16 Nisan’daki Anayasa değişikliği referandumu için bir grup dansçı da “hayır” kampanyası yürütüyor.
Hayır'lı Danslar grubu 20 yıllık Sosyal Latin Dans camiası içerisinde dans eğitmenliği yapanlardan, sahne performansçılarından, sosyal olarak dans edenlerden ve dans severlerden oluşuyor. Dans ederek "hayır" diyorlar.
Hayır’lı Danslar çok sayıda video çekip sosyal medyada paylaşmanın yanı sıra, kendi “hayır” şarkılarını da yaptı. Uluslararası tanınırlığa sahip müzisyenlerden de destek alan gruptan Mehmet Ceyhan (MC) ve Koray Türkay (KT) ile konuştuk.
Mehmet Ceyhan30 yıldır dans ediyor. İstanbul’daki Mundo Latino Dans Merkezi kurucularından. Dans kariyerinde Sokak dansı, RnB, Jazz, Modern dans ve Salsa ile ilerlemiş, canlı performanslarıyla birçok ödül aldı. İngiltere Birleşik Krallık Eğitmenlik Belgesi Öğretim Sertifikasına sahip olan Ceyhan, ayrıca Uluslararası Dans Organizasyonu hakemi. |
Koray TürkayMarmara Üniversitesi Turizm İşletmesi mezunu, döşemelik kumaş sektöründe çalışıyor. 17 yıldır Sosyal Latin Dansları ile ilgileniyor. Birçok uluslararası festival ve kongrelere katılan Türkay bazı festivallerde de sahne performansçısı olarak yer alıyor. |
Hayır'lı Danslar kim, nasıl oluştu?
KT: Uzun yıllardır dans adına ortak bir tavrın, aklın ve sözün ihtiyacına denk düşen bir buluşmadır Hayır'lı Danslar.
Böyle bir dönemde bu ortaklaşmanın olgunlaşmasının ayrıca bir önemi vardır. Çünkü içerisinde bulunduğumuz sürecin dansın kaderiyle son derece ilgili olduğunu düşünüyoruz. Ama bu birliktelik referandum ile sınırlı değil.
Birlikteliğimiz beş yıl öncesinde dayanıyor. Heybemizde Gezi isyanına katkı koyma şerefi, Haydarpaşa Garı savunusuna bin kişilik bir dansçı ordusuyla katılma özgüveni bulunuyor. Geçmişten başlayan bir kımıldanmanın harekete geçme halindeyiz.
Ancak bu referandum tüm aydınlanma adına olduğu gibi dans adına da hayati. İktidarın 14 yılda yaydığı siyasal islam anlayışı tüm sanat dallarını var olma meselesiyle karşı karşıya bıraktı.
MC: Hayır'lı Danslar bu ülkede dans sanatına yıllardır emek veren ter döken hepimiziz bizleriz. Referandum süreci başladığında “Hayır” halk meclisleri kurulurken dans ile yoğun mesai harcayan arkadaşlar bir araya gelerek bunu dans boyutuyla ele alalım dedik. Ardından Hayır’lı Danslar doğdu ve iyiki de doğdu.
Çünkü gelinen süreçte “Hayır” diyenlerin baskılandığı, kelime oyunlarıyla terörist ilan edildiği dönemde biz inadına o baskıları boşa çıkartmak adına sanatla dansla neşeyle çoşkuyla “hayır” diyerek o baskıları boşa düşürmeye çalıştık.
Neden “Hayır” diyorsunuz?
MC: Hani bazı siyasetçiler ve kanaat önderleri diyorlar ya “Bu, Erdoğan ile ilgili değil” diye. Aslında tam Olarak da Erdoğan ile ilgili. Cumhuriyet tarihinden beri en çok yetkiye sahip olan ve istediği her şeyi yapan biri diyor ki “Bunlar yetmez. Ben daha çok yetki alayım, her şeyi ben yapayım”. Bu Anayasa filan değil bir tek kişinin istekleri doğrultusunda yazılmış bir taslak.
