Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, Olağanüstü Halin (OHAL) son bulması talebiyle kampanya başlattı.
HDK İstanbul binasında yapılan kampanya duyuru toplantısına HDK temsilcileri, Kanun Hükmünde Kararnameler ile ihraç edilen akademisyenler, sağlık emekçileri, KHK ile kapatılan medya organlarının temsilcileri katıldı. Katılımcılar kampanyanın sembolü mavi atkılarla toplantıdaydı.
HDK Eşsözcüsü Onur Hamzaoğlu, İhraç edilen akademisyen Prof. Zelal Ekinci, sağlık emekçisi Narin Ürün ve KHK ile kapatılan TV10 Yönetim kurulu üyesi Veli Büyükşahin söz aldı. HDK açıklamasını Yürütme Kurulu Üyesi Çiğdem Kılıç okudu. OHAL’in son bulması için birlikte mücadele çağrısı yaptılar.
HDK temsilcileri, KHK’ların tüm sonuçlarıyla iptal edilmesi, OHAL'in son bulması talebiyle başlattıkları “Son verelim” başlıklı kampanyayla toplantılar ve forumlarla görüşlerini paylaşmak ve herkesi ortak mücadeleye davet etmek istediklerini anlattı.
Hamzaoğlu: Sessizlik duvarını hep beraber kıralım
Hamzaoğlu, “Yaşadığımız koşullarda sessizliğimizle suskunluğumuzla boğulmak istemiyoruz. Türkiye halklarıyla, emekçilerle, mağdurlarla, inanç gruplarıyla hep birlikte sesimizi yükseltelim, sessizlik, korku duvarını hep beraber kıralım istiyoruz” dedi.
7 Haziran’dan 15 Temmuz’a ve 15 Temmuz sonrasına yaşananları hatırlatan Hamzaoğlu “2016 Türkiye’sinde hukuk kokmuştur. Demokratik, özgür, barış içinde yaşanacak Türkiye’yi inşa etmek bize düşüyor. OHAL’e hep birlikte son verelim” dedi.
Ekinci: OHAL’e hayır demekten başka çaremiz yok
2 Eylül’de Resmi Gazete'de yayınlanan 672 sayılı KHK ile Kocaeli Üniversitesi’nden ihraç edilen 19 akademisyenden Ekinci “Distopyanın içindeyiz. 1984 romanından daha kötü durumdayız” dedi.
Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladıklarını hatırlattı.
“15 Temmuz sonrası OHAL sadece darbe girişimine değil, savaşa dur diyen bizlere karşı da kullanıldı. OHAL’e hayır demekten başka seçeneğimiz yok, birlikte olmamız gerek.”
Ürünlü: Korku ve kaygı yaymak isteniyor
Sağlık ve Bilim Emekçileri Sendikası (SES) üyesi Narin Ürünlü dokuz yıla aşkın kamuda sürdürdüğü görevinden KHK ile ihraç edildiğini belirtti.
“KHK’larla barış, emek mücadelesi yürütenlerin tasfiyesi, kalanlara ise gözdağı verilmesi isteniyor. Muhalif tüm kesimleri susturmak istiyorlar. Sağlıkta da muhalif sendika üyelerine tasfiyeler yapıldı. OHAL’in uzatılmaması için mücadele etmemiz gerekiyor.”
Büyükşahin: Birlikte mücadele
28 Temmuz’da yayınlanan KHK ile kapatılan basın kuruluşlarından TV10 yöneticisi Büyükşahin, kapatılan medya kuruluşlarının ortak özelliğinin “toplumun farklı kesimlerini gündeme taşımak ve demokrasi, hukuk ve birlikte yaşama iradesini ortaya koyması için çalışmak olduğunu” söyledi.
TV10’un Alevi toplumunun sesi olduğunu hatırlatan Büyükşahin, kapatılma kararını “Alevileri sindirme, susturma politikasının parçası olarak gördüklerini” söyledi.
“Basın yayın organlarının kapatılması Türkiye demokrasisine vurulan darbedir. Demokrasi, özgürlük ve hukuk istiyorsak birlikte mücadele yürütmeliyiz.”
HDK: Başkanlığa giden yolu kapatalım
Kılıç’ın okuduğu HDK açıklamasında KHK’larla çok sayıda kişinin açığa alındığı, dernek ve vakıfları, basın yayın organlarının kapatıldığı, HDK’li milletvekillerinin, gazetecilerin tutuklandığı belirtildi.
“AKP/Saray OHAL'i sürdürmek istiyor. Çünkü tek adam rejimine, başkanlığa, ulaşmak için OHAL düzenini kullanıyor.
“OHAL uygulamasına derhal son verilmelidir. KHK’ler iptal edilmelidir. OHAL demek, keyfilik, hukuk dışılık, ‘ben yaptım oldu’ demektir. ‘Yarın ne olacak’ dememek; ‘Benim de başıma bir iş gelir mi’ dememek; her an işten atılma korkusu yaşamamak; barış, demokrasi ve özgürlükler; Kürt sorununda eşit, adil, demokratik bir çözüm; OHAL'in kaldırılması ve diktatörlüğe dur demek için eşitlik, adalet ve özgürlük için birleşelim, direnelim. KHK’ler bütün sonuçlarıyla iptal edilmeli, OHAL derhal kaldırılmalıdır. Başkanlığa giden yolu kapatalım.” (BK)