Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, partisinin Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında seçim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Cumhurbaşkanı seçiminde kendi adayımızla, ki öne çıkan isim sayın Demirtaş'tır, yer alacağız" diyen Bilgen, "CHP ve Saadet bugüne kadar kamuoyunu bir beklenti içinde tuttular. Bu beklenti bugün itibarıyla imkansız gibi görünüyor. Bir somut irade beyanı yok. Geriye kalan süreyi daha fazla kötüye kullanmayın, başka imkanların araştırılması gerekiyor. Biz net söylüyoruz. Milletvekili seçiminde ittifaklar muhalefetin lehine. Ama fazla Cumhurbaşkanı adayı olursa, seçimlerin ikinci tura kalma ihtimali yüksek" şeklinde devam etti.
TIKLAYIN - Demirtaş'tan Seçim Mesajı: Bir Mühürlük Canları Var
Bilgen, "Diğer partiler de bu hassasiyeti gösterirlerse. Herkesten demokrasi ortak paydasında oy alma kapasitesi olan isimlerle bu yarışa girerlerse, bu seçimi ya bizim adayımız kazanacak ya da bizim desteklediğimiz aday kazanacak" dedi ve ekledi:
"Fırsat eşitliğinin olmadığı bir seçimle karşı karşıyayız"
"Özellikle ana muhalefet partisini uyarıyoruz. Saadet Partisi'nin de arayışları devam ediyorsa, onlara da çağrıda bulunuyoruz: Hem milletvekilliği hem Cumhurbaşkanlığı seçiminde ister ayrı ayrı girsinler, ister bir araya gelsinler, bize göre milletvekili seçiminde bir araya gelişin avantajı yüksek".
HDP Sözcüsü Bilgen'in açıklamalarından satır başları şöyle:
"Ülkeyi OHAL şartlarında seçime götürmek kabul edilemez. Haksız, adaletsiz, fırsat eşitliğinin olmadığı bir seçimle karşı karşıyayız. Eş Genel Başkanlarımız il ziyaretleri yapıyorlar" diyen Bilgen,
"Mardin'de Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli'nin bulunduğu konvoy, zırhlı araçlarla durduruluyor, araçlara ceza kesiliyor. Halk buluşmalarında güvenlik güçlerinin kameralarıyla halk tedirgin ediliyor. Esnafla partimizin buluşması engellenmeye çalışılıyor" şeklinde konuştu.
"Demirtaş'ı aday gösterdiğimizde TRT mi Edirne'ye gidecek?"
"Elbette zor bir dönem olacak adaylar için, asla fırsat eşitliği olmayacak. Çok basit bir soru. Biz yaygın eğilim olarak yansıdığı gibi Sayın Demirtaş'ı aday gösterdiğimizde, TRT mi Edirne'ye gidecek? Demirtaş mı TRT'ye getirilecek ve propaganda yapacak?
"Sadece istifa eden bürokratların hangi partilerden aday olmak istediklerine baktığımızda, ne kadar objektif yönetildiğimizi görürüz.
TIKLAYIN - Demirtaş: Erken Seçim İçin Rehin Tutuluyoruz
"Toplum hepimize ittifak yapmamız çağrısını yapıyor"
"Bütün araştırmalar şunu net bir şekilde ortaya koyuyor: Birinci turda çoğunluk muhalefet partilerinde olursa, ikinci tura kalmış bir seçimde o tarafın adayı yarışa en az 5 puan avantajlı girecektir.
"Muhalefet bunu başaramazsa, iktidar bir adım önde yarışa girecektir. Muhalefetin bunu başarmasının yolu nedir? Tartışmaya bile gerek olmayan bir matematik gerçeklik ve toplumsal psikoloji ile karşı karşıyayız. Toplum hepimize ittifak yapmamız çağrısını yapıyor. Bir araya gelin ve değiştirin diyor. Eğer siyasetçiler bunun farkında değilse, seçmen muhalefetten de hesap sorar.
"Küçük hesaplarla hareket ederse partiler, ülkeyi değil parti çıkarlarını düşünürlerse, artık oyların en az düzeyde kaybını sağlayacak formüller etrafında buluşmazlarsa, kendi elleriyle Meclis çoğunluğunu ve ikinci turda Cumhurbaşkanlığını iktidara devredecekler.
Soru-cevap: Demirtaş kampanyasını nasıl yürütecek?
HDP Sözcüsü Bilgen açıklamalarından sonra basının sorularını yanıtladı:
- Soru: Demirtaş kampanyasını nasıl yürütecek? Olası bir siyasi yasak gelmesi durumunda alternatifiniz var mı?
"Parti kurullarımızda da kamuoyunda da en çok öne çıkan ismin Demirtaş olduğunu paylaştık. Ama resmi ilan için bir takvim var. Şimdiden deklarasyona girmek yerine, kalan süreyi en iyi şekilde yönetmeyi tercih ediyoruz.
"Kendisinin de kampanyaya ilişkin önerileri oldu, strateji birimlerimiz çalışma içinde. Bir partisi var ve partisi bu kampanyayı yürütecek güçte. Türkiye toplumu da bir siyasetçinin bu kadar keyfi biçimde siyasetin dışına itilmesinin okumasını yapacak, tepki verecek nitelikte. Zaten medya yasağı içerideki ve dışarıdaki siyasetçi arasında bir fark bırakmadı. Hukuki riskler de dahil olmak üzere tüm riskleri göze alarak sürprizlerle dolu ve başarılı bir kampanya olacak.
