İzmir’de “Hayır” eylemine katıldıkları sırada gözaltına alınan 19 kişiden altı öğrenci ve bir gazeteci, hakimliğin “olağanüstü halde (OHAL) önleyici karar verme yetkisini” kullanmasıyla tutuklandı. Beşi "cumhurbaşkanına hakaret" ikisi de 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleir Kanunu'na muhalefetten tutuklu.
Gözaltındayken bayrak önünde fotoğrafının çekilmesini “Ben suçlu muyum, ne yapıyorsunuz” diyerek reddeden Hasan Benli ayrıca, polislerin tuttuğu tutanak delil gösterilerek “Türkiye bayrağını yırtmaya teşebbüs” ile suçlandı.
İçme suyu verilmiyor
Beş gün gözaltında tutulduktan sonra 21 Nisan’da tutuklanarak Şakran Cezaevi’ne gönderilen yedi kişiye üç gündür içme suyu verilmiyor.
Dün akşam Şakran Cezaevi’ne ziyaret gerçekleştiren avukatlardan Dinçer Çalım bianet’e yaptığı açıklamada, tutuklanan üç kadın ile dört erkeğin çıplak aramaya maruz bırakıldığını, koğuşlara dağıtılmadan önce tutuldukları “müşahede odasında” tuvaletteki musluktan su içmek zorunda kaldıklarını anlattı.
TIKLAYIN - İZMİR'DE YSK PROTESTOSUNA GÖZALTILAR ÜÇÜNCÜ GÜNÜNDE
17 Nisan’da, seçim sürecinde yaşanan hukuksuzlukları ve seçim sonuçlarını protesto eden 17 öğrenci ve eylemin haberini yapan iki gazeteci İzmir, Bornova’da gözaltına alındı, soruşturma sonunda altı öğrenci ve gazeteci, belgeselci Kazım Kızıl tutuklandı.
Aynı eylem nedeniyle gözaltına alınanların tamamı 2911 sayılı yasaya muhalefet etmekle suçlanırken, dokuz kişi Cumhurbaşkanına hakaret etmekle, ayrıca bir tweet’i nedeniyle Kazım Kızıl, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle” suçlanmıştı.
“Israrla aynı suçu işlemeye devam etmeleri…”
Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nin 21 Nisan tarihli tutuklama kararında, eylemde gözaltına alınanlardan yedisinin “daha önce de başka eylemlere katıldığı” vurgulandı, hakimliğin “önleyici tedbir yetkisi olduğu” ifade edildi:
“Şüpheliler Hasan Benli ve Ezgi Toker, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak suretiyle 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32/1 maddesinden [mahkemeye] sevk edildikleri;
“Diğer şüphelilerden farklı olarak bu iki şüphelinin geçmişte benzer suçlardan işlem görmeleri, ısrarla ve yoğun kast ile aynı suçu işlemeye devam etmeleri … değerlendirildiğinde;
“Ülkemizde olağanüstü hal kararı uygulandığı bir dönemde olmasına rağmen şüphelilerin eylemlerine devam etmesi;
“Hakimliğimizin yargılama makamı değil, soruşturma aşamasında önleyici ve tedbir kararı mahiyetinde kararlar vermek durumunda olması bir arada değerlendirildiğinde adli kontrol tedbirinin bu şüpheliler açısından yetersiz kalacağı, bu haliyle bir tutuklama sebebinin varolduğundan tutuklanmalarına karar verilmiştir.”
“Delillerle değil, bilgi fişiyle tutuklandılar”
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, tutuklamalarla ilgili yaptığı açıklamada, “bilgi fişleriyle yapılan tutuklamalara sessiz kalmayacaklarını” belirtti.
“İzmir’de muhaliflere yapılan tüm baskıların sebebi yeni bir Gezi korkusudur.
Açıklamada, tutuklama ve tutuklamaya sevk kararlarında dosyada olmayan bilgilerden hareket edildiği belirtildi:
“Aynı eylemde gözaltına alınıp, aynı suçlamalara maruz kalan ve hepsi suçlamayı reddeden savunmalar yapan şüpheliler arasında ‘gizemli’ bir fark gözetilerek bazıları tutuklandı.
“Sorgu hâkimi, şüpheliler arasında farklılık gözetilmesinin nedenini ‘eylem yoğunluğu’ olarak açıkladı ve savcılığın bu nedenle bazı şüphelileri tutuklamaya sevk ettiğini belirtti. Savcılık sevk yazısında böyle bir ibare yer almamakla birlikte, bu eylemler hakkında dosyada bilgi de yoktur.”
“Israrla eylem yaptıklarını nereden biliyorsunuz?”
Şu soruların yanıtlanması istendi:
“Dosyada bu konuda bilgi olmadığı halde bazı şüphelilerin başka mahkemelerde soruşturmaları/davaları olduğunu sorgu hâkimi kimden ve nereden öğrendi?
“Herhangi bir adli soruşturmanın konusu olmayan basın açıklaması ve eylemlere hangi şüphelinin katılıp katılmadığını sorgu hakimi nereden biliyor?
“Ve en önemlisi temel ceza ilkeleri hiçe sayılarak bu dosya dışı bilgiler, nasıl tutuklama kararına gerekçe oluyor?”
Gazeteci Kızıl, dosyada olmayan suçlamayla tutuklandı
“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerine muhalefet suçlamalarıyla gözaltında bulunan Kazım Kızıl ise, hakkında dosyadaki suçlamalar arasında bulunmayan “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklandı.
Açıklamada bu karar “skandal” olarak değerlendirildi:
“Polis Kazım Kızıl hakkında böyle bir suçlamada bulunmamış, bu konuda soru sormamıştır. Çünkü böyle bir delil dosyada yoktur. Adli bir hatadan çok bir keyfiyet, umursamazlık ve kasıt söz konusudur.” (AS)
* Fotoğraf: Twitter