Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Avukat Züleyha Gülüm, medyada LGBTİ+’lara yönelik kullanılan nefret söylemlerinin araştırılmasını istedi.
“Nefreti körüklüyorlar”
Konuya dair Meclis’e önerge sunan Gülüm, araştırmanın gerekçesini özetle şöyle belirtti:
“Medyanın toplumun kültürel ve sosyal yapısını derinden etkileme gücüne sahip olduğu ve bireylerin düşüncelerine ve davranışlarına büyük etkisi olduğu bilinmektedir. Türkiye’de medya toplumsal sorunların çözümünde, barışın toplumsallaşmasında pozitif bir rol oynamak yerine ne yazık ki genel olarak şiddeti, ayrımcılığı, nefreti, cinsiyetçiliği ve yabancı düşmanlığını körükleyen bir dil kullanmaktadır. Medyada kullanın söz konusu ayrıştırıcı ve düşmanlaştırıcı nefret söylemlerinin cezasız bırakılması ise bu dilin giderek daha da yaygınlaşmasına neden olmaktadır.
"Özellikle LGBTİ+’lara yönelik kullanılan düşmanlaştırıcı ve ayrımcı dilin sonucunda yaşam hakkı ihlaline varan saldırılar gerçekleşmekte, nefretin büyümesine, önyargının yerleşmesine ve nefret suçlarına sebep olmaktadır.”
“Kaos GL raporları yayılan nefret söyleminin kanıtı”
“Genel ahlak”, “milli ve manevi değerler”, “Türk aile yapısı” gibi muğlak ifadelerin medyaca öne çıkarıldığını anlatan Gülüm, şunları belirtti:
“Halihazırda haklara erişimde ciddi sorunlar yaşayan, yaşam hakkı dahil olmak üzere bir dizi hakkı sistematik olarak ihlal edilen LGBTİ+’ların yaşadıkları sorunlar medyadaki nefret ve ayrımcı söylemlerle derinleşmekte, önyargılar yerleşik hale getirilmektedir.
“Yapılan araştırmalar LGBTİ+’lara yönelik medyadaki ayrımcılık ve nefret söyleminin Hükümet’in ve kamu görevlilerinin açıklama ve uygulamalarına paralel şekilde ilerlediğini ortaya koymaktadır.
“Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği’nin (Kaos GL) Medyada LGBTİ+ Temsili İzleme Raporu”na göre yayınlanan haberlerde özellikle İstanbul Sözleşmesi etrafında şekillenen LGBTİ+ karşıtı kampanya ve Diyanet’in hedef gösteren hutbesinin ardından LGBTİ+’ların olumsuz temsili, nefret söylemi ve ayrımcı dil içeren metinlerin sayısı artmıştır. Koronavirüs pandemisiyle geçen süreçte sistematik ve organize bir şekilde LGBTİ+ karşıtı kampanyalar hem yaygın medyada hem de yerel medyada yoğunluk kazanmıştır.
“Nitekim Kaos GL’nin raporunda ve diğer izleme faaliyetlerinde; belli dönemlerde kamu otoritelerinin, bakanların, Cumhurbaşkanı’nın ve üst düzey kamu görevlilerinin LGBTİ+’ları hedef alan açıklamalarına paralel bir şekilde medyada çok hızlı bir şekilde düşmanlaştırma politikalarının devreye koyulduğu belirtilmiştir. Saydığımız nedenlerden dolayı araştırma komisyonu kurulmasını arz ve talep ederim.” (EMK)