"CHP'nin, Saadet Partisi'nin adayı kim olursa olsun, HDP'nin karşı karşıya olduğu bir durumu görmezlikten geleceklerse, bunu pas geçip kulaklarını tıkayacaklarsa, elbette bizim adayımız ikinci tura çıkamazsa seçmenimiz bunu değerlendirecektir. O ölçüde kararlı olacaktır. Bu nedenle muhalefet başka isimleri de ortaya koysun. Bu konuda bir irade ortaya koysunlar ki, biz de nerede, ne kadar, nasıl işbirliği yapacağımızı net şekilde görelim. Yoksa kaybeden bütün muhalefet ve bütün Türkiye olacak.
- Soru: Muhalefetin sıfır baraj ittifakı tartışılıyor, ancak İYİ Parti'nin HDP'yle ittifak yapmaya yanaşmadığı da söyleniyor. Değerlendirmeniz ne olur?
"İYİ Parti bizimle bir araya gelmekten çekiniyor, CHP çekinmiyor mu?
Bizim şimdiye kadar hiçbir parti ile resmi, kurumsal temasımız olmadı. Ama ikili görüşmeler ve değerlendirmeler oldu. İster bu İYİ Parti'den isterse CHP'nin çekingenliğinden kaynaklansın; bizi yok sayma eğilimini bizim seçmenimiz de değerlendirecektir.
"Ama bize gelen bilgiler sorunun sadece İYİ Parti'den kaynaklanmadığını gösteriyor. İyi Parti diyor ki, "sağ blok içinde ittifak gerçekleşsin; Saadet ve Demokrat Parti ile ittifak kuralım, sol olma iddiasında olan partiler de kendi aralarında buluşurlar". Bu söz karşısında cevap vermesi gerekenler sol siyaset yaptığını iddia edenler.
"Yani İYİ Parti bizimle bir araya gelmekten çekiniyor, CHP çekinmiyor mu? İYİ Parti adayını açıkladı ve gereğini yaptı. Hala beklenti içinde olmaktan kaynaklı Türkiye 10 gün kaybetti. Dolayısıyla karar vermesi gereken CHP. Biz CHP'ye isim önerecek değiliz. Ama belirledikleri isim tüm toplumsal kesimlere hitap etmeli, OHAL'e itiraz etmeli.
"Biz ikinci tura kendi adayımızın çıkacağını düşünüyoruz. Ama bu olmazsa, ortaklaşmak için herkes birbirinin hassasiyetini gözetmeli. Dolayısıyla İYİ Parti'nin bu kararlı tutumu karşısında CHP karar vermeli. Ya bizi de davet edecek, ya da diğer partilerle bir araya gelecek.
- Soru: HDP'nin ikinci turu boykot etme ihtimali var mı?
"Muhalefet iktidardan farksız bir söylem içine girerse seçmenlerimizi sandığa nasıl davet edeceğiz? Bu bizim bir kararımız, bir planımız, tercihimiz asla değil. Biz katılımı en yüksek düzeye çıkaracak bir kampanya yapacağız. Parlamento'daki temsil düzeyimizi 7 Haziran'ın üzerine çıkaracağız. Hem de Cumhurbaşkanı adayımızın tüm Türkiye'nin Cumhurbaşkanı adayı olması için elimizden geleni yapacağız.
"Bunun mümkün olacağına inanıyoruz, ama bu mümkün olmadığında muhalefet iktidardan farksız bir söylem içine girerse, biz seçmenlerimizi sandığa nasıl davet edeceğiz?
"Kendi kitlesini fanatize etmek isterken, başka bir kitleyi dışlamanın Türkiye'yi getirdiği nokta ortada. Bölünmeye ve kamplaşmaya karşı cesaret sergilemek gerekir. İleri görüşlü siyaset bunu gerektirir.
"İktidar partisinin söylediğinden bir adım ileri giden bir demokrasi konsepti ortaya konmadığı sürece, toplumsal psikolojinin nasıl seyredeceğine ilişkin bir tespit ortaya koyuyorum. Parti kurullarımızda asla boykot gündeme gelmedi. Biz ikinci tura adayımızın kalacağına inanıyoruz. Biz en zor şartlarda, en ağır bedeli ödeyen toplumsal kesimler adına siyaset yapıyoruz. Bizim daha fazla kaybedeceğimiz bir şey yok. Bu durumdan çıkmak zorunda kendini hissedenler, en az bizim kadar özverili olmalıdır.
- Soru: Çatı aday olarak Abdullah Gül'ün adı geçiyor. Böyle bir çatı aday olabilir mi?
"Biz başından itibaren kendi adayımızla girme kararlılığımızı ve çok adayın muhalefetin işini kolaylaştıracağını söyledik. Ama buna rağmen bir çatı aday formülü gelişirse bunu tartışırız. Ama görünen o ki, seçim takvimi neredeyse bitiyor, ama sizin andığınız en çok konuşulan isim henüz bir şey söylemedi.
"Türkiye birkaç kişinin tercihlerine kaderini teslim edemeyecek kadar büyük bir ülke. Bu kadar ağır bedeller ödenirken, herkes risk almalı. Birkaç isim dışında alternatifler niye konuşulmuyor? Tıpkı bizim adayımız gibi pek çok çevreden oy alabilecek başka isim yok mu Türkiye'de? Ana muhalefetin ya da SP'nin önereceği isim kalmadı mı? Kendi kendini bloke edecek, kendi elini daraltan bir yaklaşım Türkiye'ye zarar veriyor.
"Başka isimler konuşulursa, başka öneriler gelirse biz ilkeli açık, savunulabilir her türlü işbirliğine varız. Ama açık işbirliğini göze alamayana, görünmeden, çaktırmadan oy vermek fikrine kapalıyız. Seçmenimize saygısızlık olarak tarif edilecek hiçbir ilişki içinde olmayacağız". (PT)