Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10. maddesinde düzenlenmiş olan ifade ve bilgi özgürlüğü temel hakkını hatırlatarak konu hakkında ortak görüşe varmıştır.
Üye devletler, siber suçlarla ilgili İnternet üzerindeki içerikle ilgili olarak "kendiliğinden düzenleme" üzerine Komitenin Rec (2001) 8 sayılı tavsiye kararını kendi iç hukuk mevzuatlarını gözden geçirerek yeniden düzenleme yapacaklardır. Deklarasyonda "Siber Suç Üzerine Konvansiyon" anımsatılarak atıf yapılmıştır.
Deklarasyonda yer alan (Prensip 1) "İnternet için içerik kuralları"na göre; "Üye devletler, İnternet üzerindeki içeriği diğer içerik dağıtım araçlarına uygulanandan daha fazla bir sınırlamaya tabi tutmamalıdırlar."
Ayrıca servis sağlayıcılarla ilgili olarak; "Ayrıca, yalnızca iletici olarak hareket ettiklerinde veya iyi niyetle üçüncü tarafın içeriğini sunduklarında veya buna erişim sağladıklarında servis sağlayıcıların sorumluluğunun sınırlanmasının gerektiğine ikna olmuş olarak" Servis sağlayıcıların İnternet içeriğinden "sınırlı sorumluluğu" kabul edilmiştir.
Bu görüşten hareketle Servis Sağlayıcılar hakkında kabul edilen ve "Prensip 6" olarak düzenlenen Servis Sağlayıcılarının sınırlı sorumluluğu hakkındaki ilkesel yaklaşım şöyle düzenlenmiştir:
"Üye devletler ne servis sağlayıcıların erişim verdiği, ilettiği veya depoladığı İnternet üzerindeki içeriğin izlenmesi ne de yasadışı faaliyetlerin göstergesi olan olaylar veya koşulların aktif olarak araştırılması genel zorunluluğunu servis sağlayıcıların üzerine yüklememelidirler.
Üye devletler, işlevleri ulusal hukukta tanımlandığı üzere bilginin iletimi veya İnternet erişimin sağlanmasıyla sınırlı olduğunda servis sağlayıcıların İnternet üzerindeki içerikten sorumlu tutulmamalarını temin etmelidirler.
Servis sağlayıcıların işlevlerinin daha geniş olduğu ve 3. kişilerden kaynaklanan içeriği depoladıkları durumlarda, eğer servis sağlayıcılar onların (bilgi veya servislerin) ulusal hukukta tanımlandığı üzere yasadışı özelliklerinden veya bir zarara uğrama iddiası karşısında faaliyetin veya bilginin yasadışılığını ortaya çıkaran olaylardan veya koşullardan haberdar olur olmaz bilgiye veya servislere erişimi önlemek veya bunları kaldırmak için süratle hareket etmezlerse, üye devletler servis sağlayıcıları müşterek sorumlu tutabilirler.
Bir önceki paragrafta belirtildiği üzere servis sağlayıcıların ulusal hukuk uyarınca yükümlülüklerini tanımlarken, her şeyden önce kullanıcıların bilgiye ulaşmadaki benzer hakları kadar, bilgiyi ulaşılabilir hale getirenlerin ifade özgürlüğüne de saygı göstermek için yeterli özen gösterilmelidir.
Her halükarda, servis sağlayıcılardan olanaklı olduğu ölçüde hukukun ihlalini önlemelerinin veya sona erdirmelerinin istendiği durumlarda, sorumluluğun yukarıda bahsedilen sınırlamaları resmi kararların yayımlanması imkanını etkilememelidir."
Yani aslında Servis Sağlayıcıların İnternet üzerindeki en önemli işlevlerinin "kullanıcıların" ifade özgürlüklerini ve bilgiyi ulaşma haklarını sağlamaktadırlar. Bu durum üye devletlere görev yüklemiştir. Deklarasyonda "Prensip 6"da "bir önceki paragrafa belirtildiği üzere" şeklinde yapılan atıf olarak gösterilen düzenlemeye göre (Prensip 5); "İnternet yoluyla hizmetlerin sağlanması özgürlüğü"nün sağlanması için, İnternet yoluyla servislerin sağlanması, yalnızca kullanılan "iletim" araçları nedeniyle özel izin rejimlerine tabi tutulmamalıdır.
Yani "iletim araçları" niteliğinden veya teknolojik hızından ya da özelliklerinden dolayı özel sınırlandırmalar yapılmamalıdır. Aksine Deklarasyona göre "özel izin rejimleri" yaratmadan üye devletler tarafından yapılması gerekenler 5. Prensipte şöyle düzenlenmiştir:
"Üye devletler, kullanıcıların ve sosyal grupların farklı ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran servislerin çoğulcu bir biçimde İnternet yoluyla sunumunu teşvik edecek önlemleri araştırmalıdırlar. Servis sağlayıcıların onlara ulusal ve uluslararası telekomünikasyon ağlarına fark gözetmeyen biçimde erişimi garanti eden düzenleyici bir çerçevede işletim yapmalarına izin verilmelidir."
"Bilişim Ağı Hizmetlerinin Düzenlenmesi Ve Bilişim Suçları Hakkında Kanun Tasarısı" "İçerik sağlayıcı" denilince "Bilişim ağı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri", "Yer sağlayıcı: Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri," ve "Erişim sağlayıcı" denilince "Kullanıcılarına bilişim ağına erişim olanağı sağlayan her türlü gerçek veya tüzel kişileri" anlamamız gerektiğini "Tanımlar" bölümünde açıklamış.(Madde 2).
Tasarı; sorumlulukları belirlerken "İnternet Üzerinde İletişim Özgürlüğü Üzerine Deklarasyon"un girişinde yer alan "ifade özgürlüğü"nün önemi nedeniyle "Kişilerin ifade ve bilgiye erişim özgürlüğü esastır. Bu özgürlükler ancak kanunlarda belirtilen hâllerde sınırlandırılabilir." (Tasarı Madde 3) düzenlemesiyle bilgi edinme ve ifade özgürlüğüne özel önem verdiğini göstermektedir.
Hatta; Deklarasyonun 5. ve 6. prensipleriyle uyumlu olarak "Serbestlik İlkesi" başlığı altında maddeleştirilen "Bilişim ağı hizmetlerine ilişkin faaliyetler serbesttir. Bu faaliyetlere başlama, yürütme ve sona erdirme, izne, bildirime veya başka bir koşula bağlı değildir." şeklindeki düzenleme, en az ifade özgürlüğü ve bilgiye ulaşım hakkı kadar önemlidir.
Tasarı "İçerik sağlayıcı"nın bilişim ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumlu olduğunu kabul etmektedir. Madde düzenlemesine göre; "İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı, başkalarına ait içeriklerden sorumlu değildir. "Ancak, kendilerine ait olan içeriğin sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise, genel hükümlere göre sorumludur." (Tasarı - İçerik sağlayıcıların sorumlulukları. Madde 5/2) (Fİ/BA) (Sürecek)