Türkiye de 1998'de BM ile "Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi"ni imzalayarak programa dahil oldu. Ancak Türkiye, hem BM hem de NASA raporlarında, çölleşme riski notu "yüksek" ve "çok yüksek" ülkeler arasında sayılıyor.
NASA araştırmalarında, önlem alınmazsa, Türkiye'nin büyük kısmının 2040'ta çöl olacağı bildiriliyor.
36 yıl çokmuş gibi geliyor insana... Düşününce, öyle olmadığını fark ediyor insan... Yaşarsam annemin yaşına geldiğimde, arkadaşım Hazel'in minik torunu 36, oğlum ise 58 yaşına ulaştığında, yarısından fazlası çöl olan bir ülkede yaşıyor olacağız!
Etiyopyalı çocukları anımsayın... Şiş karınlarını, açlık ve mutsuzluktan tüm ışığını kaybetmiş sinekli gözlerini... Bir ülke için çölleşme, susuzluk, işsizlik, iç göç, iç çatışma demek...
Toprak Yasası şart
* Türkiye her yıl Kıbrıs büyüklüğünde verimli toprağını, erozyonla kaybediyor.
* Türkiye'de her gün, 150 bin kamyon dolusu, yılda 500 milyon ton verimli toprak akarsularla, deniz, göl ya da barajlara karışarak kayboluyor.
* Her yıl, Kocaeli ve Bursa'yı 10 santim kalınlıkta kaplayabilecek verimli toprak yitiriliyor.
Çevre kuruluşlarının, çevrecilerin ve TEMA'nın çıkması için yıllardır uğraştığı, hazırlanmasında emeği bulunduğu Toprak Yasası, imzalanan uluslar arası sözleşmeye rağmen halen çıkmadı. Oysa, mutlaka çıkarılması gereken yasaların başında yer alıyor.
Su savaşları
* Dünyada her yıl 6 milyon hektar verimli alan çölleşirken, yaklaşık 800 milyon insan çölleşme ve kuraklık nedeniyle açlık sınırında yaşıyor.
* Dünya nüfusunun yüzde 40'ı su sıkıntısı içinde.
* Dünya nüfusu her gün 250 bin yeni doğan bebekle artarken, yüzde 14'ü çöl ve çöl benzeri yörelerde sorunla yüz yüze yaşıyor...
* Günümüzde, gelişmiş ülkelerin geleceğe yönelik stratejik planları içinde su kaynakları birinci sırada yer alıyor! Bugün petrol neyse gelecekte su aynı öneme sahip olacak.
* Su savaşları, dünün bilim kurgusuydu; bugün ise, geleceğin gerçeği olarak planlanıyor...
TEMA'ya ihale edilmesi
İlimizde "çevre" sözcüğünü adında taşıyan kamu kurumu, sivil toplum kuruluşu ve fakülte bölümü var!.
İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Çevre Mühendisleri Odası İl Temsilciliği, Uludağ Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü, gibi...
Bursa'da, yerel/ulusal/uluslararası durum değerlendirmesi yapıp kamuoyunu bilinçlendirecek, uyaracak hatta kamuoyu oluşturacak kaynak mevcut.
Önceki gün, kent gündemini taradım; akşam saatlerine kadar "17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü"yle ilgili ne akademik çevreden ne oda temsilciliğinden ne de devletin ilgili biriminden herhangi bir etkinliğe yönelik çağrı yoktu.
Belki atlamışımdır, bugün de, yerel basında çıkan haber ve yorumları tarayacağım. Umarım, ben yanılıyorumdur, bir açıklama yapan olmuştur.
Böylesine geniş kapsamlı bir konuyu, nasıl olsa TEMA var diyerek, tek bir sivil toplum kuruluşuna ihale etmek doğru değil... (HGK/BB)