Fotoğraf: İHD İstanbul Şubesi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, bugün birçok ilde yaptığı ortak açıklamayla, mahpusların şartlı tahliyesini değerlendiren İdare ve Gözlem Kurullarını değerlendirdi.
2021 yılı başında uygulanmaya başlanan yönetmelikle oluşturulan bu kurulların Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirten İHD, kurulu düzenleyen yönetmeliğe dair Danıştay’a açtıkları davada henüz karar verilmediğini açıkladı.
İHD yönetmeliğin uygulanmaya başlandığı 2021 yılının başından bu yana en az 313 mahpusun tahliyesinin, birden fazla kez 6’şar ay ve 3’er aylık periyotlarla engellendiğini, bu mahpuslardan bazılarının halen tahliye olamadığını tespit etti.
Yönetmeliğin uygulanmaya başladığı yıl şartlı tahliyesi engellenen ağır hasta mahpuslardan Hayrettin Yılmaz hapishanede hayatını kaybetti.
İdare ve Gözlem Kurulu hakkında |
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 89. Maddesinde yapılan değişiklik ile Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik 29 Aralık 2020’de 31349 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu yönetmelikle oluşturulan İdare ve Gözlem Kurullarında, 6 aylık periyotlarda mahpusun iyi halli olup olmadığını değerlendiriliyor. 5275 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca iyi hâl değerlendirmesi yapacak olan kurula Cumhuriyet başsavcısı veya belirleyeceği Cumhuriyet savcısı başkanlık edeceği kararlaştırıldı. Bu kurulda kurum müdürü, gözlem ve sınıflandırmadan sorumlu ikinci müdür, idare memuru, cezaevi tabibi, psikiyatrist, bir psikolog ve Psiko-Sosyal yardım servisinde görevli diğer unvandan bir personel, öğretmen, infaz ve koruma baş memuru ile kurum müdürü tarafından teknik personel arasından seçilen bir görevli yer alıyor. |
“Paralel mahkeme gibi hareket ediyor”
Derneğin açıklamasında, kurulların işleyişine dair şu tespit ve hak ihlalleri paylaşıldı:
- İçlerinde hapishane savcısı dışında hukukçu kimsenin olmadığı, mahpusların tahliye edilip edilmeyeceğine karar veren ve paralel bir mahkeme gibi hareket eden bu kurullar hukuki değildir.
- Mahpusların kendileri ve avukatları tarafından bu kararlara yapılan itirazlar da sonuç vermiyor, mahpusların tahliyeleri uzun zamana yayılıyor.
- İdare ve Gözlem Kurullarında görev alanlara yönetmelik gereği her toplantıda “huzur hakkı” ödendiği için, yönetmelik değişikliğiyle beraber özellikle siyasi mahpusların tahliyelerinin aylarca hatta yıllarca önlenmesinin nedenlerinden birinin de “ekonomik fayda” olduğu şüphesi uyanıyor.
- İdare ve Gözlem Kurulunun mahpuslarla ilgili değerlendirmelerde, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce aldıkları disiplin cezalarını da gerekçe göstererek iyi olmadıklarına karar vermesi “geçmişe yürüme yasağı” ilkesine aykırıdır.
- Kurullar, mahpusların iyi halli olup olmadığına karar verirken soyut ve sübjektif yorumlarda bulunuyor, siyasi mahpuslardan da pişman olduklarına dair beyan istiyorlar. Bu kararlardan kaynaklı olarak yüzlerce politik mahpus denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme haklarından mahrum bırakılıyor.
- Elektik ve suyu tasarruflu kullanmamak, kütüphaneden kitap almamak, psikoloğa çıkmamak gibi hukuken geçersiz ve soyut gerekçeler öne sürülerek mahpusların tahliyelerine engel olunuyor.
- Bu kurullar hukuk dışına çıkarak mahpusların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik haklarını engelleyerek ikinci bir cezalandırma yoluna gidiyor.
(AS)