komisyon’dan Cüneyt Yılmaz da tam olarak bu noktaya vurgu yapıyor, ısrarla diyor ki “Kimse yalnız değil. Kimse bu baskı altında kendini yalnız hissetmemeli. Komisyonlar ve STK’lar bunun için var. Biz bunun için varız İHD bunun için var.”
Komisyonun yola çıkış amaçlarını, Cüneyt Yılmaz anlatıyor.
“İHD’de LGBTİ+’ların olmaması düşünülemezdi”
Öncelikle İHD’de LGBTİ Komisyonu kurma fikri nasıl oluştu?
Çok uzun zamandır konuşulan bir şeydi bu komisyon eksikliği. Benden evvel de sürekli denenmiş ancak bir türlü sonuca ermemiş bir girişimdi. Yalnızca bir söylem olarak dönüp durmuş.
Ancak işte bilirsiniz bir şekilde onun vakti gelmiştir ve yapılır. O vakit biraz şekillendi diyebiliriz.
İnsan hakları savunucusu Gülseren Yoleri ile konuştuk ilk başta ve Eren Keskin her yerde olduğu gibi burada da bu meseleyi omuzladı ve bize güç verdi.
Aslında fikrin oluşmasından ziyade gerekliliği üzerine şekillendi. İnsan haklarının olduğu bir kurumda LGBTİ+’ların olmaması düşünülemezdi zaten.
Komisyonun öncelikli çalışma başlıkları neler olacak?
Derneğin isminden de anlaşılacağı üzere hak ihlalleri ekseninde şekillenecek çalışmalarımız. Derneğin konumu herkesin ulaşabileceği bir yerde, Taksim’deyiz.
LGBTİ+ların kısmen de olsa kendilerini var ettiği ve diğer ilçelere göre biraz daha rahat yaşadığı bir yer taksim. Bu yüzden hak ihlallerinin de çok yaşandığı bir yer. Çalışma başlıklarımız aslında gelen başvurulara göre şekillenecek yani nereden ihtiyaç duyulacaksa orada var olacağız.
Peki komisyon kaç kişiden oluşuyor? Faaliyet süreci nasıl ilerliyor biraz anlatır mısınız?
Komisyonumuz 10 kişiden oluşuyor. Gazeteci yazar, avukat, insan hakları savunucuları ve bağımsız aktivistlerden oluşuyor.
Faaliyet sürecini konuşmak için biraz erken olduğunu düşünüyorum çünkü çok yeniyiz.
Ama diğer STK’lardan pek bir farkı olmayacaktır, yalnızca hak ihlali eksenli bir faaliyet işleyişimiz olacak. Henüz başvuru almadık, ancak kendi aramızda konuştuğumuz ve yapılmasını istediğimiz faaliyetlerimiz var.
Tüm LGBTİ+ kurumları ile temas halinde olup büyük bir dayanışma içinde olmayı ve ihtiyaç temelli bir komisyonu tercih ediyoruz.
"Hiç kimse yalnız veya yanlış değil"
Bu komisyonu kurmak sizin için neden önemli?
Neredeyse her hafta bir arkadaşımızı kaybediyoruz, intiharların ve cinayetlerin politik olduğunu sürekli söylemekteyiz zaten. Bu intiharların ve intiharlara götüren süreçlerin hak ihlallerinden geçtiğini biliyoruz. Hak ihlali yaşamayan kişilerin halledemeyeceği pek sorunu kalmayabiliyor.
Çünkü bir transın evinden çıkıp markete gidip eve geri dönme sürecinde bile yaşadığı birden fazla hak ihlali var. Gündelik yaşantınızı bile sürdürmenize engel olan ihlaller çok üzülerek söylüyorum ki böyle sonuçları getiriyor. Keza öldürülen LGBTİ+lar için de aynı şeyleri söylüyoruz. Hak ihlali yaşandığı, aslında haklarının elinden alındığı bir sistemin içinde işleniyor bu cinayetler.
Ve tabi ki katilin güvendiği yargı sistemi(miz) Biz bu hak ihlalleri sonucu ortaya doğacak kötü sonuçları yok etmek amacıyla kuruduk. Hata kişinin direk hak ihlaline uğramadan yaşaması için çalışacağız. Bu sebeple b u komisyon çok önemliydi.
LGBTİ+’lar komisyona nasıl ulaşacak?
