Doğanın canlandığı, baharın geldiği bugünlerde Covid-19 salgını insanların evlerine çekilmesine ve yaşam alanlarının sessizliğe bürünmesine neden oldu. Baharın gelişi üniversitelerde şenliklerle karşılanır, sınav ve gelecek kaygısı bir süreliğine kenara atılırdı. Ancak Covid-19 salgını üniversitelilerin yaşam alanları olan kampüsleri birer “hayalet kampüse” dönüştürdü, kaygılar ise hat safhaya ulaştı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) 16 Mart tarihinde eğitime ara verdi. Ardından salgının öngörülmez olması sebebiyle bahar döneminin uzaktan eğitim şeklinde biteceği açıklandı. Ülke genelinde 207 üniversitenin 123’ünün bünyesinde Uzaktan Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (UZEM) mevcut. “Öğrenme Yönetim Sistemi” bulunmayan üniversitelere ise Anadolu Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi tarafından destek sağlandı. Fakat bu yöntem sadece teorik dersleri kapsıyor. Uygulama gerektiren dersler için salgının bitmesinin ardından yaz aylarında telafi dersleri yapılması hedefleniyor.
YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın uzaktan eğitim ile bahar döneminin biteceğini açıklamasının ardından, çoğunlukla uygulamalı ders gören üniversite öğrencileri Twitter’da #UzaktanEğitimİstemiyoruz hashtagi ile seslerini duyurmaya çalıştı.
Üniversitelerde altyapı ve öğrenci sayılarına göre farklı uygulamalar var. Bazıları video-konferans sistemi ile dersleri işlerken bazıları ise sisteme içerik yükleyerek öğrencilerin bu içeriklerden yararlanmasını istiyor. Fakat bilgisayar, internet ve kota sorunu yaşayan öğrenciler için hala bir çözüm bulunabilmiş değil. Üniversite öğrencileri bir taraftan gelecek kaygısı taşırken diğer taraftan Covid-19 salgınının getirdiği bir dizi sorun ile mücadele ediyor. Üniversitelilerin salgın sürecinde yaşadığı kaygıları, eğitim alanında karşılaştıkları sorunları konuştuk.
WhatssApp grubundan bilgilendirme
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 3.sınıf öğrencisi olan Asya: Salgının başladığı ilk günlerde bir Whatsapp grubu kuruldu. Hocamız sık sık makalelerle bizi bilgilendiriyor. Sosyal medyada çok fazla bilgi kirliliği olduğu için güvenilir kaynağa erişebilmek güzel. Kafamıza takılan her şeyi soruyoruz. Şu ana kadar öğrendiğimiz bilgilerden çıkarım yapanlar ve tedavi önerisinde bulunan arkadaşlarımız var. Hocamız da doğru mu yanlış mı tezlerimizi tek tek yanıtlıyor. Bir nevi beyin fırtınası. Arkadaşlarımız arasında belirsizlikten dolayı moral bozukluğu var. Kısa sürede ve en az hasarla pandeminin sona ermesini umuyoruz. Sınavlarımızın yaz tatili zamanında yapılacağı söyleniyordu ama özellikle 10 Nisan gecesi yaşanan kaos, salgını baya uzatacak gibi görünüyor. Süreç bittikten sonra her alanda toparlamaya gidilir. Her şeyin bittiğine tam olarak ne zaman ikna oluruz bilmiyorum, psikolojik yıpranmayı aşmamız uzun sürecek.
Üç saat olan ders, bir saatte işleniyor
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Beste: “1 saat olan derslerimiz 20 dakika, 3 saat olan derslerimiz ise 1 saat şeklinde işleniyor. Hocalarımız ve bazı arkadaşlarımız derse bağlanırken ses ve görüntü sorunu yaşıyorlar. Hocalara soru yönelttiğimizde görmeyenler var. Pratik çalışmalarımız oluyordu soru-cevap şeklinde ama süre sorunu çekiyoruz ve verimli olmuyor. Teorik kısmı kitaplardan halledebiliyoruz ancak pratik kısımda hocaların görüşlerine ihtiyacımız var. Sınavların online olması sebebiyle kopyaya açık ve verimsiz bir dönem olacak. Devam zorunluluğumuz yoktu, istediğimiz zaman amfi tozu yutabiliyorduk hocalara soru sorabiliyorduk bunun bir lüks olduğunu şimdi anlıyorum. Bu sene mezun olacaktım staj yerimi ayarlamıştım ama bu şartlar altında okula gidebilecek miyiz onu bile bilmiyoruz. Şu anda hayat durmuş ve her şey ertelenmiş durumda bu nedenle kaygılıyım.
