Yeni pişmanlık yasalarının sorunun çözümü için önemli bir gelişme sağlayamayacağını belirten Abbasoğlu, parti olarak genel af önerdiklerini belirtti.
DEHAP'ın çözüm deklarasyonuna şimdiye kadar olumlu tepkiler aldıklarını belirten Abbasoğlu, herkesin Kürt sorunu için olumlu düşündüğünü ancak bunun pratiğe yansımamasından şikayetçi:
"Sorunun kabulü üzerinden bir irade var"
Partinizin Kürt sorununun çözümüne yönelik bir deklarasyonu söz konusu. Deklarasyonun farklı kesimlere ulaşması için nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Bu deklarasyonu bütün siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, sendikalara, Meclis Başkanlığına, Başbakanlığa birebir görüşerek ulaştırdık. Bu kurumlarla, görüş alışverişi yaptık. Haziran ortasında konferans düzenlemeyi düşünüyoruz, bunun için de bir komisyon çalışma yürütüyor.
Deklarasyonu sunduğunuz kurumlardan aldığınız tepkiler nasıl?
Türkiye'de bütün kesimler çağın gereği olarak Kürt sorununun çözümünden yana olduklarını ifade ediyorlar. Yani, sorunun reddi üzerinde değil, kabulü üzerinde bir irade var. Ama iş çözüm noktasına geldiğinde mevcut sistemde bir tıkanma yaşanıyor. Bu tıkanmayı aşmak için bu girişimi yararlı olacağına inanıyoruz. Şimdiye kadar aldığımız tepkiler tatmin edici.
Sorunun çözümü için İçişleri Bakanlığı'nın hazırladığı bir pişmanlık yasası da gündemde. Siz parti olarak bunu yeterli bulmadığınızı açıkladınız. Yeterli görmemenizin nedeni ne? Siz, nasıl formüle ediyorsunuz?
"Pişmanlık yasası" cümle itibariyle onur kırıcı bir ifade. Bugüne kadar bu isim altında çok yasa çıkarıldı. Ancak bir sonuç alınmadı. Bunda ısrar etmenin fayda vereceğini düşünmüyorum.
Biz parti olarak genel bir af talep ediyoruz. Bununla birlikte de sorunun çözümü, Türkiye'nin çağdaş dünyaya eklemlenmesi için çaba harcanması gerekiyor. Önceki hükümet af getirdi ama çeteler, mafyalar bundan yararlandı, siyasiler yararlanamadı. Bu açıdan çıkarılan aflar da etik değildi.
Geçen hafta ABD'li yetkililerin Ortadoğu'da yeniden yapılanmaya dair önemli açıklamaları oldu. Parti olarak, ABD'nin Kürtlere yönelik politikasında nasıl bir yaklaşım geliştirmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?
Ortadoğu coğrafyasını da tarihte de yine bunlar çizmişti. Öyle bir coğrafya çizdiler ki, Kürtleri dört ülkenin egemenliğine bıraktılar. Bu dört ülke de ulus devlet anlayışıyla hareket etti. Şimdiye kadar sürekli çatışmalar yaşandı. Böyle bir coğrafyada, eskiyi canlandırmanın bir anlamı yok. Demokrasinin alabildiğince işletildiği bir Ortadoğu yapılandırılmalı. Birleşmiş Milletler'in (BM) karşı çıktığı bir savaşı Saddam'ın diktatörlüğü ve Kürtlere yapmış olduğu baskıya dayandırarak meşruiyet aradı. Bundan sonra ABD, Kürtlere karışırsa o meşruiyetini de kaybeder. Bunu dikkate almalı.(HA/BB/NK)