Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından hazırlanan ve torba yasayla birlikte içki satışlarına sınırlama getirilmesini öngören yasa teklifi Meclis’teki görüşmelerin ardından alt komisyona gönderildi.
İçki satışına sınırlama getirilmesini öngören teklifi bianet’e değerlendiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Melda Onur, AKP’nin toplum sağlığını bahane ettiğini belirterek Türkiye’de alkol kullanımının çok az olduğunu vurguladı ve ekledi: “Halk sağlığını düşünseler önümüze bu kadar GDO’lu yiyecek koymazlar, kendi ideolojileri çerçevesinde bahane buluyorlar.”
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ise bugün içkiye yasak getiren AKP’nin yarın başka şeylere de yasak getirebileceğine dikkat çekerek, AKP’nin kendi muhafazakar toplum yaratma hedefinin yasalarını oluşturduğunu söyledi.
Mevcut yasa teklifinin yasalaşması durumunda, hiçbir bar veya lokantada dışarıdan görünecek şekilde içki içilemeyecek. Tüm masalar içeri gireceği gibi bakkal ve marketler de dahil, içki satılan yerlerin camları filmle kapatılacak.
Herhangi bir ibadethane veya eğitim kurumunun 100 metre yakınına kadar içki satışı yapılan işletme, bakkal, market bulunması yasaklanıyor. “Herhangi bir” ifadesi nedeniyle çevrede bulunan bir dil kursunun bile 100 metre yakınında içki satılamayacak.
Belediyelerin kontrolünde olan alkol ruhsatı verme yetkisi valilik ve kaymakamlıklara aktarılacak.
Medya da dahil olmak üzere hiçbir yerde içki reklamı yapılamayacak. Marketlerde içki dolaplarından, lokantalarda şemsiyelere kadar üzerinde içki logosu olan her şey yasaklanacak.
Onur: O yasaklar torbada durduğu gibi durmaz
AKP Manisa Milletvekili Recai Berber’in verdiği yasa teklifini değerlendiren CHP’li Melda Onur, bu teklifin tamamen insanların yaşam tarzına müdahale amacıyla hazırlandığı görüşünde.
“Dürüstçe alkol dinen günah olduğu için böyle bir müdahalede bulunuyoruz demiyorlar. Onun yerine içenler çocuklara kötü örnek oluyor, toplum sağlığını koruyoruz gibi bahaneler buluyorlar.
“Eğer gerçekten halk sağlığını düşünselerdi GDO’lu yiyecekleri önümüze koymazlardı. Ortalık bireysel silah kaynıyor ve her gün birileri vuruluyor.
“Kimse AKP’nin halkın sağlığını düşündüğü için böyle yasaklar koyduğunu ileri süremez. Dürüst olsunlar ve dini referanslarla çalışan bir hükümet olduklarını açıklasınlar.
“Yıllık içki tüketimi Türkiye’de kişi başı ortalama 1 litre civarında. Dünyada çok daha fazla içki içilen ülkeler var. Kim böyle düzenlemeler yapıyor?
“İçkili işletmelerin dışarıdan gözükmemesi yönünde kararlar içki içenleri soyutlamak amacını taşıyor. ‘Günah işleyenler dışarıdan gözükmesin’ diye bakıyorlar.
“Hiçbir yasak torbada durduğu gibi durmaz. İstedikleri kadar yasak koysunlar o torba bir yerden patlak verir. Bu tarih boyunca böyle olmuştur. Yasaklar içki tüketimini falan azaltmaz.
Tuncel: AKP muhafazakar toplum hedefinin yasalarını oluşturuyor
BDP’li Sebahat Tuncel de AKP’nin muhafazakar politikaları çerçevesinde hareket ettiğini ve bu çerçevede yasalar-yasaklar koyduğunu belirtti.
“Getirilen kanun tasarısı kabul edilebilir değil. İnsanların kendi iradeleri var ve ne yapıp yapmayacaklarına karar verebilirler.
