Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, İzmir'de evli bir erkekle birlikte olan kadının, erkeğin eşine tazminat ödemesine karar verdi. Kararla, evli erkeklerle aşk yaşayan kadınların da tazminat ödemesi içtihadı hukuka girdi.
Kararı bianet'e değerlendiren avukat Canan Arın, "Karar ancak tek taraflı uygulanmaz; aldatan kadını cezalandırmak, Türk aile yapısı kavramını ve konservatizmi desteklemek amacı gütmez ise anlamlıdır" diyor.
Avukat Habibe Yılmaz Kayar ise evliliğin, evlilik birliğinin taraflarını sadakatle yükümlü kıldığını hatırlatıyor ve ekliyor: "Tazminata ancak ilişki sırasında gelişen farklı olaylarla aldatılan eşin zarar gördüğü hallerde hükmedilebilir."
Arın: Yargıtay kararları Medeni Kanun'un bile gerisinde
Aldatılan eş, evli olduğunu bildiği bir kişiyle birlikte olan üçüncü kişilerden tazminat isteyebilir. Bence istemesi de gerekir. Eşlerini aldatanlar genellikle erkekler oluyor. Eşlerine ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmiyor, çoğu kez eşlerini maddi yoksunluğa mahkûm ediyorlar.
Yargıtay'ın son zamanlarda çıkan kararları, Medeni Kanun'un bile çok gerisinde. Sanki eşitlik isteyen kadınları cezalandırma amacı güdüyor. Bu kararın altında yatan aldatan kadını cezalandırmak, Türk aile yapısı kavramını ve konservatizmi desteklemek ise yanlış bir karar.
Ama Hukuk Genel Kurul kararı, bundan sonra bütün davalarda emsal teşkil edecek ve erkekleri de aynı oranda sorumlu tutacaksa, kadın ve erkeklere eşit uygulanacaksa kadınlar açısından faydalı olabilir. Yargıtay'ın bir kadın kocasının birlikte olduğu kadınla birlikte eşinden de tazminat istediğinde vereceği karar çok önemli.
Kayar: Birlikte olduğu için değil zarar verdiği için tazminata mahkum edilebilir
Aldatılan bir kadın, kişilik hakların zedelenmesi nedeniyle eşine manevi tazminat davası açabilir. Medeni Kanun'un Aile Hukuku bölümünde düzenlenmiş manevi tazminat, boşanma davası ile birlikte düşünülmüştür. Ancak genel hükümlere göre, genel mahkemelerde tazminat davası açılması önünde bir engel görünmediğini düşünüyorum.
Benzer şekilde aldatılan kadının eşinin birlikte olduğu kişiye de dava açması mümkün olabilir. Ancak evlilik, evlilik birliğinin taraflarını sadakatle yükümlü kılar. Üçüncü kişinin, aldatılan eşe karşı sadakat yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Bu nedenle yargılamada aldatılan eşin üçüncü kişinin eyleminden zarar gördüğünü ispatlaması beklenebilir. Tazminata ancak ilişki sırasında gelişen farklı olaylarla (kadının toplumda küçük düşürülmesine neden olması, telefonla rahatsız etmesi vs.) aldatılan eşin zarar gördüğü hallerde hükmedilebilir. (BB)