Fotoğraf: AA
"Devlet ve devlet organlarını aşağılamanın suç olarak nitelendirildiği Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinde "Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz" şeklinde bir hüküm var. Buna rağmen birçok gazeteci ya da sosyal medya kullanıcısı bu madde nedeniyle yargılandı ve yargılanmaya devam ediyor.
"Hal böyleyken Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2 maddesine getirilecek bir değişiklik gazetecileri ya da ifade ve düşünce özgürlüğü konusunda yargılamaların önüne geçmez. Gazeteciliği koruyan bir sonuç oluşturmaz."
Bu sözler Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Kurucusu ve avukat Veysel Ok'a ait. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) hazrıladığı Yargı Reformu Paketi'nde yapılacak Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesindeki değişiklikle ilgili bianet'e konuşan OK, HSK'nın yapısını değiştirilmeden yapılacak her reformunun eksik kalacağını söyledi:
Söz konusu değişikliğin mevcut maddeye “Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” hükmünün eklenmesiyle yapılması öngörülüyor.
Terörle Mücadele Kanunu 7/2 ne diyor?Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. |
TIKLAYIN - Yargı Reformu Hangi Kanunda Ne Değişiklik Getiriyor?
TIKLAYIN - Kerem Altıparmak: Hakimler Gazetecilere Haber Nedir, Onu Mu Anlatacak?
Türkiye'de yargının, açılan dava ve soruşturmalarda toplumsal tepkiye ve siyasi konjonktüre göre karar aldığını dile getiren Ok şöyle konuştu:
"Davalar açılmaya devam edecek"
"Bu bir zihniyet meselesi. Bu yargı yapısıyla veya tarafsız bir yargı yapısı oluşturmadan hangi maddeyi getirirseniz getirin, hangi maddede düzeltme yaparsanız yapın ifade ve düşünce özgürlüğü aleyhine davalar açılmaya devam edecek.
"Esas ve ilk mesele yargı bağımsızlığınız sağlamaktır olmalı. Bunun için de Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) yapısının değiştirilmesi gerekiyor. HSK'nın yapısının değişmediği, zihniyetin değiştirilmediği her reform sadece bir yamadan ibaret kalır.
"Anayasa ve AİHM içtihatlarına uyulursa hiçbir sorun kalmaz"
"Hükümet eğer bir rahatlama ihtiyacı hissediyorsa yargıçlara Anayasa’ya ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uyma çağrısı yapabilir. Bunu yaparsa bence tüm sorunlar da çözülür. Ama bu haliyle reform dedikleri değişiklikler bir iyimserlik yaratmıyor.
"Bir haberin ya da düşüncenin suç oluşturma sınırını kim belirleyecek? Bu yasada belirtilmemiş. Aksine muğlaklık yaratılmış, karar yargıca bırakılmış. Eğer hakim örgüte yardım amaçlı yazılmış derse bunu doğru kabul edilmesi istenmiş.
"Fakat bunun yasada belirtilmesi gerekiyordu. Reformu geçin AİHM içtihatlarına bakılsa hangi ifadenin suç oluşturacağı ya da düşünce özgürlüğü kapsamına girdiği net olarak görülür.
"Aynı sorunları yine yaşayacağız"
"Çünkü AİHM’sinin bu konuda düzenlediği, neyin suç olup neyin olmadığına karar vermediği içtihatları var. Şiddet kıstası var. Bunu kullanabilirsiniz. Yargıçlara bir taktir hakkı tanımak aynı sorunları bir kez daha yaşayacağımız anlamına gelir." (HA)