Yazı ilk olarak Bilim Fili sitesinde, “Zihin Teorisi ve Manipülasyon” başlığıyla, Zeynep Senis imzasıyla yayınlandı.
Dünyanın en büyük taktik uzmanları her zaman ileriyi düşünenler olmuştur. Büyük satranç ustaları, ünlü generaller, büyük dünya liderleri ve mafya liderleri ortak bir beceriyi paylaşıyor: Hepsi rakiplerinden çok adım öndeler.
Elbette her birimiz ileriyi düşünme yeteneğine sahibiz. Aslında, biraz ileriyi bile olsa düşünmeyen bir insan hayal etmek oldukça zor. Örneğin bu yazıyı okuyan sizler muhtemelen bu akşam ne yapacağınızı planladınız ya da eve gitmek için izleyeceğiniz rotayı çoktan biliyorsunuz. İleriyi düşünmek, zekânın bir özelliğidir. Onsuz, tıpkı bir bitki ya da bebek gibi içgüdülerimizin ve reflekslerimizin kölesi olmaya mahkumuz.
Başkalarıyla iletişim halindeyken ileriye dönük düşünmek, Mount Sinai Tıp Okulu'nun yakın tarihli bir çalışmasında ele alınan bir konu. Çalışma, diğer insanlarla girdiğimiz etkileşimler ve uyguladığımız manipülasyonlarla ilgileniyor.
Zihin kuramı
Dünyanın sorunu, başka insanlarla dolu olmasıdır. İçten içe, diğer insanların genellikle tahmin edilemez, bağımsız ve çıldırtıcı bir şekilde “okunamaz” olduğunu düşünürüz. Ne düşündüklerini veya ne yapacaklarını bilmek için kafalarının içine girmemize maalesef -henüz- imkân bulunmasa da insanların sosyal bir tür olduğu düşünüldüğünde, diğer insanların ne düşünebileceğini hesaplamak için yöntemler geliştirmemiz şaşırtıcı olmayacaktır.
İşte bu yöntemler, çoğumuzun kendimizi başkasının yerine koyma yeteneği olan “zihin teorisi” veya “zihin kuramı” olarak bilinir. (Değişik derecelerde, otizmli insanlar bu yeteneğe sahip olmayabilir.) Zihin teorisi, büyüdükçe öğrendiğimiz bir şeydir. Çocuklar, yaklaşık 15 aylıkken diğer insanların kendi zihinsel yaşamları, kendi arzuları, duyguları olduğunu öğrenir, ancak bir süre için bunu telafi etmekte ve buna uyum sağlamakta oldukça kötüdür. Örneğin, iki yaşındaki bir çocuk başka birinin sıkıntılı olduğunu görürse, ona oyuncağını ya da en sevdiği şeyi vererek ona yardım etmeye çalışır. Bir kişinin kendi duyguları olduğunu kabul etse de diğer kişinin ne isteyebileceğini düşünemez.
Çoğu insan son derece karmaşık bir zihin teorisine sahiptir. Diyelim ki siz ve ben bir şey hakkında konuşuyoruz ve saate baktığımı görüyorsunuz. Aklınızdan hangi varsayımlar veya düşünceler geçiyor?
“Onu sıkıyor muyum?”
“Bir yerde olması mı gerekiyor?”
Aslında, bir şeyleri “fazla düşünen” insanlar, genellikle bu ayrıntılı spekülatif zihin teorisi oyununda kaybolur ve tuzağa düşer. Çoğu şeyde olduğu gibi, yararlı bir beyin alışkanlığı çok ileri gittiğinde zehirli hale gelir.
Mount Sinai’de yapılan araştırmada, başkalarını ikna etmeye veya manipüle etmeye çalışırken bu zihin teorisini ne kadar kullandığımız incelendi. Ekibin 48 katılımcısının her biri beyin tarayıcılarına bağlandı ve birbirleriyle bir tür “ültimatom oyunu” oynamaları ve ekiplere ayrılıp 20 doları birbirleriyle paylaşmaları istendi. Oyunun bir versiyonunda hiçbir kural yoktu. İstedikleri kadar pazarlık veya anlaşma yapabilir veya birbirlerini manipüle edebilirlerdi.
Araştırmada iki sonuç özellikle dikkat çekti:
İlk olarak, tüm bitmiş oyunların hesaplamalı bir analizinden sonra sonuçların tam da “diğerlerinden iki, üç veya dört adım önde olduğunu” düşünen insanlardan beklendiği gibi olduğunu keşfettiler. Başka bir deyişle, insanlar yalnızca bir adım ilerisini veya yalnızca tepkiyi düşünselerdi, sonuçlar tamamen farklı görünürdü. İkinci olarak ise; beyin taramaları, tartışmalar ve müzakereler sırasında yapılan seçimlere ventromedial prefrontal korteksteki aktivitenin eşlik ettiğini ortaya çıkardı. Bu, beynin ileriyi düşünerek alınan kararlarda kullanılan kısmıdır.
The Wire dizisinde D'Angelo'nun satrancın kurallarını açıklamak için gerçek uyuşturucu ticareti dünyasını kullandığı bir sahne bulunur.
Mount Sinai’deki araştırmadan elde edilen verilerin de gösterdiği gibi, başkalarını etkilemeye veya manipüle etmeye çalıştığımızda beynimiz tam da satranç oynarken olduğu gibi aktive oluyor. Her sosyal etkileşim, birinin ne düşündüğünü veya ne yapacağını yönlendirmek için kafasına girmeye çalışırken oynanan bir satranç oyunudur.
Bu, bazen ilişkilerin belası ve birçok çatışmanın kaynağıdır. Peki ya bunda daha iyi olabilirsek? Belki de satranç tahtasının tozunu almanın vakti gelmiştir.
Kaynak ve ileri okuma
Josef Perner, Birgit Lang, Development of theory of mind and executive control, Trends in Cognitive Sciences, 3, 9, 9, 1999 https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1364661399013625
Jonny Thomson, Theory of mind: What chess and drug dealers can teach you about manipulation, Big Think, https://bigthink.com/neuropsych/chess-theory-of-mind-manipulation/ (E.T. 29 Haziran 2022)
Nick Chater, The nudge theory and beyond: how people can play with your mind, Guardian, https://www.theguardian.com/theobserver/2015/sep/12/nudge-theory-mental-manipulation-wrong (E.T. 29 Haziran 2022)
Quesque F, Rossetti Y. What Do Theory-of-Mind Tasks Actually Measure? Theory and Practice. Perspectives on Psychological Science. 2020;15(2):384-396. doi:10.1177/1745691619896607
(ZS/AS)