Anayasa dediğin toplumsal uzlaşıyla yapılır Anayasa dediğin OHAL ortamında baskılarla göz altılarla yapılmaz. Hele ki reisi cumhur ben taraflıyım diye açık açık söylüyorsa ve o anayasada reisi cumhur parti başkanı olacaksa bu bizi parti devletine götürür. Biz ki toplum olarak siyasi partileri bir futbol takımı gibi tutan bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan okumadan araştırmadan beylik lafları edip ahkam kesen kendisi gibi olmayanı ötekileştiren bir halkız.
Ben kendi adıma bedel ödemekten yoruldum usandım. Gelen iktidarın bir öncekinden öç almasından usandım. Sosyolojiden insan ve toplum psikolojisinden bir haber yapılan siyasetten, Dilin çirkinleşmesinden usandım yoruldum artık. Biz bu ülkeyi nasıl en üst düzey demokratik seviyeye getirip toplumsal barışı huzuru sağlayıp kardeşçe el ele yaşarız derken 14 yılda ülkeyi çatır çatır kutuplara bölen bir iktidarın varlık savaşını meşrulaştırmaya çalışmasını oyluyoruz, Anayasa filan değil, kimse kimseyi kandırmasın artık!
Neler yapıyorsunuz?
KT: İki ay önce yüksek sesle "Hayır" demek ile bugün yüksek sesle "Hayır" demek arasında bir fark var. İki ay önce iktidarın yoğun tehdit ve basıncı karşısında yüksekten "Hayır" demek oldukça güçtü.
Bir kısım yürekli ve gelecek günlerin aydınlık olması adına sorumluluk duyan dansçı o güç zamanlardan beri "Hayır"ı sadece söylemiyor bir de üzerine dans ediyor. Dans ederek neden “Hayır” dediğimizin videolarını Hayır'lı Danslar sayfamızdan insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Uluslararası alandan eğitmenlerinin dayanışma videoları gelmeye devam ediyor. Bu videoları da Türkçe altyazılı olarak paylaşıyoruz.
Nasıl tepkiler aldınız?
MC: Beklediğimizden çok daha güzel tepkiler aldık. Basının ilgisi oldukça yoğundu Avrupa’daki birkaç basın yayın organı da bize yer verdi. Özellikle baskılardan çekinen insanlar bizleri görüp cesaret bulduklarını söylediler bunlar bu süreçte oldukça önemli şeyler.
Özellikle sevgili yoldaşlarım Koray Türkay ve Julia Aylin Kolcu ile bir Hayır şarkısı yaptık ve Kadıköy meydanında çok da doğal bir video çektik, şarkımıza ilgi oldukça büyüktü. Tabii ki bunda büyük usta Adnan Yücel’in “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” şiirinden alıntıların olması çok büyük bir etkendi.
Bu arada bize “Dansla müzikle vatanı mı kurtaracaksınız” diyenlerde oldu. Ama dans bütün sanat dallarının atasıdır, dil, din, renk, ırk cinsiyet, sınıf ayırt etmeksizin herkesi bir araya toplayan bir olguya kimse sadece eğlence gözüyle bakamaz. Dans kendi başına zaten bir başkaldırı ve karşı duruştur.
Ben yaklaşık 30 yıldır dans ediyorum ve her zaman dans benim hayatımdaki ifade özgürlüğüm dedim. Kaldı ki vatan işgal altında filan değil, işgal altında olan bir şey varsa o da Cumhuriyet’tir. Bu iktidarın kurmak istediği ikinci Cumhuriyeti onlara kurdurmayacağız…
Referandum sonucu beklentiniz nedir?
KT: Geldiğimiz aşamada AKP'ye oy veren birçok aklı selim insanın da bu referandumun nelere yol açacağını anladığını ve “Hayır” oyu kullanacaklarını görüyorum. Ben “Hayır”ın kazanacağını düşünüyorum ancak “Evet” çıksa dahi kazanan şu haliyle “Hayır” olmuştur.
Bu halktan umut kesilmez. Eninde sonunda kazanan, aydınlık bir gelecek için çırpınanların olacaktır. (EA)