Boğaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nden Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyeleri yaptıkları açıklamayla dijital verilerin delil olarak kullanılmasıyla ilgili açıklama yaptı.
Ergenekon, OdaTV, KCK, Devrimci Karargah gibi birçok davada delil olarak kullanılmaya başlanan dijital verilerle ilgili yapılan açıklamada, “adlî soruşturma ve kovuşturmalarda bir süredir önemli rol oynayan "dijital deliller" hakkındaki bilgileri kamuoyuyla paylaşmayı meslekî ve vicdanî sorumluluğumuzun bir gereği olarak görüyoruz” dendi.
Öğretim üyeleri, bu bilgilerin adlî mercilerce göz önüne alınmasının önemli adlî hataların ve mağduriyetlerin önüne geçeceğine inandıklarını söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Can Özturan, Prof. Dr. Cem Ersoy, Prof. Dr. Cem Say, Prof. Dr. Fatih Alagöz, Prof. Dr. Lale Akarun ile Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Sankur, Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Coşkun Sönmez, Prof. M. Yahya Karslıgil, İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Emre Harmancı, Prof. Dr. M. Bülent Örencik, Prof. Dr. Sema F. Oktuğ, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Fatoş Yarman Vural, Prof. Dr. Göktürk Üçoluk ve Marmara Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Borahan Tümer’in imzasını taşıyan açıklama şöyle:
* Elektronik ortamda oluşturulan dijital belgelerin gerek içerikleri, gerekse de "yaratılma ve son kaydedilme tarihleri" ile "yaratan ve değiştiren kullanıcı ve bilgisayar adları" gibi üstveri bilgileri kolayca ve genelde iz bırakmadan istenildiği gibi kurgulanabilir ve tahrif edilebilir.
Bu nedenle, başka kesin bulgularla desteklenmeyen bir dijital belge, tıpkı sıradan bir kağıda basılı imzasız bir metin gibi, içeriği veya üstverisinde adı geçen kişileri bağlayamaz.
* Dijital bir belgenin bir kişiye ait bir veri depolama ortamında bulunduğu, sadece sözkonusu belgenin daha sonra denetime olanak sağlayacak teknik önlemler alınarak çıkarılmış güvenilir bir örneğinin el koyma sırasında ilgili kişiye verilmesi halinde kabul edilebilir.
Ancak bu koşulun yerine getirildiği durumlarda el koymadan sonra herhangi bir değişikliğe uğradığından kuşku duyulamayacak, sağlıklı bir delilden söz edilebilir.
* Zararlı yazılımlar, bir bilgisayara kullanıcısının bilgisi olmadan yerleşip çalışmasını aksatmak veya imkânsız kılmak, ya da içindeki bilgileri değiştirmek gibi kimi işlevler gerçekleştirmek üzere hazırlanmış programlardır.
Kimi zararlı yazılımlar özellikle yerleştikleri bilgisayarlara belge ekleyecek şekilde tasarlanmışlardır.
Bu türden bir zararlı yazılımın yerleştirildiği saptanan bir bilgisayarda bulunan belgelerin o bilgisayarın meşru kullanıcıları tarafından oluşturuldukları veya içeriklerinin tahrif edilmediği iddiaları şüphe ile karşılanmalıdır. (AS)