Komisyonumuza ulaşabilmek için derneğin tüm dijital yolları kullanılabilir. Görünürlük sorunu yaşayanlar için telefon hatlarımız var, taksim’deki derneğimiz ziyaret edilecek başvuru yapılabilir. Twitter adresinden veya whatsapp hattımızdan ulaşabilirler.
Komisyon duyurumuz https://t.co/ztbC8alxlV
— İHD LGBTİ+ Komisyonu (@ihdlgbti) January 30, 2022
Türkiye’de son dönemde özellikle LGBTİ+ toplumuna yönelik iktidarın ayrımcı ve nefret söylemi yayan cümleleri duyuluyor. Komisyonun çalışmaları arasında nefret söylemine karşı mücadele de olacak mı?
Elbette olacak. Zaten komisyonun ortaya çıkması ve var olması da bu nefret söylemleri sonucu oldu.
Bizim ve diğer tüm LGBTİ+ kurumların yaptığı tüm eylem etkinlikler nefret söylemine karşı bir mücadeledir zaten. Varoluşumuz bile tek başına bir karşı duruş. Nefret söylemlerinin sonucunda yaşanmasını istemediğimiz ihlaller ve kötü sonuçlardan önce tüm LGBTİ+ların yollarının bizimle veya başka bir kurumla kesişmesini istiyoruz.
Bir telefon kadar uzağında olan ve temas ettiği andan itibaren, yaşamının pozitif anlamda değişmesine imkân sağlayabilecek olan her yere ulaşmasını sağlamalıyız. İktidarın ve diyanetin nefret söylemlerine karşı topyekün bir şekilde saf tutuyoruz. Hiç kimse yalnız veya yanlış değil. Herkes farklı herkes eşit.
Ayrıca şunu da merak ediyoruz, genel olarak artan baskı ortamı LGBTİ+ toplumu nasıl etkiliyor?
Yaşadığımız bu süreçte var olan baskı en fazla LGBTİ+ları etkiliyor desek abartmış olmayız.
Transların yaşadığı baskının üstüne bir de yönetenlerin baskısı geliyor. Yönetenlerin söylemi sadece baskı değil hayatı yaşanmaz hale getiriyor.
Daha üç gün önce bir arkadaşımız intihar etti bir başka arkadaşımız abisi tarafından öldürüldü. Tam da böyle etkiliyor toplumu.
Bir kişiyi öldürmeye götürecek kadar bir nefret büyüten bu sistemi durdurmak için komisyonlar kuruyor ve kurumlar açıyoruz.
“Komisyonu kurduk, güçlü olduğumuzu gördük”
LGBTİ+ toplumu açısından bu Komisyonun güçlendirici bir yönü olduğunu düşünüyor musunuz?
Kesinlikle öyle bir yönü var. Her şeyden önce bu komisyonun isminin içinde “insan hakları” olması bile karşıdakini güçlü ve güvende hissettiren bir olgu. İHD’nin geçmişine baktığınızda zaten nasıl bir yerde durduğunu hepimiz biliyoruz.
Ama İHD ile yolları hiç kesişmemiş bir insan bile bir hak ihlali yaşadığı zaman başvurabileceği yerin burası olduğunu biliyor. Ve yukarıda da söylediğim gibi.
Biz komisyon olarak hiçbir şey yapmasak bile, orada başvurulacak bir yer olduğunun bilinci bile karşıdakine güçlendirici bir hal aldırıyor. Biz de bu komisyonu kurarak kendimizin güçlü olduğunu gördük.
“Hak ihlallerinde bize başvurun”
Son olarak ne eklemek istersiniz?
Komisyonumuz çalışmak isteyen herkese açık bir komisyondur. Bizimle irtibata geçmesi yeterlidir, gelip hemen yanımızda yer alabilirler. Ve zaten ihtiyaç duyuyoruz buna. Ayrıca içinden çıkamadıkları tüm konularda yalnız olmadıklarını bilmeleri gerekli.
Yaşadıkları tüm hak ihlallerinde bizlere başvurmalarını tavsiye ediyoruz bekliyoruz. Kimse yalnız değil. Kimse bu baskı altında kendini yalnız hissetmemeli. Komisyonlar ve STK’lar bunun için var. Biz bunun için varız İHD bunun için var.
(EMK)