Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, mahkeme kararına rağmen tahliye edilmediği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu.
14 Aralık operasyonu kapsamında “terör örgütü yöneticiliği” gerekçesiyle tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konulan Karaca’nın avukatları başvuruda tahliye edilmesini isterken, 500 bin Euro da tazminat talebinde bulundu.
Başvuru dilekçesinde, geçen hafta tahliye kararı veren İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararına da yer verildi. AİHM’in iç tüzüğüne değinilen dilekçede, Hidayet Karaca’nın keyfi olarak tutuklandığı ve hakkında verilen tahliye kararının uygulanmadığı öne sürüldü.
AYM’ye başvuru yapıldı
Karaca’nın tutukluluğuyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ihlal edildiği ileri sürüldü:
“Bu konulara ilişkin olarak farklı tarihlerde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılmıştır. Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi’nin bugüne kadar karar vermemesi ve bireysel başvurunun müvekkil bakımından etkisizliği sebebiyle Mahkemenize ayrı bir başvuru yapıldı.”
“Müvekkil adına yaptığımız tahliye talepleri de gerekçesiz bir şekilde reddedildiği için bu tutukluluk sebebiyle uğranılan telafisi imkansız manevi zarar gün geçtikçe artmaktadır. Ancak işbu başvuruyu yapmamıza sebep olan son olaylar sebebiyle müvekkilin hakları hiçbir şekilde tamir edilemez ve telafisi imkansız şekilde ihlal edilmiştir.”
“Her ne kadar daha sonraki bir aşamada haksız tutukluluk sebebiyle maddi gideri talep etme imkanı olsa da, somut olayda maddi olarak giderilemeyecek ve telafisi imkansız bir zarar bulunmaktadır.”
“Müvekkil artık keyfi olarak tutukluluk statüsünden, ne yazık ki, ‘rehin’ statüsüne geçmiştir. Çünkü müvekkilimiz hakkında hukuk ve kanuna uygun bir tahliye kararı olduğu halde, mahkemenin bu tahliye kararı hiçbir surette uygulanmamaktadır. Hukuk devleti olması gereken bir ülkede bu durumun ne maddi ne de manevi telafisi bulunmamaktadır. Tek telafisi, mahkemenizin vereceği tedbir kararı ile müvekkilin tahliyesidir.”
“Yukarıda geniş şekilde açıklanan ağır hak ihlalleri ve telafisi imkansız mağduriyet sebebiyle öncelikle AİHM içtüzüğünün 39. maddesinin uygulanması suretiyle müvekkilin derhal tahliye edilmesi yönünde tedbir kararı verilmesini; bu mümkün olmadığı takdirde, başvurumuzun kayda alınarak AİHS İçtüzüğü’nün 40. maddesi uyarınca acil olarak Hükümete bildirilmesine karar verilmesini; vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesini; müvekkilin uluslararası bir medya grubunda en üst düzey yönetici olması hususu da göz önünde tutularak 500 bin Euro tazminata hükmedilmesini; ve yukarıda açıklanan hak ihlallerinin tespiti ile müvekkilin derhal salıverilmesi yönünde karar tesis edilmesini saygıyla vekaleten talep ederiz.” (AS)
Ne olmuştu? |
Temmuz 2014'te başlayan ve arka arkaya yapılan operasyonlarda tutuklanan emniyet görevlileri ve Karaca'nın avukatları, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesinde bulunan 10. Sulh Ceza Hakimliğini reddederek tahliye talebinde bulundu. Avukatlar, reddi hakim taleplerini İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne yaptı. Reddi hakim talebini kabul eden İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi tahliye taleplerinin değerlendirilmesi için dosyayı İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. 32. Asliye Ceza Mahkemesi de tahliye taleplerini kabul ederek tüm sanıkların tahliyesine karar verdi. İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği ise İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin yetkisi olmadığı halde verdiği reddi hakim kararının usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle "yok hükmünde" olduğuna karar verdi. Cumartesi gecesi nöbetçi olan İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, bu kararı polislerin tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden sorumlu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na da göndererek tahliyeyi engelledi. Başsavcılık sabaha karşı konuyla ilgili açıklama yayınladı ve sulh ceza hakimliklerince tutukluluğun devamına şeklinde nihai bir karar verildiğini belirtti. HSYK Teftiş Kurulu Başkanlığı tahliye kararının ardından inceleme için iki başmüfettiş görevlendirdi. Müfettişlerin raporunun ardından iki asliye ceza mahkemesi hakimi açığa alındı. Hakimler “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı. Karaca’nın avukatları mahkeme kararının uygulanmaması üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı ancak AYM’den karar çıkmadı. |