İnsan Hakları Derneği (İHD) 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilme Mağdurları Gününe dair yazılı açıklama yaptı.
“Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmiyoruz” başlıklı açıklamada dernek, zorla kaybetme olgusu ile yüzleşmenin ve zorla kaybettirilen kişilerin akıbetlerinin ortaya çıkarılmasının, savaşın yaşandığı coğrafyalarda toplumsal barışın sağlanması için olmazsa olmaz bir kural olduğunu belirtti.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 21 Aralık 2010’da 65/209 sayılı kararıyla 30 Ağustos gününü “Uluslararası Zorla Kaybedilme Mağdurları Günü” olarak ilan etmişti.
“Cumartesi İnsanları 30 yıldır alanlarda”
İHD, Türkiye’de Kürt meselesinin savaş ve çatışma yöntemleri dışında tartışılamamasının en önemli sonuçlarından birinin, zorla kaybettirme filleri ve faili meçhul cinayetler olduğunu ifade etti:
“Özelikle 90’lı yıllarda, Kürt halkının temel hak ve özgürlükleri konusundan mücadele eden kişiler devletin hedefi haline gelerek zorla kaybedilme fiillerine maruz bırakıldı.
Devletin paramiliter güçleri eliyle gerçekleştirdiği zorla kaybettirme fiillerin son bulması ve kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması için Cumartesi İnsanları 30 yıldır alanlarda ‘kayıplar bulunsun, failler yargılansın’ taleplerini diler getiriyor.
Ancak birçok devlet görevlisi tarafından ikrar edilen, ortaya çıkan gizli belgelerle bizzat devlet görevlileri eliyle ve bir plan dahilinde hayata geçirildiği ispatlanan Türkiye’deki zorla kaybettirme fiilleri bugün hala görmezden geliniyor.”
“Yas tutma ve adalet arama süreçleri tamamlanamaz”
Derneğin açıklamasında, zorla kaybetmenin insanlığa karşı suç olduğu vurgulandı:
“Zorla kaybedilmeler, yalnızca bireylerin fiziksel varlıklarını değil, aynı zamanda ailelerinin ve sevdiklerinin hayatlarını da derinden yaralayan bir uygulamadır. Bu insanlığa karşı gerçekleşen suç, toplumların hafızasında silinmez izler bırakır ve toplumsal barışa zarar verir. Kaybedilenlerin akıbeti bilinmeden, sevdiklerinin yas tutma ve adalet arama süreçleri de tamamlanamaz.
Bugün başta coğrafyamızda olmak üzere tüm dünya genelinde zorla kaybedilenler için adalet talep edenlerin yanındayız. Zorla kaybettirmeye maruz bırakılanlar için adaletin tesis edilmesi ve bu suçların bir daha tekrarlanmaması için uluslararası toplumun daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu vesileyle, zorla kaybedilen tüm insanları saygıyla anıyor, hakikat ve adalet arayışımızın başarıya ulaşacağı ana kadar mücadelemizin devam edeceğinin bilinmesi istiyoruz.”
(AS)