Partisinin grup toplantısında konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, yerel seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kürt partilerle ittifak görüşmelerinin sonuç alıcı biçimde devam ettiğini batıda ise demokratik ittifak oluşturulması çabası içinde olduklarını belirten Buldan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
* Bizim belediyecilik anlayışımız halkın doğrudan söz sahibi olması politika olmasına dayanıyor. Bu anlayışla kurulacak olan ittifakların bu demokratik taleplerin bir araya gelmesiyle oluşacaktır. Örgütlü örgütsüz sivil kesimlere demokratik kurumlara yurttaş girişimlerine kapımız açıktır. Sadece kapıları açmıyoruz onların da kapılarını çalmaya hazırız. Halkımızın haberi olmadan bir adım bile atmayacağız. Yukarıdan aşağıya tüm süreçler halkın gözü önünde olacak.
* Faşizmin alabildiğine tırmandırıldığı, demokratik yaşamın sıfırlanmaya çalışıldığı bir süreçte bu yerel seçimler hiç kuşkusuz stratejik bir önem taşımaktadır. Gelecek on yılları belirleyecek bir niteliğe sahiptir. Tek adam rejiminin çözüleceği, kırılma yaşayacağı nokta yerel seçimlerdir. Aslında yerelin de ötesinde merkezi de belirleyecek bir seçim olacaktır 31 Mart seçimleri. AKP’nin kaybedeceği yerel seçimler, meşruiyeti zaten tartışmalı olan tek adam rejimini Saray’a hapsedecek ve çözülme sürecini hızlandıracaktır.
"İttifakımız tepede tabanda, kapalı değil şeffaf oalcaktır"
* Partimizin ittifaklarını genişletme, faşizme karşı toplumun tüm ezilen kesimlerini bir araya getirerek bir demokrasi cephesi oluşturma görevi devam etmektedir. Geçmiş zamanlarda yaptık bugün de yapacağız yarında yapmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki yerel seçimlerde de bu bir araya gelme çabamız devam edecektir. Halklar, ezilenler, yoksullar, emekçiler ittifakının bir araya gelmesi, hayat bulması, örgütlenmesi için çaba göstermeye devam edeceğiz. Bizim ittifak anlayışımız tepede değil tabanda, kapalı değil şeffaf olacaktır.
* İzledikleri siyasetin toplumda bir karşılığının olmadığını kendileri de fark ettiler ve bunu çok iyi biliyorlar. O yüzden karşımıza yargıyla, güvenlik güçleriyle, askerle, gaspçı kayyumla çıkıyorlar. İnanın ki kayyumların olduğu yerlerde AKP’lilerin halkın önüne çıkacak yüzü kalmamış. Buna gittiğimiz her yerde tanıklık ediyoruz.
Kayyuımlar
* Bu gaspçı kayyumların yaptığı usulsüzlükler ve yolsuzluklar Sayıştay raporlarıyla da belgelendi hepiniz çok yakından takip ediyorsunuz. Bizim belediye başkanlarımızla ilgili tek bir kalem dahi yolsuzluk saptayamayan Sayıştay’ın, özellikle AKP’li gaspçı kayyumların yolsuzluk ve usulsüzlüklerini bir bir tespit ettiğini görüyoruz. Muhtemelen Recep bey yakında Sayıştay’ın başına da bir kayyum atayacak çünkü kendi görevlendirdiği kayyumlarla ilgili usulsüzlükler ve yolsuzluklar gün yüzüne çıkmış durumdadır. Sayıştay, 3’ü Büyükşehir olmak üzere 13 kayyum belediyesinde toplam 196 usulsüzlük ve yolsuzluk tespit etti.