“Tüm bu uygulamalar AKP’nin muhafazakarlaşma politikasıyla paralellik gösteriyor. Özgürlükleri genişletmek gerekirken yasakçı zihniyete bu kadar sarılmak kabul edilemez. Bugün bunu yasaklayanlar yarın başka şeyleri yasaklayacaklar. AKP kendi muhafazakar toplum yaratma hedefinin yasalarını oluşturuyor.
“Ayrıca alkolün bu kadar az tüketildiği bir toplumda alkolü büyük bir problemmiş gibi göstererek sağlık gerekçeleriyle sınırlandırma anlayışı son derece sorunlu. Eğer sağlığa zararlıysa toplumu bu konuda bilinçlendirirsiniz ve farkındalık yaratırsınız. Ama yasaklarla içkiyi engellemek doğru değil.
“Şimdi alt komisyonda siyasi partilerin görüşleri alınacak, oradan üst komisyona gönderilecek. Sonra da genel kurula gelecek. Ancak neticede AKP ne derse o oluyor. Onlar çoğunluk oldukları için muhalefet sadece şerh koyabiliyor.
“Alt komisyonda gruplar eleştirecek ama bir sonuca varılacağını düşünmüyorum. Neticede AKP kendi ideolojik yaklaşımına göre istediği yasayı çıkartıyor. İdeolojik olarak toplumu şekillendirmekle alakalı bir durum.”
Yasa teklifi ne öneriyor?
Kanunun bu şekilde kabul edilmesi durumunda,
* Turizm teşvik belgesine sahip olan ve Turizm Bakanlığından ruhsat alan oteller de dahil olmak üzere, 100 metre yakınında herhangi bir eğitim kurumu veya herhangi bir ibadethane bulunan satış noktası ve restoranlarda içki satılamayacak. “Herhangi bir” ifadesi nedeniyle 100 metre yakınında sadece okullar değil, herhangi bir kurs olan bir turistik tesis, bir içkili restoran, otel, bakkal ya da marketin alkollü içki satış ruhsatı iptal edilebilecek.
* Mevcut kanuna göre belediyeler restoranlara işyeri ruhsatı verirken kanundaki şartlara bakıp içkili yer ruhsatı da veriyordu. Şimdi bütün yetki valilik ve kaymakamlıklara veriliyor. Vali bir restorana veya bakkala ruhsat vermek istemezse buna itiraz hakkı yok. Böylece Valilik ve kaymakamlıklar isterse şehrin tamamında bile içki satışını yasaklayabilir. Kanunda ruhsatın hangi koşulda verileceği ya da hangi durumda iptal edileceğine ilişkin bir kriter de bulunmuyor.
* Teklife göre, alkollü içki satılan ve tüketilen yerlerde içki içildiği ve satıldığının dışarıdan görünmemesi gerekiyor. Maddede, bu kurala uymayan işletme sahibine 50.000 TL ye kadar para cezası verilmesi öngörülüyor.
İçki tüketilen yerlerde dışarıdan görünecek şekilde satış yapılması yasaklandığından kapı önünde masa olan bütün içkili restoranlar masaları kaldıracak. Ayrıca içeride içki içildiği veya satıldığını dışarıdan görünmesi de yasak olduğundan restoran ve barların camlarını da boyamaları veya film kaplatmaları gerekecek. Bu durum bakkal ve marketler için de geçerli olacak.
* Alkollü içki markalarının, gazete, dergi, internet reklamları tamamen yasaklanıyor ve hiçbir etkinliğe şirket ticari unvanı ile dahi sponsor olunmasına izin verilmiyor. Alkol üreticileri herhangi biçimde kurumsal sosyal sorumluluk projesi de yapamayacaklar.
Tabelalar da kaldırılıp satış yerindeki raflarda reklam yapılması da yasaklanınca bakkal ve marketler de büyük bir maddi destek kaybedecekler.
* Hazırlanan taslağa göre, alkollü içki markaları başka hiçbir ürün üzerinde kullanılamayacağından artık restoranlardaki, logolu kadehler, buz kovaları, şemsiyeler, masa örtüleri, bakkallardaki bira dolapları, minderler ve hatta şirket çalışanının üzerindeki tişört üzerinde bile sattığı ürünün marka ve logosu yazamayacak. (EKN)