Hopa'da Başbakan Erdoğan'ın mitinginde çıkan olaylar nedeniyle tutuklananlardan yedi kişiye, "örgüt propagandası yapmaktan" dava açıldı. Sanıklar,"Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) örgütünün propagandasını" yapmakla suçlanıyor.
Dört sayfalık iddianamede gösterilen gerekçeler ise sloganlar, marşlar, afişler ve sol eli yumruk yaparak havaya kaldırmak. Savcı, önceki kararında, sanıkların "yasadışı örgüt bağlantısı olmadığını" yazmıştı.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi Genel Sekreteri Avukat Gülşen Uzuner, bianet'e yaptığı açıklamada, "Hopalıların yaşam haklarını, su haklarını savundukları ve devrimci düşünceye sahip oldukları için cezalandırıldığını" söyledi.
Artvin'in Hopa ilçesinde 31 Mayıs'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mitinginde, hidroelektrik santrallerini (HES) protesto etmek için toplanan gruba polis gaz bombalarıyla müdahale etmişti. Olayda emekli öğretmen Metin Lokumcu öldürülürken, miting aracının üzerindeki polis Servet Erkan da düşerek yaralanmıştı.
Hopa ve Ankara'da Lokumcu'nun ölümünü ve polis müdahalesini protesto etmek için gösteri düzenleyenlerden toplam 37 kişi tutuklandı. Hopa'da tutuklanan 14 kişiden yedisine Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7. maddesinin 2. fıkrasındaki "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan dava açıldı.
Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Rasim Karakullukçu'nun hazırladığı ve dün (24 Ağustos) kabul edilen iddianameye göre, Ali Aksu, İbrahim Aksu, Görgü Demirpençe, İdris Akbıyık, Erhan Köse, Şafak Ustabaş ve Önder Öner'in bir yıldan üç yıla kadar yıl hapsi isteniyor. Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davanın ilk duruşması, 14 Eylül olarak belirlendi.
İddianamede, Artvin İl Emniyet Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün, "Hopa olaylarının yasadışı sol örgütlerce düzenlendiğini" bildirmesi üzerine harekete geçildiği yazılı. Ardından da yasal kuruluşlar olan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Hopa İlçe Teşkilatı, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ile Halkevleri üyelerinin Başbakan Erdoğan'ın mitingini protesto etmek için toplandığı bilgisi yer alıyor.
Göstericilerin polise sopalarla saldırdığı ileri sürülerek, müdahalenin gerekçesi açıklandıktan sonra da grubun, "Mahir, Hüseyin, Ulaş, kurtuluşa kadar savaş" sloganı attıklarına vurgu yapılıyor.
"Cenaze üzerine sözde bayrak örtüldü"
İsnat edilen suçun diğer gerekçeleri şöyle sıralanıyor:
* Olaylar sırasında kimliklerini gizlemek için yüzlerini kapatıp "Gündoğdu Marşı'nı söylemeleri."
* Lokumcu'nun otopsi için götürüldüğü Trabzon Adli Tıp Kurumu'ndan, Hopa'ya getirilişi sırasından toplanan "sol örgüt sempatizanlarının", üzerinde "yıldızlı yumruk işareti bulunan" ve "Lokumcu Devrimci Yolumuzda Yaşayacak" yazılı pankart açmaları.
* Kemalpaşa beldesinde düzenlenen cenaze töreninde "Hepimiz Hopalıyız, hepimiz eşkıyayız", "Metin Lokumcu ölümsüzdür" gibi sloganlar atılması, "Dev-Genç marşı olarak bilinen" marşın söylenmesi. Tabutun üzerine, "THKP-C Devrimci Yol terör örgütüne ait sözde bayrağın" örtülmesi. Duvara afişler asılması.
* Cenazeye katılanların, "sol ellerini yumruk yaparak havaya kaldırıp" bir dakika saygı duruşunda bulunması. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ile bağımsız milletvekili adayı Birsen Kaya'nın "örgütsel konuşma yapmaları."
Hopa'daki davadan Erzurum'da tutuklular
Avukat Uzuner, bu davadaki sanıkların da dahil olduğu bir grubun, "2911 sayılı polise mukavemet, polisin görevini yapmasını engellemek, kamu malına zarar vermek ve toplantı ve gösteri yürüyüş kanuna muhalefet" suçlarından, haklarında Hopa'da açılan soruşturma nedeniyle tutuklu bulunduklarını ancak Erzurum'da da ayrıca bu davadan yargılandıklarını söyledi ve sürecin hukuksuzluğuna dikkat çekti.
Uzuner, Hopa'daki soruşturmada isnat edilen suçların ise tutukluluk kararı gerektirmediğinin altını çizdi. Savcı Karakullukçu'nun 8 Ağustos'ta "örgüt üyeliğinden" görevsizlik kararı verdiğini ifade eden Uzuner, "Örgüt üyesi olmadıklarını savcının da kabul ettiği kişilerin, mağduriyetlerini uzatmak için olmayan örgütün propagandasını yapmaktan parçalı dava açıldı" dedi.
Uzuner şöyle konuştu: "Hopa'da yürüyen ve iddianamesi henüz hazırlanmamış olan soruşturmada, özel yetkili mahkemenin görev alanına girecek bir suç yok. Her iki dosyada da gizlilik kararı var. Dosyayı inceleyemedik, suçları ve delilleri tahmin ederek savunma hazırlamaya çalışıyoruz. Demokratik hak taleplerini sloganla, marşla, türküyle, ağıtla dillendirmek bir sıkıntı yaratmamalı. Bu özgürlüğün kullanılması kapsamında tahliye çıkmasını bekliyoruz." (AS)