Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, hapishanelerdeki işkence iddialarıyla ilgili Meclis araştırması talep etti.
Türkiye’de son dönemlerde gözaltı merkezlerinde ve hapishanelerdeki işkence iddialarının araştırılarak buna karşın alınacak önlemlerin tespit edilmesini istedi.
“Özellikle OHAL nedeniyle gözaltı merkezleri ile cezaevlerinde denetimin yapılmadığı, işkence iddialarının arttığı, cezaevlerinde yaşam koşullarının temel insan hakları ile çeliştiği sıklıkla ifade ediliyor.”
“Gözaltı sırasında başlıyor, hapishanede sürüyor”
Meclis Başkanlığına dün iletilen önergede, talebin gerekçesi şöyle açıklandı:
“Türkiye’de OHAL ilanı ile birlikte artan gözaltı ve tutuklamalar işkence iddialarını da gündeme getirdi. Daha gözaltına alınma sırasında başlayan darp ve ters kelepçe gibi ağır hak ihlalleri gözaltı merkezleri ve cezaevlerinde de sürüyor.
“Yetkililerin açıklamalarına dayanan resmi rakamlara göre, geçen yıl yaklaşık 150 bin kişi ‘terörizm’, ‘silahlı örgüt üyesi olma’ veya ‘15 Temmuz darbe girişimine katılma’ gibi suçlarla bağlantılı olarak gözaltına alındı.”
“Yargı işkence şikayetlerini soruşturmuyor”
“Mahkeme kayıtlarından ve diğer kaynaklardan, gözaltına alınanların, savcılıkta veya duruşmada verdikleri ifadelerde kötü muamele gördüklerini bildirdikleri, ancak savcılıkların veya mahkemelerin bu iddiaları etkin bir şekilde soruşturmadığı çok sayıda vaka tespit edildiği ifade ediliyor.
“Avukatlar da müvekkillerinin kendilerine işkenceden bahsettiğini ya da onlara işkencenin fiziksel delilini gösterdiğini ifade ediyor.
“Birçok mağdurun, suç duyurusunda bulunmaktan çekindiği, aile üyelerine karşı yapılabilecek misillemelerden korktukları da iddialar arasında.
“Avukatların da görevlerini ifa ederken çok sayıda engelle ve riskle karşılaştığı; bu baskının neticesi olarak baroların işkence ve kötü muameleyi belgeleme çabalarını desteklemekte yetersiz kaldıkları dile getiriliyor.”
“CPT tamamlanan raporunu yayınlamadı”
“OHAL döneminde yayınlanan KHK ve Adalet Bakanlığı genelgeleri; cezaevlerinde bulunan mahpusların temel haklarına da sirayet etti. Cezaevlerine yönelik gelişen bu tutumun devam edeceğine yönelik kaygılar mevcut.
“Avrupa Konseyi İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT) geçtiğimiz yıl 29 Ağustos-6 Eylül 2016 tarihlerinde Türkiye cezaevlerinde incelemelerde bulunmuştu. CPT tarafından hazırlanan rapor 2016 yılı Kasım ayı içinde açıklaması beklenirken bu raporun açıklanmaması bu kuşkuları artıran bir nüve oldu.
“CPT, Türkiye hakkındaki son raporunu 2016 Kasım ayında toplanan Genel Kurulu’nda kabul etti ancak, komitede uygulanan prosedüre göre, hazırlanan raporların yalnızca ilgili ülkenin isteği üzerine yayımlandığı biliniyor.
“CPT Başkanı Mykola Gnatovskyy’in ‘Yüzlerce insanla görüştük. Hem tek tek hem de başkalarının gözetimi altında. Yani sonuç çıkarabileceğimiz yeterince belgeye sahibiz’ şeklinde beyanda bulundu. Tüm bunlara karşı Adalet Bakanlığı konu hakkında kapsamlı bir açıklama yapmadı.
“Uluslararası Af Örgütü’nün de 2017 raporunda ise ‘Türkiye’de işkence ve kötü muamelede artış olduğu, soruşturmalardan ise sonuç alınamadığı’ ifadeleri yer aldı.”
Hangi hapishanelerde işkence iddiaları var?
Meral Danış Beştaş, işkence iddialarının dile getirildiği hapishaneleri de açıkladı:
“Hâlihazırda Tarsus, Van, Antalya Şakran, Ödemiş, Adıyaman, Elazığ, Giresun, İzmir Aliağa, Rize, Tekirdağ, Keskin, Şırnak, Sincan, Edirne ve Silivri Cezaevleri yoğun işkence iddiaları ile gündemde.
“Van Cezaevi’nde domuz bağı ile işkence iddiaları gündeme gelirken Tarsus Cezaevi’inde süngerli odada yapılan işkenceler, dayatılan çıplak arama uygulamaları had safhada.
“Siyasi tutuklu ve hükümlüler; cezaevlerinde spor ve sohbetlerin yasaklandığını, genç tutuklularla diğer kişilerin aynı anda ortak alana çıkmasının engellendiğini, her hareketlerinden dolayı disiplin soruşturmaları açıldığını, hücre cezaları uygulandığını, süngerli odalarda işkenceye maruz bırakıldıklarını, darp edildiklerini, ölümle tehdit edildiklerini, kitap alışverişinin yasaklandığını, kantin alışverişlerinin kısıtlandığını, gelen mektup ve kolilerin verilmediğini, kelepçeli muayenelerin sürdüğünü, hastalara zamanında müdahale edilmediğini, dışarıdan gönderilen kitapların Terörle Mücadele Şubesince incelendiğini, Kürtçe kitapların mahpuslara verilmediğini, ayakta sayımların yaptırıldığını, askeri tekmil uygulandığını, avukat görüşmelerinde gardiyanların odalarda durduğunu ve kadın tutsaklara fiziksel, psikolojik uygulamaların devreye konulduğunu belirttiler. (AS)