Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyım atanmasının ardından, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısını Esenyurt ilçe binasında gerçekleştirdi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, MYK ve Meclis Grubu’nun katılımıyla yapılan toplantının ardından ilçe binası önünde açıklamalarda bulundu.
"Kayyım rejimini yaydılar"
Hatimoğulları'nın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
"Üniversitelere, beğenmedikleri işletmelere kadar kayyım rejimini yaydılar. Ve biz ta o zaman şunu ifade ediyorduk: Kayyım rejimi hep birlikte karşı çıkmamız gereken bir rejimdir. Bizler kayyım rejimine daha güçlü bir şekilde karşı çıkmalıydık, hâlâ karşı çıkmalıyız. Kürt illerine atanmış olan kayyımların Batı'ya nasıl sirayet edeceğini defaatle açıklamıştık. Keşke haklı çıkmasaydık. Bugün artık kayyım rejimi Türkiye'nin Batı kentlerine sirayet etmiştir. Bugün Türkiye'nin en büyük belediyesi olan Esenyurt Belediyesi, Kent Uzlaşısı ile kazanılmış bir belediyedir. Bütün Türkiye'ye model olan bir belediyecilik anlayışıyla burada bir uzlaşı sağlanmıştır.
"Ahmet Özer bu toplumun onurudur"
"Esenyurt demek, Türkiye demektir. Türkiye'de yaşayan farklı halklar ve inançlardan ne kadar insan varsa Esenyurt'ta yansıması var. Ve buna tahammülü olmayan iktidar, buraya kayyım atamıştır. Kayyım, bir darbe rejimidir, halkın iradesini gasbetmektir, anti-demokratiktir, hukuksuzdur.
"Bugün Ahmet Özer Başkana yapılmış olan, Esenyurt halkının iradesine yapılmıştır. Özer, Esenyurt halkından her iki kişiden birinin oyunu alarak o makama gelmiştir. Bizler bu operasyonlara karşı dün olduğu gibi bugün de mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizim nazarımızda atanan kayyım yok hükmündedir. Ahmet Özer, bu toplumun onurudur. O bir akademisyen, bir bilim insanı; aynı zamanda kendi tercihini yaparak bir siyasi partide faaliyetlerini yürütmektedir. Böylesi bir insana düzmece bir iddianameyle bir gözaltı gerçekleştirdiler.
"İç barışa darbe vuruldu"
"Biz bu uydurma dosyaları çok iyi biliyoruz. Bu operasyonu gerçekleştiren irade, Saray'daki iktidarın ta kendisir. Saray, seçimle kazanamadığı belediyelere kendi memurunu yerleştiriyor. Bu ülkedeki kurumları seçilmişler değil, atanmışlar yönetecekse bu rejimin adı demokrasi değildir. İktidar, bu büyük ilçeden, Esenyurt'tan rant da elde etmeye çalışıyor. Kendilerine rant açmak için de kayyım atadıklarını çok iyi biliyoruz.
"Bizler kayyım rejimine karşıyız, karşı olmaya devam edeceğiz. Bunu hak için, adalet için, demokrasi için yapacağız. Bunu kent hakkı için de yapacağız. Bugün sözümona barış elini uzatanlar, dün Esenyurt'ta gerçekleştirdikleri operasyonla iç barışa darbe vurmuşlardır. Kent Uzlaşısı, iç barışın ta kendisidir. Kent Uzlaşısı'na darbe çekenler, iç barıştan nasıl bahsedebilir?
"Tek vücut olma zamanı"
"Değerli halklarımız, bizler bugün kayyım rejimine karşı Türkiye’de bunu kabul etmeyen bütün yurttaşlar olarak yarın bir başka belediyeye benzeri olmasın diye, yarın büyükşehir belediyesini hedeflemesinler diye, yarın Türkiye’nin başka bir kentini hedeflemesinler diye tek vücut olma, bir olma, beraber olma zamanıdır. Demokrasiyi ve iç barışı gerçek anlamda bir barışı bir toplumsal barışı hep birlikte talep etme zamanıdır.
"Bu haberi aldığımız anda MYK’mizi bugün İstanbul’da toplama kararı aldık ve biraz önce MYK toplantımızı gerçekleştirdik. Hem burada hem Türkiye’nin her yerinde kayyıma karşı demokrasiyi Türkiye’de toplumsal barışı savunmak üzere, hep birlikte yol haritamızı konuşmak için bugün toplandık. Şimdi alana, meydana, değerli halklarımızla buluşmak; kayyıma bir kez daha hayır demek için alana doğru hareket ediyoruz."
(TY)