Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Van F Tipi Hapishanesinden mahpus Yusuf Kenan Dinçer, bianet’e yazdığı mektubunu, aylardır mektupları “sakıncalı” diye iade edildiği için bu kez “Hak ihlallerini yazamıyorum” ifadesiyle gönderdi.
Dinçer, bu son mektubuna, hapishane idaresinin “Sakıncalı mektup değerlendirme kararını” eklediğini de yazdı ancak bu karar da “sakıncalı” bulunmuş olacak ki elimize ulaşmadı.
Hapishane idaresi mektup okuma kurulunun “Sakıncalı mektup değerlendirme kararı”nda, mektupların neden sakıncalı bulunarak gönderilmediği yazıyordu.
29 Ekim tarihli mektup, bianet’e bugün ulaştı.
“Aylardır size ulaşmaya çalışıyoruz”
Dinçer’in, koşullarını neden yazamadıklarına dair yarım sayfalık mektubu şöyle:
“Aylardır size mektuplarımızla ulaşmaya çalışıyoruz ama mümkün olmuyor. Çünkü gazetecilere, milletvekillerine yazdığımız neredeyse hiçbir mektup gönderilmiyor, el konularak gönderilmesi yasaklanıyor. Hem de doğru düzgün bir gerekçe gösterilmeden.”
“Sakıncalı” kararı da “sakıncalı” bulundu
“Son olarak, Eylül ayında yaşadığımız hak gasplarını raporlaştırdığımız mektuplar da ‘sakıncalı’ bulundu. Bununla ilgili kararı size gönderiyorum. Orada mektubumuzda ‘sakıncalı’ gördükleri daha doğrusu göndermemeye gerekçe yaptıkları bölümleri alıntılamışlar. Biz o satırlarda ne tehdit görebildik ne hakaret ne de başka bir şey. O satırlarda ve mektubumuzun geri kalan altı sayfasında yalan-yanlış tek bir ifade yoktu. Ama mevzuunun bu olmadığını siz de tahmin edersiniz.”
[Mektubun neden sakıncalı olduğuna dair bölüm de sakıncalı bulunmuş olacak ki, Dinçer’in bahsettiği karar da mektup zarfından çıkmadı.]
“Anlatamadığımızı bu mektup anlatır belki…”
“Bu mektubun da engellenmemesi ve elinize ulaşması için buradaki koşullara ilişkin başka bir şey yazmıyorum. Bizim anlatamadığımızı belki bu karar [gönderilmeyen karar] anlatır diye umuyorum.”
Dinçer’in mektubu “Umutla, dirençle” diye sona eriyor.
Hapishanelerde OHAL
Özellikle olağanüstü hal ilanının ardından hapishanelerdeki hak ihlallerinin artışı, hem hak örgütlerinin raporlarına hem de mahpus mektuplarına yansıdı. Son bir yıldır sıklıkla dillendirilen hak ihlallerinden bazıları şöyle:
* İşkence ve kötü muamele, hakaret, tehdit... Telefon görüşlerinde “tekmil kuralı.” Hapishane giriş ve çıkışlarında çıplak arama. Buna yönelik şikayetlerin dikkate alınmaması, cezasızlıkla sonuçlanması.
* Hasta mahpusların kelepçeli muayeneye zorlanması başta olmak üzere tedaviye erişim haklarının engellenmesi.
* Artırılan tecritle birlikte avukat, arkadaş ve aile görüşlerine getirilen kısıtlamalar. Mektup ve kitap, dergi gibi yayınların verilmemesi. Radyo ve TV gibi iletişim araçlarının alınması ya da kısıtlanması. (Bazı hapishanelerde havalandırmalara, gökyüzünün görülmesini engelleyen tel kafes takıldı.)
* Kişisel bakım ürünleri veya günlük, not defteri gibi gibi özel eşyalara el konulması.
* Aşırı kalabalıktan dolayı yaşam şartlarının zorlaşması, içme suyu sıkıntısı, yemeklerin ve kaldıkları hücrelerin hijyen şartlarını yerine getirmemesi… (AS)