Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü 3. Olağanüstü Kongresi'ne HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'da katıldı. Tepekule Kongre Merkezi Anadolu Salonu'nda gerçekleştirilen kongrede Buldan, gündeme ilişkin konuştu.
Divan seçimi ile başlanan kongre, İzmir İl Eşbaşkanları Semra Uzunok ve Çerkez Aydemir'in konuşmalarıyla açıldı. İzmir Milletvekili Murat Çepni ise, kongreleri ile partilerine yönelik saldırılara cevap vereceklerini ifade etti.
Daha sonra kürsüye gelen Eş Genel Başkan Pervin Buldan gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Buldan konuşmasında şu noktalara değindi:
"Siz tutukladıkça biz çoğalacağız"
Sözlerine üç gün önce tutuklanan MYK üyesi Mahfuz Güleryüz ve PM Üyemiz Güler Bilici'yi hatırlatarak başlayan Buldan konuyla ilgili "Seçim dönemlerinde partimize dönük yoğun baskıların olduğu bir süreci yaşıyoruz. Her sabah birkaç ilimizden gözaltı haberleriyle uyanıyoruz. Siz tutukladıkça biz çoğalacağız, siz bizi baskı altına aldıkça biz mücadelemizi büyüteceğiz." dedi.
"Sesini çıkaranı ezmeye çalışıyorlar"
"Adaleti ve hukuku olmayan bir ülkede yaşadıklarını ifade eden Buldan, sesini çıkaran herkesi ezmeye çalışan bir zihniyete karşı mücadele verdiklerini söyledi.
"Yaşasın halkların kardeşliği" sloganın en çok İzmir'e yakıştığını belirten Buldan şöyle devam etti:
"HDP ile demokrasi, barış, özgürlükler gelecek"
"Halkları ayrıştırırken, insanları birbirlerinin yüzüne bakamaz hale getirmeye çalışıyorlar. Kürtlerin Türklere, Alevilerin Sünnilere bakamadığı, birbirinden nefret ettikleri bir ülke yaratmaya çalışıyorlar. "
"Bu ülkeye HDP ile demokrasi, barış ve özgürlükler gelecek. Bugün bu kadar baskı altında olmamız, bu kadar sindirme ve kriminalize etme yöntemleriyle karşılaşmamız bunun bir göstergesidir.
"Leyla Güven'in talebi milyonların talebidir"
Buldan; Leyla Güven'in başlattığı açlık grevinin 25. günü olduğunu belirterek, yapılan eylemi sahiplendiğini ifade etti.
"Leyla Güven'in grevi kendisi için değildir. Bir halkın barışına, demokrasisine, özgürlüğüne her zaman katkı sunmuş olan ancak üç buçuk yıldır kendisinden haber alınamayan, tecrit içinde tecride maruz bırakılan Öcalan'a ilişkindir. Bu talep, milyonların talebidir."
"Tecrit Türkiye halkına uygulanıyor"
"Bugün İmralı'da Öcalan'a uygulanan tecrit aynı zamanda Türkiye halklarına uygulanmaktadır. Ülkenin içinde bulunduğu kaos Sayın Öcalan'a uygulanan tecritle başlamıştır.
"Bu ülkede barış ve müzakere süreci yaşanırken, o sürecin bu ülkenin geleceğine, yarınlarına ne kadar büyük katkı sunduğunu gördük. O 3 yıl içinde İzmir başta olmak üzere, bu ülkede yaşayan herkes bu ülkede bir umut olduğunu, bu ülkenin geleceğine güvenle baktığını gördü.
"Bu ülkeye cenazeler gelmedi. Bu süreçle birlikte Türkiye'nin hiçbir yerinde hiçbir insan yaşamını yitirmedi, annelerimiz ağlamadı. Yaptığımız iş çok onurlu bir işti.
"Demirtaş'ı serbest bırakacaksınız!"
"Selahattin Demirtaş ile ilgili AİHM kararını başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, hükümet yetkililerinin tanımayacağına dair izlenimler var. AİHM kararı siyasi bir karar değildir, hukuki bir karardır.
"Bugün Cumhurbaşkanı, AİHM kararını siyasi bir karar olarak gördüğünü söylüyor ama bizim tüm yoldaşlarımız siyasi bir kararla tutuklandılar. Tam da bu dönemde AİHM kararının tanınmaması bize yargının bağımsız olmadığını gösteriyor.
"Eğer yargı bağımsız olsaydı bugün Selahattin Demirtaş serbest kalırdı. Sadece Selahattin Demirtaş değil, kararın emsal teşkil etmesinden dolayı tüm tutuklu yoldaşlarımızın serbest kalması gerekir. Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde kaldığı her an yeni bir hukuksuzluktur. Bu hukuksuzluğun altına Saray'a bağlı yargıçlar imza atmaktadır. Selahattin Demirtaş'ı serbest bırakacaksınız. AİHM kararını dikkate almak zorundasınız. AİHM kararı sadece AİHM'in kararı değildir. Türkiye'de milyonların talebidir.
"Halkın önüne çıkaracakları yeni bir profil yok"
"Önümüzde yerel seçimler var. Kürdistan'da çıkardıkları adaylara bakın; kayyumlar, eski bakanlar, vali yardımcıları vs. Halkın önüne çıkaracakları yeni bir profil yok. Halkın iradesine saygısızlık yapan, halkın değerlerine hakaret eden o kayyumları tek tek Ankara'ya göndereceğiz.
"Zeybekçi'nin cinsiyetçi ifadesine kadınlar cevap verecek"
"Ege Bölgesi'nde İzmir'in de yeri, önemi bizim için çok büyüktür. AKP'nin aday gösterdiği eski bakan, aday gösterildiği anda İzmir için şunu söyledi: 'Mahallenin güzel kızını kim kabul etmez.' Bu cinsiyetçi yaklaşımı asa kabul etmiyoruz, kadın arkadaşlarımız sandıkta bunun hesabını soracak. Bu söylemin üzerine tüm kadınların ortak bir tavırla bu adaya iyi bir cevap vereceğine inanıyorum.
"İzmir'de ortak bir aday çıkarmanın yöntemlerini arıyoruz"
"İzmir'de HDP olarak ortak bir aday çıkarmanın yöntemlerini arıyoruz. Bir güç birliğine ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Ama bunu demokratik ilkelerimizden vazgeçmeden, herkesin istediği, benimsediği, 'ortak adayımdır' dediği kişiyi hep birlikte bulacağız. Bunu başarabilirsek AKP-MHP faşist zihniyetini bu güç birliğiyle devireceğiz. Güç birliğiyle İzmir'de de İzmir halkının istediği bir adayla seçim yarışına gireceğiz.
"Bir referandum niteliğindeki bu seçimlerde, herkesin bir seferberlik ruhu ile çalışması çok önemli. Gece gündüz demeden her insanımızın elini tutarak, yüreğine dokunarak başaracağız. Böylesi bir sorumlulukla bu sürecin üstesinden geleceğiz." (HA)