Yurtdışındaki genç akademisyenler bir bildiri yayınlayarak Türkiye’de hükümeti sağduyulu davranmaya, halk ile uzlaşı ve diyaloğa, medyayı ise gerçekleri tarafsız bir şekilde yayınlamaya çağırdı.
Yurtdışındaki Türkiyeli akademisyenlerin internet üzerinden kurdukları ortak sorun ve konularını tartıştıkları bir platform olan “Akademİnsiyatif”ten 17 akademisyenin hazırladığı metini pek çok ülkeden 281 akademisyen imzaladı.
"Bu toplumsal bir hareket"
Bildirinin amacı “hükümetin ve medyanın takındığı tavır bizleri herhangi bir ideolojik amaç ya da çıkar altında toplanmadan ve hiçbir politik oluşumun destekçisi olmadan bu açıklamayı yapmak zorunda bırakmıştır” şeklinde açıklandı.
Gezi Parkı’ndaki barışçıl eylemlerin polisin orantısız gücü sonucu sivil bir halk hareketine dönüştüğünün belirtildiği açıklamada “hareketin hükümet tarafından iddia edildiği gibi siyasi veya ideolojik olarak değil tamamen toplumsal” bir hareket olarak başladığı vurgulandı.
“Gelinen noktada bu toplumsal hareket çeşitli halk kitlelerince benimsenmiş olup; iktidarın bireyler üzerinde gittikçe artan baskısına, başta haber alma, ifade,adil yargılanma, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme özgürlükleri olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin gasp edilmesine ve tırmanan polis şiddetine karşı ortak bir tepkiye dönüşmüştür.”
Bildiride ana akım medyanın “yok sayma politikası” kınanırken, “kamuoyunun tarafsız haber almasını şartlar ne olursa olsun sağlamalıdır” dendi.
"Hükümeti sağduyuya çağırıyoruz"
“Hükümet bu aşamada uzlaşıcı ve birleştirici bir tutum göstermeli ve olayların daha da içinden çıkılamaz bir hale gelmesine izin vermemelidir.
Hükümetin sağduyulu davranmaya çağrıldığı bildiride şu noktaların hayata geçirilmesi istendi:
* Bugüne kadar sivil halk üzerine uygulanan orantısız ve aşırı güç kullanımı kesinlikle kabul edilemez! Son zamanlarda her türlü barışçıl, toplumsal protestoya biber gazı ile müdahale etme alışkanlığından derhal ve kalıcı olarak vazgeçilmeli. * Başta İstanbul ve Ankara Valisi ile Emniyet Genel Müdürü olmak üzere bu olayların bu şekilde orantısız ve aşırı güç kullanımı ile bastırılmaya çalışılmasında sorumlular tespit edilerek adalete sevk edilmeli. * Gelişigüzel gerçekleştirilen gözaltılara hemen son verilmeli. * Hükümet, haber alma, adil yargılanma, ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme özgürlükleri başta olmak üzere temel hak ve özgürlükleri derhal yasal bir çerçeveyle garanti altına almalı ve koşulsuz uygulanmasını sağlamalı. * Hükümet, olayların bu aşamaya gelmesine sebebiyet veren söylem ve politikalarını gözden geçirmeli, izlemekte olduğu politikaları bu özeleştiri ışığında düzeltmeli ve bunu kamuoyu ile paylaşmalıdır. *Özellikle, otokrasiyi andıran “Biz yaptık, oldu!” yaklaşımından ve sadece seçime indirgenmiş plebisit yönetim ile çoğunlukçu demokrasi anlayışından vazgeçilmeli, kuvvetler ayrılığı, basının gerçek bağımsızlığı, muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin karar verme ve denetleme mekanizmalarına katılımı gibi demokratik araçlara tekrar işlevlik kazandırılmalı ve bu araçların korunması garanti altına alınmalı. * Toplumu ve yaşayışı ilgilendiren konularda şeffaflık ve tartışma ortamı sağlanmalı, çoğunluk olmasalar dahi toplumun farklı kesimlerinin duyarlılıkları dikkate alınmalı, toplumu ayrıştırıcı değil birleştirici söylem ve uygulamalara öncelik verilmeli.” |
Basın açıklamasını hazırlayanlar: Cansu Topal, LL.M., Dr. Derya Akad, Dr. Esra Demircioglu, Dr. Neva Çalışkan , Dr. Ramazan Karaduman, Dr. Tolga Soykan, Dr. Volkan Sakin, Ela Sophie Armut, Doktorand Erdem Erikçi, Doktorand Koray Kırlı, Burcu Coskun, MSc. Can., Doktorandin Kevser Gençalp, M.Sc., Doktorand Metin Aksu, M.Sc., Doktorandin Sinem Saka, M.Sc., Utku Kaya, M.Sc. Can., Mustafa Doğan.
* Bildirideki 281 imza için tıklayın. (BK)
* Fotoğraf: Erhan Demirtaş / İstanbul
* 18 -10-2016 tarihinde imzacılardan birinin talebi üzerine imzacı listesinden bir isim silindi.