İmkanlarım kısıtlı
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nde Sınıf Öğretmenliği okuyan Gizem: Kendi internetimden derse giriş yapıyorum ve kısıtlı imkânlarım var. Uzaktan eğitimde her konu ile ilgili sayfalarca slaytlar gönderiliyor ve bunlardan kısa bir özet çıkarıp ödev yapmamız isteniyor. Yapılan ödevler üstünkörü oluyor bir şey anlayamıyoruz ve verimsiz bir dönem geçiriyoruz.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde Okul Öncesi Öğretmenliği okuyan son sınıf öğrencisi olup aynı zamanda KPSS’ye hazırlanan Kardelen: Şu anda uzaktan eğitim sistemi üzerinden sürekli ödev veriyorlar ve eski konulara çalışmamızı istiyorlar. Uygulamalı derslerimizi sistem üzerinden teorik olarak paylaşıyorlar, yazın ise pratik olarak işleneceğini yoksa mezun olamayacağımızı söylediler. KPSS’ye hazırlanıyorum ama şu anda sürekli hocaların verdiği ödevlerle uğraşmak zorunda kaldım. Üniversiteler açıkken kütüphaneye gidip 5-6 saat ders çalışabiliyordum şuan ise evde olduğum için dikkatimi toplayamıyorum.
Yurtta kalan öğrenciler
Akdeniz Üniversite Uluslararası İlişkiler Bölümü son sınıf öğrencisi olan ve devlet yurdunda kalan Eylül: Üniversitelere ara verildiğini duyduktan sonra ailemin yanına gitmek için çok az eşyamı alıp yurttan çıktım. Birkaç gün arkadaşımda kaldıktan sonra yurda umreden dönen insanların geleceği söylendi. Yurtta kalan eşyalarımızı almak için yurda gittik. Yurdun bahçesinde umreden dönen insanların beklediğini gördük aynı havayı solumak zorunda bırakıldık. Son sınıf öğrencisiyim ve bu sene mezun olacağım. Üniversite yaşamımın böyle bitmesine çok üzülüyorum. YÖK’ün yaptığı bahar döneminde okulunuzu dondurabilirsiniz açıklamasını düşündüm ama bir ay sonrasında bile ne olacağını bilmediğim için vazgeçtim.
Oturmadığım evin kirasını veriyorum
Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğrencisi olan Berna: Ev sahibimize bu ay kirayı veremeyeceğimizi söyledik ama sert bir üslup ile kendisini ilgilendirmediğini ve ödememiz gerektiğini, eğer ödeyemiyorsak da evden çıkmamız gerektiğin söyledi. Bursları kesilen arkadaşlarımız var. Bence üniversite öğrencilerinin ihtiyaçlarının karşılanması için bir çalışma yapılması lazım.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde okuyan Ezgi: Evde kalıyorum ve salgın nedeniyle ailemin yanına gitmek zorunda kaldım üçüncü sınıf öğrencisiyim ve bir sene daha okuyacağım ne olacağını bilemediğim için evi kapatamıyorum şu anda dahi eylül ayına kadar oturmadığım evin kirasını veriyorum.
Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğrencisi Gözde: Yüz yüze yapılan eğitimin yerini başka herhangi bir metodun tutacağını düşünmüyorum. Derslere erişiminde küçük çaplı sorunları yaşadım, küçük çaplı olmasına rağmen konsantrasyonu büyük ölçüde olumsuz etkilediğini düşünüyorum. Bu dönem verilen paranın geri yatırılması gerekirdi, geri yatırılmasa da indirim yapılabilirdi veya gelecek dönem için bir indirim, iade durumu da olabilir ya da ekstra ödemelerle ilgili (yemekhane, servis) düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Yaşam artık çok farklı olacak
Psikoloji Bölümü öğrencisi Deniz: Dünyanın ekonomik sisteminin ciddi bir değişikliğe gideceğini düşünüyorum. Küçük bir kesim ücretsiz izine çıkarıldı, büyük bir kesim hala çalışıyor çünkü sermaye işçinin 2 hafta çalıştırmadan karnını doyurmak istemiyor. Herkes içinde yaşadığımız düzenin farkına vardı. Bütün bunlar bittikten sonra sosyal devletin tüm dünyada talep edileceğine inanıyorum.
Ankara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencisi Aylin: Salgının ekonomik etkilerinin yanı sıra özellikle bireylerin yalnızlaşması, güven problemi, ilişki dengesinin bozulması ve psikolojik çöküntünün başlayacağını düşünüyorum. Her ne kadar bugünlere umutsuzluk kara bir gölge olarak düşse de havanın temizlenmesi ve doğanın asıl sahipleriyle yüzyıllar sonra ilk defa baş başa kalması umudu filizlendiriyor. (N