* Evet 31 Mart, halklarımızın baharına dönüşürken, gaspçı kayyumlar da sandıklarda sonbahar yaprakları gibi teker teker dökülecek! HDP’nin çınar ağacı yemyeşil rengi ile ülkeye renk katacak. 31 Mart akşamı ülke çınar ağacının rengine dönüşecek. Biz AKP’nin zulmüne karşı direnirken, birileri de çıkmış, akıldışı akıl dışı bir takım iddialarda bulunuyor. Neymiş? HDP, AKP’yle gizli gizli görüşüyormuş! Şunu net bir şekilde vurgulayalım; görüşmüyoruz ama görüşeceğiz. Saatini tarihini de buradan verelim. 31 Mart tarihinde sandıklarda görüşeceğiz AKP ile. Bunu herkesin böyle bilmesi gerekiyor
“Sağlık sorunu daha da sorunlu hale getiriliyor"
* Gaspçı zihniyetin zulmünü yaşayan bir diğer kesim de emekçiler. Geçen hafta meclis komisyonundan geçirilen torba yasayla doktorların çalışma hakkı başta olmak üzere birçok hakkı gasp edildi. Haksız bir şekilde ihraç edilen 7 bin sağlık emekçisinin ve 2 bine yakın Tıp Fakültesi mezununun bu ülke sınırları içerisinde mesleğini icra edememesi için AKP adeta duvar örüyor. Sağlıkta kendi kadrolaşmalarının önünü açıyorlar. Doktorların çalışma hakkının gasp edilmesinin Türkiye’de zaten sorunlu olan sağlık sistemini daha da sorunlu hale getiriyor. Bir yanda hastane olmayan il ve ilçeler hala varken, hastalar birçok bölümde il il dolaşırken, öte yandan var olan hastanelerde yeteri düzeyde doktorun olmadığını biliyoruz.
15 Temmuz Darbe Girişimi
* Darbenin siyasi ayağı nerede? Halen görev başında olduklarını ve açığa çıkarılmadıklarını biliyoruz. Çünkü ucu kendilerine dokunuyor. Darbeyi fırsat bilerek, doktora, hekime, kamu emekçisine, öğretmene, emekliye, işçiye savaş açan bir iktidarla karşı karşıyayız. Asıl darbe budur. 15 Temmuz Darbesini bir fırsat olarak değerlendiren AKP, yüzbinlerce ihraç varken bir de istihdamı artırdıklarını söylüyorlar. AKP Genel Başkanı istihdamı artırdığını, milyonlarca işsize çözüm bulduğunu söylüyor.
Öcalan’a yönelik tecrid
* 20 yıl önce Sayın Öcalan’ı Türkiye’ye teslim edenler, bununla Kürt ve Türk halkları arasında boğazlaşma sağlamaya çalışanlar, komplolarını şimdi de para ödülleri ile sürdürmeye çalışıyor. Bu tür karanlık yöntemlerle sorunları çözeceklerini sanıyorlar. Ortada bir halkın varlığını, onurunu, kimliğini korumaya yönelik bir sorun vardır. Bunu hala bilmeyenler, görmeyenler artık görmelidir, duymalıdır. Kürt sorunu kişi sorunu değildir, çözüme odaklanmak yerine rehin alarak, öldürerek, para ödülü koyarak çözemezsiniz.
Afrin
* Bunların özgürlükçü yönetim dediği ÖSO işgali altındaki Efrin’den iğrenç duyumlar alıyoruz. Türkiye’nin denetimi altındaki çeteler bir yandan Efrin’de yağma ve talana devam ederken, bir yandan kadın ve çocukların kaçırılarak fidye istendiğini ve bu yöndeki haberlerin sayısının giderek arttığını görüyoruz. Efrin’de insani kriz giderek ağırlaşıyor ve tarih bize göstermiştir ki, bu zulümlerin bedeli kimsenin yanına kâr kalmayacaktır.Şimdiye kadar Efrin sınırında duvar ören Türkiye, istila sonrasında çetelere para kaynağı sağlamak ve işgali devam ettirmek amacıyla Efrin’e doğrudan sınır kapısı açmıştır. (EMK)
*Bu haberdeki fotoğrafı Mezopotamya Ajansı'ndan aldık.